- Gündem
- 05.07.2025 22:47
39 yıllık edebiyat öğretmeni Metin Biniş, yıllar önce kızının doğumundan sonra yakalandığı sarılık hastalığının Türk Kızılayı tarafından verilen kan sayesinde iyileşmesi sebebiyle kendisini Kızılay’a borçlu hissediyor
BURCU YANAR - ÖZEL HABER
39 yıllık edebiyat öğretmeni Metin Biniş, herkese örnek olacak olan bir vefa borcunu ödemeye çalışıyor. 1983 yılında dünyaya gelen kızının doğumdan sonra bebeklerde görülen sarılık hastalığına yakalandığını ve sonrasında Türk Kızılayı tarafından verilen kan sayesinde sağlığına kavuştuğunu öğrendikten sonra kendisini Kızılay’a karşı borçlu hissettiğini söyledi. Biniş, o süreci şu sözlerle anlattı, “1983 yılında kızım doğduğunda ben askerdeydim. Döndükten sonra kızımın yakalandığı hastalığın Kızılay tarafından verilen kan ile iyileştiğini öğrenince kendimi Kızılay’a borçlu hissettim. 1983’den bu yana Kızılay’a düzenli olarak kan ve trombosit vererek bu borcu ödemeye çalışıyorum” dedi.
“KAN VERMEYE DEVAM EDECEĞİM”
“Bu vefa borcu benim için henüz bitmedi” diyen Biniş, “Sadece kendim değil çalıştığım kurumlarda kan bağışı kampanyaları düzenleyerek de Türk Kızılayı’na destek olmaya çalışıyorum. Bugüne kadar 172 adet kan bağışım var. Türkiye’de ilk üçteyim” şeklinde konuştu. Türk Kızılayı Ege Bölgesi Kan Merkezi Bölge Müdürü Gökay Gök önderliğinde İzmir’de güzel çalışmalar yapılabildiğinin altını çizen Biniş, ilik nakli için de kök hücre kampanyalının olduğunu belirterek bir erkeğin yılda sadece 4 kere kan verebildiğini fakat 28 kez trombosit verebileceğini söyledi. Kan kanseri olarak bilinen lösemi hastalığında vücudun trombosit üretemediğini ve trombosit ihtiyacı karşılanamazsa bu çocukların öldüğünü dile getiren Biniş, trombosit bağışından sonra vücudun bunu 2 günde kendi kendine yenilediğini ve bu yüzden korkulacak hiçbir şeyin olmadığını da sözlerine ekledi. Şu an 59 yaşında olduğunu ve 65 yaşına kadar da kan vermeye devam edeceğini söyleyen Biniş, “Yurt dışında kan bağışların para karşılığında yapılıyor fakat Türkiye’de ücret karşılığı olmadığı için kıymetli olduğunu düşünüyorum. Kan suni olarak üretilemeyen bir şey bu yüzden ülkemizin her türlü felaketlere karşı bir kan stoku olmalıdır. Bu yüzden herkesi 65 yaşına kadar bu kampanyalara katılmaya, kan ve trombosit vermeye davet ediyorum” ifadelerini kullandı.