- Genel
- 18.09.2025 11:31
Sosyal gruplara ihtiyaç duymayan, kendi ritüellerini yaratan “bağımsız kişilikler” bilim dünyasında tartışma başlattı. Peki siz bu tipe uyuyor musunuz?
Kişilik tipleri dendiğinde akla genellikle iki ana kategori gelir: içe dönükler ve dışa dönükler. Ancak Amerikalı psikiyatrist Rami Kaminsky, bu yerleşik algıyı kökünden sarsacak bir iddiayla ortaya çıktı. New Science dergisinde yayımlanan makalesinde Kaminsky, üçüncü bir kişilik tipinin varlığını öne sürüyor: “Bağımsızlar.”
Kaminsky’ye göre bu yeni tip, ne klasik anlamda içe dönükler gibi yalnızlığı tercih ediyor ne de dışa dönükler gibi kalabalıklardan besleniyor. Onları diğerlerinden ayıran temel fark, gruplara ait olma ihtiyacı hissetmemeleri. Yani ne topluluk desteğine ne de popüler akımlara yaslanıyorlar.
Psikiyatristin tanımına göre “bağımsız” bireylerin öne çıkan özellikleri şöyle:
Duygusal bağımsızlık: Başkalarının onayına ihtiyaç duymuyor, kendi değerleriyle hareket ediyorlar.
Seçici bağlar: Herkese yakın olmak yerine, az sayıda kişiyle çok derin ve güvene dayalı ilişkiler kuruyorlar.
Özgün düşünce: Moda akımlardan etkilenmek yerine sorgulayıcı ve eleştirel bir tavır sergiliyorlar.
Kendi ritüelleri: Toplumun ritüellerinden ziyade kendi alışkanlıklarını yaratma eğilimi gösteriyorlar.
Kaminsky, bu durumun bir hastalık ya da bozukluk olmadığını özellikle vurguluyor. Ona göre bu, yalnızca insan kişiliğinin yeni bir varyasyonu.
Ancak bu iddia, psikoloji dünyasında büyük bir yankı uyandırmakla birlikte yoğun eleştirileri de beraberinde getirdi. Pek çok uzman, Kaminsky’nin “bağımsız kişilik” tanımının yeterli bilimsel dayanağı olmadığını savunuyor. Hatta bazı araştırmacılar, bu yaklaşımın “astroloji” veya “insan tasarımı” gibi popüler ama bilimsel temeli olmayan kavramlara benzediğini öne sürüyor.
Bir başka tartışma noktası da, kişilik özelliklerinin keskin çizgilerle ayrılmasının mümkün olup olmadığı. Eleştirmenlere göre, insan davranışlarını üç ayrı kategoriye sıkıştırmak, karmaşık psikolojik gerçekliği basitleştirme riski taşıyor.
Dahası, toplumun normlarına uymayan bu bireylerin “anormal” olarak etiketlenip damgalanabileceği endişesi de psikologlar arasında gündemde.
Şimdilik bu yeni kavram, psikoloji literatüründe merak uyandırıcı bir tartışma başlığı olarak duruyor. Uzmanların çoğu, “bağımsız kişilik” tipinin gerçekten bilimsel bir temele mi dayanacağı yoksa popüler kültürün ilgisini çeken kısa süreli bir fenomen olarak mı kalacağını görmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Kaynak : HABER MERKEZİ