Sayfa Yükleniyor...
Bayraklı İlçesine bağlı 1765 Sokak esnaflarından işportacı Mehmet Veysi, belediyenin işportacılara yer göstermemesinin git hırsızlık yap, adam öldür anlamına geldiğini iddia etti
NİLGÜN TAZE
İzmirin merkez ilçelerinden olan Bayraklı İlçesine bağlı Tersane semtinde bulunan 1765 Sokaktaki esnaf sıkıntılarını sıraladı. Seyyar satıcılık yaparak hayatını kazanmaya çalışan kalp hastası Mehmet Veysi, kendisi gibi birçok işportacının da yaşam mücadelesi verdiğini belirtti. En büyük sıkıntılarının belediyelerin işportacılara ekmek parası kazandıracak bir yer göstermemesi olduğunu söyleyen Veysi, Belediyeye defalarca giderek bana ekmek paramı kazanabileceğim yer göstermesini istedim. Bana yer gösteremeyeceklerini ancak onun yerine aylık 200 TL gibi bir yardımda bulunabileceklerini söylediler. Bir kere ayda 200 TL ile İzmirde hiçbir Allahın kulu geçinemez. Bunu da geçtim bana geçinebileceğim bir para teklif etmiş olsalar bile ben buna razı olamam çünkü ben dilenci değilim, sadakaya ihtiyacım yok. Bize insan gibi sabit bir yer göstersinler ve bizde orada ekmeğimizi kazanalım. Alsancaktaki bir parkın içinde ürünlerimi satmaya çalışıyordum. Gelen giden hiç kimseyi de rahatsız etmememe rağmen, 8-10 bin TL değerindeki malzemelerime zabıtalar el koydu. Ne kadar uğraştıysam geri vermediler. Malzemelerimi vermedikleri gibi tezgahımı toplarlarken elimden aldıkları kalp ameliyatı olduğuma dair olan sağlık raporumu da geri iade etmediler. Sonrasında almak için yanlarına gittiğimde kaybettiklerini söyleyerek bana ikinci büyük bir zarar daha vermiş oldular açıklamasını yaptı.
VARLIĞIMIZ İNKAR EDİLİYOR
Düzenli bir meslekleri olmadığı için işportacılık yaparak geçimlerini sağlamak zorunda kaldıklarını ve büyük bir kesimi temsil ettiklerini ifade eden işportacı Mehmet Veysi, belediyelerin kendilerini yok saydığını belirtti. Zabıtalar tarafından uğradığı zararların telafi edilmesi için belediyeye defalarca gittiğini ve çalışanların sürekli olarak birbirlerine topu atarak yetkililerle görüşmesine izin vermediklerini iddia eden Veysi, Kaç kez belediyeye giderek bana yol göstermelerini istediysem o kadar sayıda reddedildim. Seçim zamanı sözüm ona milletvekili adayı biri geldi. Milleti yanına değil karşısına alan bu aday dondurma dolabımı söktürmekle kalmayıp, malzemelerimi de aldırttı. Belediyecilik bu değildir. Aziz Kocaoğluna zaten artık tekrar oy vermem mümkün değil. Ben yüzde 81 özürlü, tek başına yaşamak zorunda olan bir garibanım. Tüm ekmek kazanma kanallarımı tıkayarak bana resmen git hırsızlık yap, adam öldür diyorlar. Ne yapmam lazım vatandaş olarak? Bundan sonra bana ekmek vermeyenlere ben oy vermem, ne Aya, ne Bye, ne de Cye. Belediyeler bizim gibi garibanlarla uğraşmaktansa kendi adamları para kazansın diye ayda bir çiçek ektirip söktürmesinler. Reva mıdır bu? Kimin parasını döküyorsun yandaşlarına? Bu davranışları zannetmesinler ki halkın gözünden kaçıyor. Herkes her şeyin farkında. Günah değil mi? Tek başına yaşayan bir insanım ve bir Allahın kulundan yardım görmüyorum. CHPcilik bu mudur? Kaldırımı işgal etmediğim, parkın içinde durduğum halde ekmeğim elimden aldılar ifadelerini kullandı.
EN ÖNEMLİ SORUN PARK
1765 Sokak sakinlerinden olan bakkal Mustafa Örtücü ise, en büyük sorunlarının kavşak girişine 100 metre kalan yerlere araç park edilmesinin yasak olmasına rağmen, insanların araçlarını park etmeye devam ettiğini belirterek, Park eden araçları şikayet ettiğimizde çekiciler araçları kaldırabilir ancak bu gerçek bilinmesine rağmen sürücüler otoparklara para vermek istemedikleri için park yasağı olan yol kenarlarına araç park etmeye devam ediyorlar. Sokağımızın ana problemi bu. Park dışında verilen belediye hizmetlerinde bir problem yok. Ben 7 yıldır bu sokaktayım ve sokağa dair pek fazla bir değişiklik olmadı. 7 yıl boyunca sadece meydandaki göbek ve kaldırımlar değişti. Temizlik hizmetleri gayet iyi, belediyemiz iyi çalışıyor. Kış aylarında yaşanan yoğun yağışlarda dükkanımın içine hiç su girmedi ancak sokağın su ile dolmasından dolayı yürümekte zorluk çektik. Belediyeye gerekli şikayetlerde bulunduk ancak alt yapı herkesin bildiği üzere sadece Karşıyakanın değil tüm İzmirin problemi. Güvenlikle ilgili kendimize ait kamera sistemimiz olduğu için herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Bulunduğumuz semt yerleşik bir sisteme sahip olduğu için zaten kendi içinde kötülüğün barınmasına izin vermiyor dedi.
HUZUR SOKAĞI
Lokanta işletmecisi olan 1765 Sokak sakinlerinden Serkan Erkaymak, park yasaktır levhası olmadığı için sürücülerin sürekli olarak yol kenarlarına araçlarını park ettiklerini belirterek, Akan yolda araçların park etmesi zaten yasaktır. Bunu herkes bilir. Bu bilgiye rağmen isteyen herkes istediği yere aracını park edip gidebiliyor. Temizlik konusunda çok sıkıntımız yok. Belediye temizliyor ancak sorun insanımızın pis olması. Toplum olarak yeterli temizlik kültürüne sahip değiliz. Kaldırımla ilgili sıkıntımız var. Bizden önceki işletmeci burası benim dükkanımın önü diyerek kaldırımı kırdırmış ve bir aracın rahatlıkla geçebileceği şekilde kenarları düzelttirmiş. Ben üç yıldır burada esnaflık yapıyorum ancak geldiğim günden beri en ufak bir değişiklik olmadı. İzmirin yağmurunu ve her yağmur sonrası tıkanan kanalizasyonlarını herkes bilir. Herhangi bir tıkanıklık olduğu zaman belediyenin su işlerine telefon ediyoruz ve arkadaşlar sağ olsunlar hemen gelip açıyorlar. Güvenlikle ilgili bir sıkıntımız yok. Hem kameralarımız var hem de biz burada sürekli dışarıda oturduğumuz için kendi kendimize bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bizim sokağımız yaşlı kesimlerin ağırlıkta olduğu bir yer olduğu için sakin ve huzurlu bir sokak. Tek hır gür sen buraya aracını park ettin-etmedim kavgasından çıkıyor dedi.
NEDEN SÜREKLİ ÇİÇEK EKİLİYOR?
Temizliğin detaylı bir şekilde değil üstünkörü yapıldığını iddia eden sokak esnaflarından Ahmet Erak, sürücülerin dükkan önlerine araçlarını park etmelerinin en büyük sıkıntıları olduğunu söyledi. Erak, En son 1672 Sokakta bir kaza yaptım. Ara bir sokak olduğu için oradaki esnaflarda haklı çünkü mal indirip bindiriyorlar. Aracım kamyona sürttü. Çekici çağırdık ancak saatlerce beklememize rağmen çekici gelmedi. Her sabah eşimi işine bırakırken aynı sıkıntıyı yaşamak bende de sıkıntın yaratıyor. Kanalizasyonla ilgili sıkıntılarımız var ancak sadece çok aşırı yağmur yağdığı zaman su taşkınlıklarıyla karşılaşıyoruz. 3-4 ay önce yağan dolu yağışında tuvaletimizden önce su ardından da dolu taşmaya başlamıştı. Ne yapacağımızı bilememiştik çünkü dükkanımız elektrik elektronik üzerine ve her yer elektronik malzemelerle dolu. Güvenlikle ilgili her hangi bir sıkıntı yaşamadık. Bence hırsızlıkları engelleyen en büyük etken işyerlerine konulan kameraların artması oldu. Ben burada 5,5 yıldır esnaflık yapıyorum ve sokağın önceki ve sonraki halini kıyasladığımda çok büyük değişiklikler göremiyorum. Belediyenin sürekli çiçek ekip kaldırmasına anlam veremiyorum. Çiçeklerin ekildikleri alana kendiliğinden tohumunu bırakma ve yeniden hayat bulma gibi, bir özelliği olmasına rağmen belediyenin neden sık sık çiçek ekme gereği duyduğunu da bir vatandaş olarak sorguluyorum ifadelerini kullandı.
GÖZLE GÖRÜNÜR DEĞİŞİM YOK
İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehir belediyelerinin sık sık ekilen çiçekleri kaldırıp tekrar yerine yenisini dikmesini sorguladığını ve vatandaşların parasının gereksiz yere sırf kendi adamlarına para kazandırmak amacıyla heba edildiğini iddia eden Erak, Gereksiz harcamalar yapmamakta belediyelerin sorumlulukları arasında. Adam kayırıcılık bu ülkeye çok zarar veriyor. En kısa zamanda bilinçlenerek bu davranışın toplum yararına aykırı olduğunu fark etmemiz gerekiyor. Şu anki Karşıyaka belediye başkanını esnafların arasında görmekten mutluluk duyuyorum. Bu esnafla ve sıkıntılarımızla ilgilendiğini gösterir. Açıkçası bir önceki belediye başkanını hiç aramızda görmüyordum. Aktif olarak yapılan, gözümüzün gördüğü tek yenilik parkın yapılması oldu. Bana her şey aynı gibi geliyor ya da ben her gün burada olduğumdan gözüme çarpmıyor açıklamasını yaptı.
Haber Merkezi