Türker: 5. parti olmaya hazırız

DSP Genel Başkanı Dr. Masum Türker, basın mensupları ile bir araya gelerek, Türkiye gündemine yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu


  • Oluşturulma Tarihi : 28.10.2015 08:33
  • Güncelleme Tarihi : 28.10.2015 08:33
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Türker: 5. parti olmaya hazırız

EMİNE YALÇIN

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Dr. Masum Türker, bu seçimde Türkiye’nin gelecek 50 yıllık kaderinin belirleneceğini ileri sürerek, gelecek yıl için tekrar bir seçim daha olabileceğini iddia etti.

Türker, parlamentoda 5. partinin varlığına ihtiyaç olduğunu da belirterek, kendilerinin DSP olarak 5. parti olmaya hazır olduklarını söyledi.

“50 YILLIK KADER BELİRLENECEK”

DSP Genel Başkanı Dr. Masum Türker, Türkiye’nin bu hafta sonu tekrar seçime gittiğini ifade ederek, bu seçimde Türkiye’nin gelecek 50 yıllık kaderini belirleyecek kararın alınacağının altını çizdi. Türker, “Koalisyon kurulamaması milli iradeyi temsil edenlerin bu konuda kendi kişisel hedeflerine ulaşmak bağlamında yaptıkları çalışmalar sonucu tekrar seçime gittik. Şu an için gelecek sene mayıs ya da haziran aylarında yeniden bir seçim olacağı görünüyor. İnşallah böyle olmaz. Çünkü her bir seçim dönemi görüldüğü üzere siyasetin yerini gerginliğe bıraktığını ve gergin politika inşa edildiği dönemi görüyoruz” diye konuştu.

“TERÖR ÖRGÜTÜ İLE ALAKALI DEĞİL”

Medya grupları arasında yaşanan siyasi olaylar sonucunda girişim hürriyetinin engellendiğini ileri süren Türker, “Bugüne 3 önemli konuyla başladık. Biri medya grubunu kapsayan ve Cumhurbaşkanı başta olmak üzere AKP iktidarı ile birlikte hedef alınan geçmişte adı Fetullah Gülen Cemaati olarak bilinen şimdi hizmet ekibi olarak söylenen medya grubuyla kavgası sonucu Türkiye’de girişim hürriyetini etkileyen bir durum ile karşı karşıyayız. Bu olgu görünüşte medya özgürlüğü ile ilgilidir. Ama bence bu olgu Türkiye’de girişim özgürlüğü ile ilgilidir. Türk Ceza Yasası’nın 133. Maddesi’ni bir delil olmaksızın nasıl yazıldığı belli olmayan ve gerçeği yansıtıp yansıtılmadığı kesinlik kazanmamış bilirkişi raporuna dayanarak yapılan bu işlemler Türkiye’de bugün faaliyette bulunan tüm iş guruplarının başına gelebilir. Üzülerek söylemeliyim öteden beri edindiğim bilgelere yapılan çalışmaları bilerek söylüyorum benzer durumu yakın bir tarihte Doğan Holding’e de uygulamak üzere bir çalışma yapılmaktadır. Aydın Doğan’a İpek Koza grubuna yapılanın benzeri planlamaktadır. Yalnız Doğan grubunun değil, diğer grupların bizim de başımıza gelebilir diyerek karşı koymaları gerekir. Bu durum tüm medya mensupları için geçerlidir. Bunlar ifade edildiği gibi terör örgütü ile alakalı değil. Eski bir bakan olarak biliyorum ki Fetullah Gülen’e yakın olan medya grupları AKP’yi destekleyerek birlikte çalışmışlar ve muhatabı bizdik. Bizim hiçbir zaman bir medya grubuna bu şekilde el koymak aklımıza gelmedi” şeklinde konuştu.

“AYLIK ALARAK ÇALIŞIYORLAR”

Türker, ikinci önemli konunun da Türkiye’de bir Türk IŞİD’inin ortaya çıktığını da öne sürerek, “Türkiye’de IŞİD ne Arap ülkelerinin vatandaşıdır ne de üst düzey yöneticileri olan Avrupalılardır. Bunlar bir günde IŞİD’li olmadılar. Bu 12 yıllık süre içerisinde mevcut iktidar tarafından IŞİD bilinçli bir şekilde görmezden gelinmiştir. Hatta IŞİD’in 17-25 Aralık yolsuzluk olaylarından sonra ortaya çıkmasının ardından DEAŞ gibi farklı isimler konmaya başlanmıştır. Türkiye’de 4 bin 500’e yakın IŞİD’e üye var. Bunların 400’ü faaldir. Diğerleri uyuyan IŞİD’lidir. IŞİD’in diğer terör örgütlerinden farkı özellikle aylık alarak çalışmasıdır. Bu aylık bin 500 dolarla 10 bin dolar arası değişen ücrettir” dedi.

“SİYASETİN YERİNİ ŞİDDET ALDI”

Türkiye’de siyasetin yerini şiddetin almaya başladığını da söyleyen Türker, yaşanan şiddet olaylarının ve uygulanan baskıların yapılacak olan seçimin adil olmayacağını gösterdiğini iddia etti. Türkiye’nin seçime gitmesinin tek sorumlusunun AK Parti olmadığını da ifade eden Türker, “CHP 35 gün suya gitti. İçmeden geri döndü. Suyu bile taşıyamadı. ‘Siz 35 gün boyunca ne yaptınız?’ diye sormak lazım” ifadelerini kullandı.

“YATAY BÖLÜNME GERÇEKLEŞMİŞ OLACAK”

Türker, sözlerine şu şekilde devam etti: “Eğer Türkiye önümüzdeki yıl tekrar bir seçime giderse 4 mevcut partiden 1 partinin yine bu çeşitli taktiklerle mezhep partisi haline getirilerek Türkiye’de yatay bölünme gerçekleşmiş olacaktır. Yatay bölünme Türkiye’de insanların etnik, soy, ırk ya da mezhep bağlamında ayrışmasıdır. Bu da insanların birlikte olma şanslarını yitirmelerine sebep olur. Cumhurbaşkanın gergin politikaları bu işi çok daha hızlı bir şekilde ayrıştırmaya götürüyor. Türkiye’de bu seçimde herkesin milletin birliğini ve Türkiye’nin bütünlüğünü esas alarak karar vermesi gerektiğini düşünüyorum.”

4 PARTİ VURGUSU

Parlamento da koalisyon kültürünün yerleşmesine olanak sağlayacak 5. partinin varlığına ihtiyaç olduğunu da iddia eden Türker, bu 5. partinin bu seçimde ortaya çıkabileceğini söyledi. Türker, “Filiz veren fidan olarak tanıtabilir. Türkiye’de bu yapılanma sağlanmaz ise şu anda kamuoyunda 4 parti dayatması devam ederse halkımız bıkkın, edilgen ve verilen gözdağları sonunda siyasi katılımdan vazgeçer hale gelecektir. 7 Haziran’dan bu yana 700’ü aşkın bu yana polis, er, subay ve vatandaşlarımız hayatını kaybetmiş bunun dışında yaralanmıştır. Bu durum bizlere 12 Eylül öncesini hatırlatıyor. Yaşanan bu olaylar tehlikeli bir yöneliştir. Bu Türkiye’de ilerde arzu edilmeyen durumlarla karşı karşıya kalmamıza da neden oluyor. Seçim mücadelesinde yer verilmeyen partilerden seçim boyunca halkımızın arasından seçim yaparak yönelmesidir. Biz DSP olarak parlamentodaki 5. parti olmaya hazırız” diye konuştu.

 

Haber Merkezi