Sayfa Yükleniyor...
14 Şubat Sevgililer Günü yaklaşırken herkes sevdiklerine nasıl bir hediye vereceğini günler öncesinden düşünmeye başladı. Sanatçı Erinç Açıkgöz ise, kişiye özel besteler yaparak sizlere orijinal bir fikir sunuyor
BURCU YANAR/ÖZEL HABER
14 Şubat’ta insanların ilgisini nasıl çekebilirim diye düşünen Erinç, en güzel hediyenin insanlarda kalıcı olan bir şeyler olduğunu söyleyerek sevdiklerinizin adına özel besteler yapmaya karar vermiş. En son İzmir Retro Festivali’nde sahne alan Erinç, bu çalışmasını şu sözlerle anlattı: “Ben beste yapmayı çok seviyorum. Yaklaşmakta olan Sevgililer Günü’nde de insanların ilgisini nasıl çekebilirim diye düşünerek kişiye ve isme özel besteler yapmaya karar verdim. Mesela sevdiğiniz insanın ismini bana söylüyorsunuz ve biraz da onun kişisel özelliklerinden bahsediyorsunuz böylelikle sanki radyoda gerçekten o kişi için bir şarkı çalıyormuş gibi yüksek kalitede küçük bir beste yapıyorum. Sevdiklerine orijinal bir hediye vermek isteyenler bana sosyal medya hesaplarımdan ulaşabilirler.”
“İLETİŞİM KURAMIYORDUM”
1985 yılında İzmir’de doğan Erinç Açıkgöz, aslında Dokuz Eylül Üniversitesi Resim Öğretmenliği Bölümü mezunu bir öğretmen. Müzikle ilk kez lisedeyken tanıştığını belirten Erinç, neden müziğe yöneldiğinin hikayesini ise şöyle anlatıyor: “O zamanlar insanlarla iletişim sorunu yaşıyordum. Özellikle kadınlarla konuşamıyordum. Belki bir kız arkadaşım olur diye bir ümitle babama kırmızı bir gitar aldırdım. Ama tabi ki istediğim sonucu alamadım çünkü önemli olan gitara sahip olmak değil onu çalabilmekmiş bunu öğrendim. Teoman, Yeni Türkü, Ezginin Günlüğü, Orhan Gencebay, Hayko Cepkin gibi isimler bende büyük etkiler yaptı. Sonra bir şekilde gitar çalmayı öğrendim ve kendi şarkılarımı yazmayı istedim. O sıralarda bu hayatta ne olmam gerektiğine ve ne yapmam gerektiğine karar vermem gerekiyordu. Ben de düşündüm taşındım ve müzisyen olmak istediğime karar verdim. Müzik bana yaşadığımı hissettiriyor.”
ANİMASYONLU KLİPLER
“Ben çocukluğumdan beri böyleydim. Üretmeyi severdim” diyen Erinç, “Küçükken ya arkadaşlarımla dergi çıkartırdık ya da resim yapardım. Sürekli bir üretme durumum vardı. Resim ve çizme isteği de çok küçük yaşlardan beri içimde vardı ve bu sebeple ailem beni resme yönlendirdi. Bundan asla pişman değilim” dedi. “Benim için asıl değişim ve dönüşüm noktası üniversiteyi kazandıktan sonra başladı” diyen Erinç, “Resim öğretmenliği de güzeldi ama müziğin benim için daha ön planda olduğunu anladım. Okulda Radyo Dokuz Eylül’de çalışırken kendi şarkılarımı da kaydetmeyi öğrendim. Üniversitenin son yılında kendi bestelerimi kaydedebilir hale geldim. O zamanlarda çok amatörce olarak yaptığım şarkılarımı internete yükledim ve daha sonrasında beğenmeyip hepsini geri sildim” şeklinde konuştu. Erinç bestelerini yapma sürecini ise şu sözlerle anlattı: “Üretirken içimden ne geliyorsa onu dinliyorum. Gitarın tellerine bastığım zaman o an aklıma ne geliyorsa yazıyorum. Doğaçlama giden bir şekilde ilerliyorum.”
Üniversite son sınıftayken Sağlık Bakanlığının ‘Sevgi En İyi İlaçtır’ isimli bir kısa film yarışmasına bir grup arkadaşımızla beraber ‘Eldiven’ isimli ağır çekim bir animasyon film hazırladıklarını aktaran Erinç, “Bu yarışmada Türkiye ikincisi olduk ve bir para ödülü kazandık. Buradan kazandığım parayla kendime küçük bir ev stüdyosu kurdum. Sonra ben de bu animasyon yöntemini kendi şarkılarıma uyarlamaya karar verdim. O günden beri kendi ev stüdyomda kayıtlar alıp onları düzenliyorum” diye belirtti. ‘Mahluk’ ismindeki yeni bestesinin çalışmalarını yürüten Erinç, yaklaşık bir ay kadar sonra ilginç bir hikayesi olan animasyon bir kliple sevenlerinin karşısına çıkacak. Yeni şarkısını bütün dijital müzik platformlarında paylaşacağının müjdesini veren Erinç, çok yakında sevenleriyle yeniden buluşacak.
EN BÜYÜK HAYALİ
Erinç, hayatındaki en büyük hedeflerinden birinin New York Stadyumu’nda dev gibi bir konser vermek olduğunu da anlatarak “Oradaki coşkuyu yakalamak en büyük isteğim. Bunun için sonuna kadar çabalamaya devam edeceğim” açıklamalarına yer verdi.
Haber Merkezi