Türk Sağlık Sen İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Yasemin Zengin, 14 Mart çalışanların haklarının teslim edildiği bir gün olmalıdır dedi
AHMET TOPRAK
14 Mart, Tıbbiyelilerin vatan ve millet için dirilişi başlattıkları günün adı olduğunu belirten Türk Sağlık Sen İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Yasemin Zengin, bugünle ilgili açıklama yaptı. Zengin, Bir bayramın kaynağını vatan ve millet davasından alması onun değerini paha biçilmez yapar. Bunu gerçek anlamda idrak etmek ise hekimlerimizin ve tüm sağlık çalışanların boyunun borcudur. Fakat ne yazık ki bugün Tıbbiyelilerin ruhundan zerre kadar kendilerine nasipsiz olanlar Türk Tabipler Birliğini ellerini içine almış, terörist sevicilikte, vatan ve millet düşmanlığında sınırları çoktan aşmışlardır. Türk Sağlık-Sen olarak Türk Tabipler Birliğinde kurucu tıbbiyeli ruhun tekrar hâkim olması için elimizden geleni yapacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Biz Türk Hekimlerinin bunu başaracağına inanıyor ve yanınızdayız mesajını en güçlü şekilde haykırıyoruz. Sağlık çalışanlarının bayram tadında 14 Martlara hasret kaldığını herkes çok iyi bilmektedir. Yıpranma payının hayata geçmemesi, sağlıkta şiddetin cinayetlere dönüşerek devam etmesi, aşırı iş yükü, mobbing ve başta döner sermayeler olmak üzere ücretlerde yaşanan düşüşler nedeniyle Sağlık çalışanları, bayramı çoktan unutmuşlardır dedi.
KADRO TALEBİ
Taşerona kadro meselesinde bile 500 bin kişiye kadro verilirken yıllardır devletin emrinde görev yapan ve 9 bin kişiyi aşan kamu dışı aile sağlığı çalışanları, tıbbi sekreterler ve vekil ebe hemşirelerin kapsam dışında bırakıldıklarını kaydeden Zengin, şunları söyledi: Kısacası çalışma hayatımızı da durum vahimdir. Çalışanın huzuru yoktur. Bunun önüne geçilmesi için gerekli olan temel şart, çalışanların memnuniyetlerinin arttırılmasıdır.Bu konuda Sayın Sağlık Bakanımızında açıklamalarının olması bizi memnun etmektedir. Fakat artık biz çözüm istiyoruz. Sözlerin yerini düzenlemeler, yasal değişiklikler alsın diyoruz. Bunun içinde bu seneki 14 Martın Milat olmasını talep ediyoruz. Umarız ki bu sene 14 Martta müjdeler yerine icraatlar konuşulur. Çalışanın ekonomik ve özlük haklarının iyileştiren düzenlemeler hayat bulur. Bunun aksi her ne yapılırsa çalışanları yine ümitsizliğe ve hüsrana sevk edeceğinden herkes emin olmalıdır.