Farklı projelerin okulu: Atatürk Ortaokulu

1.5 dönümlük bir arazi kiralayarak çocuklara doğa sevgisini aşıladıklarını belirten Atatürk Ortaokulu Müdürü Dilaver Açıkgöz, satrançta ise İzmir genelinde 5. sırada yer aldıklarını söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 15.06.2016 07:03
  • Güncelleme Tarihi : 15.06.2016 07:03
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Farklı projelerin okulu: Atatürk Ortaokulu

NİLGÜN TAZE

Atatürk Ortaokulu’nun Okullar Hayat Olsun Projesi kapsamında bulunmamasına rağmen düzenlendiği sosyal faaliyetler 4-5 okulun yaptığı etkinlik toplamından daha fazla. Öğretmen ve öğrencilerinin gezmeye doyduğu okulda 41 stajiyer öğretmenle birlikte her salı Efes, Şirince başta olmak üzere İzmir’in tarihi ve turistik yerleri geziliyor. Çocukların kaymakamlık, belediye gibi kurumlara götürülerek nasıl işleyiş sergilendiğini bire bir öğreten okulda aynı zamanda içinde birçok sebze ve meyvenin yetiştirildiği bir sera da bulunuyor.

İki köy okuluna yardım kampanyası başlatarak büyük çaplı yardımlarda bulunduklarını söyleyen Atatürk Ortaokulu Müdürü Dilaver Açıkgöz, sadece kargo ücretinin bin 300 TL tuttuğunu söyledi. Açıkgöz, “Okullumuzda halk oyunları, voleybol, atletizm, saksafon, yan flüt, klarnet, trompet öğretimi gibi birçok etkinlik yer alıyor. Zaman içinde okulumuzda sevecen bir ortam oluştu. Velilerimiz çocukları ile aşırı ilgililer. Bizim için bu büyük avantaj çünkü veli sürekli okulun içinde olduğu için yaptığımız tüm icraatları kendisi yakından görüyor. Onların memnuniyetini görmek bizleri de memnun ediyor” dedi.

PROJELER OKULU

Bin 400 öğrenci ve 108 öğretmeni bulunan Atatürk Ortaokulu, aynı zamanda İzmir’de bulunan 500 okul arasında TEOG başarısında 17. sırada bulunuyor. Sadece Gaziemir ve İzmir’de ismi duyulan okul olmaktan ziyade Türkiye’de ismi duyulan bir okul olmayı hedeflediklerini söyleyen Açıkgöz, farklı projelere imza attıklarını belirterek, “İzmir’de kendi okul sınırlarının dışında 1.5 dönüm arazi kiralayıp sulama tesisatını kuran başka bir okul yok. Öğrencilerimizle beraber servislerimizle giderek ekim, dikim, sulama yaparak olgunlaşan meyve ve sebzelerimizi de birlikte toplayarak tüketiyoruz. Bahçemize bu topraklarda ne varsa ektik. Ektiğimiz ürünleri salata yaparak düzenlediğimiz pilav günümüzde hep birlikte tükettik. 7’den 8. sınıfa geçecek öğrencilerimize öğretmenlerimiz gönüllülük esasına bağlı olarak 8. sınıfın derslerini ön hazırlık olarak vermeye başladı. 140 saat olarak verilen derslerin sonuçlarını bu kasım ayında görmeye başlayacağız” açıklamasını yaptı.

KENDİ ELEKTRİĞİNİ KENDİN ÜRET

En büyük projelerinden bir tanesinin kendi elektriklerini üretmek olduğunu açıklayan Açıkgöz, 9 Eylül Üniversitesi ve bazı özel kuruluşlar başta olmak üzere görüşmeler yaptıklarını söyledi. Çatılarının uygun olmamasından dolayı İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA)’sı ile görüştüklerini ifade eden Açıkgöz, “Okulumuzun bilişim sınıflarının ve kendi mutfağımızın elektriğini kuracağımız güneş enerjisinden karşılayabilirsek bu bizim için büyük bir tasarruf olacak. İlk etapta 4-5 kw’lık elektrik üretmeyi planlıyoruz. Diğer bir projemiz ise okulumuzda bir depo kurarak yağmur sularımızı seramızın sulanmasında kullanılmak üzere değerlendirmek olacak. Son olarak da okulumuzun içinde değişik türde balıkların bulunduğu dev akvaryumlar kurmayı planlıyoruz. Biz kendimizi kolej statüsünde gören bir devlet okuluyuz ve öğretmenlerimizde bu havanın içinde görev yapıyorlar. Dışardan gelen bir insan özel bir okulda nasıl karşılanıp uğurlanıyorsa velilerimizde bizde aynı şekilde karşılanıyor” ifadelerini kullandı.

MUTLU VELİ PROFİLİ

Velilerinin büyük kısmının asker, polis, hakim ve öğretmenlerden oluştuğunu söyleyen Açıkgöz, “Genellikle asker ve polislerin mesleklerinden dolayı agresif insanlar olduğu bilinir. Geçen gün düzenlediğimiz kahvaltıya velilerimiz memnuniyetlerini ifade etmek için teşekkür baklavası göndermişler. Onların memnuniyeti bizi de çok mutlu ediyor” dedi.  Özel eğitime muhtaç olan kaynaştırma öğrencileri için sanat atölyeleri kurarak çamurdan nesneler yapmalarını sağladıklarını ifade eden Açıkgöz, “Ebru sanatını geliştirmek için bir köşe oluşturarak sanat atölyemizin gelişmesini sağlayacağız. Eli çamura değmeyen çocuğumuzun kalmaması için çabalıyoruz” ifadelerini kullandı.

BİR HAYAT KAZANMAK

Boşanmış ve sorunlu aile çocuklarını bugüne kadar nasıl kazandıklarını anlatan Açıkgöz, hayat deneyimlerini şu şekilde paylaştı: “Bu seneki kazancımız 3 öğrenci oldu. İlk öğrencimizin anne babası ayrılmıştı ve sene başından itibaren karın ağrısı nedeni ile okula gelmemeye başladı. Rehberlik servisleri ile yaptığımız çalışmalar sonucunda düzenli kurulan iletişimle öğrencimizi kazandık. İkinci öğrencimizde ise baba evde otoriteyi kaybetmişti. Evde anne otorite idi ancak çocuk ona da rahatlıkla hakaretler edebiliyordu. Okula istemeyerek geldiği için bana da çok kızgındı ancak şu an her iki öğrencimizle de sıcak sevgi dolu bir iletişim kurabildik. Her iki öğrencimizin kendi sınıflarındaki futbol takımlarında rol almaları onlarda ne stres ne de karın ağrısı bıraktı. Şu an gayet mutlular. En son öğrencim ise 8. sınıfa 2 ay önce kayıt yaptırmış bir kız öğrencimizdi. Kulaklarında haddinden fazla küpeler, vücudunda da dövmeler vardı ve hayata nefret dolu gözlerle bakıyordu. Şu an çok şükürler olsun ki bu çocuğumuz da hayatla barışarak yaşama sevgi dolu gözlerle bakmaya başladı. Ailesi o kadar sevindi ki TEOG sınıfımızın 6-7 bin TL’lık giderlerini karşıladı.”

İZMİR’DE 5. SIRADA

23 Nisan şenliklerini bir hafta kutladıklarını ve badminton, voleybol, futbol, streetball gibi spor aktiviteleri düzenleyerek çocukların enerjilerini sağlıklı yollarla boşalttıklarını söyleyen Açıkgöz, şöyle konuştu: “Okulumuz satranç konusunda çok iyi olduğu için İzmir’de 5. sırada yer alıyor. Gaziemir Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu satranç turnuvasında tüm kategorilerde derece alıyoruz. Matematik olimpiyatlarına katılan 20 kişilik bir öğrenci grubumuz var. Genelde özel okulların katıldığı bu olimpiyatlarında bir devlet okulu olarak illa ki derece yapacağız. Ulusal basının dikkatini çekecek nitelikte projelerimiz var ve bu projelerimiz mutlaka bir gün hayat bulacak. Çocuklarımız çok akıllı. 14-15 yaşında profesör olan çocuklar Amerika’da varsa bizim ülkemizde de olur. 5. sınıfa giden bir çocuğumuz şu an lise 3’ün sorularını çözebiliyor. Bizler akıllı çocuklarımızı onların anormal olduklarını zannederek heba ediyoruz. Halbuki gerçek çok farklı.”

OKUL TARİHÇESİ

1995 yılında Sevgi Mahallesi’nde Emlak Bankası tarafından yaptırılıp Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmiştir. Bu nedenle adına Emlak Bankası eklenmiş, 1995-1996 Eğitim-Öğretim yılında E. B. Atatürk İlköğretim Okulu olarak hizmete girmiştir. Okulumuzun açılışı dönemin Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz tarafından yapılmıştır. Okul dönüşümleri sürecinde adı Emlak Bankası Atatürk Ortaokulu olarak yeniden düzenlenen kurumumuz bünyesinde 30 derslik, 1 fen laboratuvarı, 2 tasarım atölyesi, 1 çok amaçlı salon,1 bilişim teknolojileri Sınıfı, 1 toplantı odası bulunmakta olup; 74 öğretmen, 3 idareci, 8 yardımcı personel ve bin 191 öğrenci ile eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir.

ERGEN GELİŞİMİ

Buna paralel olarak duygu ve düşüncede değişimler söz konusudur. Ergenlik döneminde önemli bir gelişme de düşünsel alanda yaşanır. Somut düşünme niteliği, soyut düşünebilmeye varmıştır. Bu da ergenin dış dünyayı algılamasında değişikliğe yol açar. Olayları daha çok sorgulamaya ve farklı açılardan olaylara bakabilmeye başlar. Yeni toplumsal çatışma ve istekler de ergenin kafasını karıştırır, onu huzursuz eder. Bu gelişmeyle duygular, arkadaş ilişkileri, aile ile kurulan iletişim ergenin kendini tanımlarken dikkat ettiği özellikler olur. Ergenlik döneminin başında ergen sorununu çözmek için gerekli ilişkileri görebilir, ancak çözüm için gerekli olan planlamayı yapmakta zorlanır. Gelişimin sonraki evrelerinde (16-18 yaş) düşünülen ve planlanan seçenek sayısı artar. Bu gelişmenin doğal sonucu olarak elindekiyle mutlu olamam durumu ortaya çıkar. “Benim cep telefonum neden yok?” gibi istekler zaman zaman aileyi zor duruma sokar. Ergenle ailenin koşulları ile ilgili bilginin verilmesi, onun düşüncelerinin dinlenip anlaşılması, sorumluluk duygusunun kazandırılması ile iletişim daha sağlıklı olacaktır.

 

Haber Merkezi