18 yıl sonra okula döndü

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’ne 1995 yılında giriş yapan fakat çeşitli sebeplerle okulu yarıda bırakmak zorunda kalan ve babasıyla arası açılan 42 yaşındaki Deniz Kapusuz, 18 yıl sonra döndüğü okulu bitirerek mezun olmayı başardı ve babasıyla barıştı


  • Oluşturulma Tarihi : 06.07.2017 08:20
  • Güncelleme Tarihi : 06.07.2017 08:20
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
18 yıl sonra okula döndü

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER

Tokat’tan 1995 yılında dönemin en yüksek puanlı bölümlerinden bir tanesi olan Dokuz Eylül Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazanan 42 yaşındaki Deniz Kapusuz, İzmir’de sosyal hayata ayak uyduramadı ve içe kapanarak derslerden uzaklaştı. Mezun olamayınca babasıyla arası açılan Kapusuz, bir süre sonra babasıyla arasındaki irtibat tamamen koptu. Başına türlü türlü olaylar geldiğini söyleyen Kapusuz, babasıyla arasının açıldığını ve evlatlıktan reddedildiğini ifade etti. Deniz Kapusuz hiçbir destek almadan yeni bir hayata başladı. Ticaret yapıp, bu süreçte evlendi ve iki çocuğu oldu. Fakat eşiyle geçinemeyince ayrılmak zorunda kalan Kapusuz, ticaret hayatında da başarısız olunca her şeyin okulunu bitirmediğinden kaynaklandığını düşündü ve okula tekrar dönme kararı aldı. Başvurusu onaylanınca tekrar okula dönen Deniz Kapusuz, okulu bitirmek için çok gayret gösterdi. Okulu bitirmediği gerekçesiyle babasıyla arası açılan Kapusuz, okula tekrar dönünce ve bu sefer okulunu bitirmeye gayretli olduğunu gören ve devreye girerek babasına oğlunun çabalarını anlatan Prof.Dr. Şerif Ali Bozkaplan, baba Kapusuz’dan oğlunu tekrar affetmesini ve bir araya gelmelerini rica etti. Deniz’in babası da oğlunun çabasını öğrenince oğlunu affetti. Deniz’e okulu bitirmesi için her ay ev kirası ve belli bir miktar da para yollamaya başladı. Ekonomik açıdan rahatlayan Deniz Kapusuz, derslerine daha çok sarıldı ve mezun oldu. İki yıl okuduktan sonra kalan tek ders sınavını da geçince okulu bitirdi ve 22 yıl önce girdiği okuldan, 18 yıl gecikmeyle 42 yaşında mezun olmayı başardı. Bundan sonraki süreçte yaş engeli olmaması sebebiyle KPSS’ye girmek isteyen Deniz, amacının geç de olsa hayalindeki meslek olan öğretmenliğe kavuşmak ve bitirdiği okulun hakkını vermek olduğunu söyledi.

“BENİMLE İLİŞKİSİNİ KOPARDI”

Büyük umutlarla İzmir’e geldiğini söyleyen Deniz Kapusuz, geldikten sonra şehre ayak uyduramayıp içine kapandığını ve derslerden uzaklaştığını söyledi. 7 yıl okuduktan sonra okuldan uzaklaştırıldığını belirten Kapusuz, bu süreçte tekrar Tokat’a döndüğünü, annesi ve babasının ayrıldığını öğrendiğini iletti. Okuldan atıldıktan sonra babasıyla arası açıldığını belirten Kapusuz, “Babam benimle 1 yıl konuşmadı. Sonraki süreçte babam ikinci eşinden de ayrılınca bir ara beraber ticaret yaptık ama o da olmadı. Sonrasında her şeyi masaya yatırdı bana okulu bitiremediğimi ve ticarete girerek yanlış yaptığımı söyleyerek benimle ilişkisini kopardı. Ekonomik desteği de çekti. Aramadı ve sormadı beni” dedi. Babasının başarısızlığa tahammül edemeyen biri olduğuna da vurgu yapan Kapusuz, babasının Gazi Osmanpaşa Üniversitesinden yardımcı doçent olarak emekli olduğunu İngiliz Kraliyet Akademisi olan Royal Akademi’ye çalışmalarını gönderdiğini hatta bu enstitünün çalışmalardan bir tanesini beğendiğini ve o alanda profesörlük unvanı verildiğini söyledi.

GENEL AFTAN YARARLANDI

Kapusuz, “2013 yılında üniversitemizde genel af çıktı. Ben de 2014 yılında öğrenci işlerini aradım. Aftan yararlanıp yaralanamayacağımı sordum. Oradaki memur arkadaş önümde hiçbir engelin olmadığını ve kaydımı yapabileceğimi söyledi. Atladı geldim. Af dilekçesini yazdım. Fakat kararsız kaldım. Acaba yapabilir miyim diye sordum kendi kendime. Aradan bir yıl geçti. Kontrol etmek istedim. Bu arada işsizim. Ev kiramı da ödeyemedim. Elektrik, su kesikti. Aradım tekrar okulu. Başvurum kabul olmuştu. Ders kaydı yapmam halinde okula devam edebileceğim söylendi. Bende cebimde kalan son 220 lirayla İzmir’e geldim. 70 lira yol parası verdim. 140 lira da ders kaydına verdim. Kaydolduktan sonra cebimde sadece 10 TL kalmıştı” diyerek kayıt sürecinin de kendini çok zorladığını ifade etti.

“ÖĞRENCİ OLDUĞUMA İNANMIYORLARDI”

Ders kaydını yaptıktan sonra hemen iş aramaya koyulduğunu anlatan Kapusuz, aynı gün içerisinde Buca’daki Öğretmenevleri Sokağı’nda bir kafede iş bulduğunu ve günlüğü 40 TL’ye çalıştığını anlattı. Kalacak yeri olmadığı için günlük 30 TL harcayarak otellerde bir süre kalan ve aynı zamanda çalıştığını belirten Kapusuz, “Sabah gelip derslere giriyordum. Öğleden sonra akşama kadar çalışıyordum. Patronum çalışma azmimi beğendi. Daha sonra ev tutmak istedim. İnternetten araştırdım fakat kimse ev arkadaşı olmak istemedi benimle. Öğrenci olduğuma inanmıyorlardı. Nihayetinde bir arkadaş buldum ve patronuma anlattım. Sağ olsun o da bana yardım etti. O gece eve yerleştim” dedi.

UYUM SORUNU YAŞADI

Okula başladıktan sonra yaşadığı zorluklara da değinen Deniz Kapusuz, “Adaptasyon süreci yaşadım. Kimseyi tanımıyordum. Gençler ile iletişim kuramadım. 15 yıl geçmiş dersleri de anlayamıyordum. Bilgiyi alma yöntemlerini unutmuşum. 20’li yaşlarda çocuklarla derste oturuyorsun. Çok zor oldu yani benim için. Bir taraftan çocuklarımı özlüyorum bir taraftan da eski eşime inandıramıyorum tekrar okula döndüğümü. Bu süreç baya zorladı beni. Bana inanmaları bayağı bir zaman aldı. Çünkü inanılması güç bir şeydi hakikaten. Gayretli bir şekilde yoluma devam etmek tek arzumdu. Çok şükür yapabiliyordum da. Bir süre sonra inandılar. Devam ettiğimi görünce anladılar” diyerek okula başlangıç sürecinde yaşadığı zorlukları da anlattı.

“CAMİDEN HER GÜN SU TAŞIDIM”

Tekrar öğrenci olduktan sonra da ekonomik zorlukların yakasını bir türlü bırakmadığını söyleyen Deniz Kapusuz, “Ocak ayına kadar sorunsuz bir şekilde derslerimi getirdim. Babam ile aram da bozuk beni engellediği için ulaşamıyorum. Bir ara su kesildi. Her gün kovayla camiden su taşıdım. Babam ile aramızdaki durumu Şerif Ali Hocama anlatmıştım. Hocamız bir gün odasında babamı aramamı istedi. Ben aradım fakat engellenmişim. Sonra Şerif Ali Hocamız aradı. Babama zorlandığımı söyledi. Durumumu anlattı. Babam benim yaptıklarımı öğrenince, bana destek olmaya başladı. Haftada 100 TL artı kiramı yolladı. Böyle idare ettim. Bir insan okulu bitirmezse başına neler gelebilecek en kötü senaryosuna kadar yaşadım. Bu yüzden tek amacım mezun olup, niteliksiz işlerden kurtulmaktı” diye konuştu.

ÖĞRETMEN OLMAK İSTİYOR

Eşiyle tekrar barışmak istediğini belirten Deniz Kapusuz, eşini hala çok sevdiğini ve çocuklarına tekrar babalık yapmak istediğini söyledi. Kayın validesinin bu süreçte ona çok destek olduğunu anlattı. Hedeflerini de anlatan Kapusuz, “Kısa vadede iki seçeneğim var. KPSS’ye hazırlanıp öğretmen olmak. Ama bunun için babamın desteğine ihtiyacım var. İkinci seçeneğim ise ücretli öğretmenlik yapıp, aldığım parayla kursa gideceğim ve KPSS’ye hazırlanacağım. Ciddi bir çalışmayla başarabileceğime inanıyorum” dedi. Kendine öğrencilik döneminde yardımcı olan ve desteklerini üzerinden esirgemeyen hocaları Şerif Ali Bozkaplan, Özlem Fedayi, Yusuf Yanartaş ve Sebahattin Çağır’a özel olarak teşekkürlerini ilettiğini söyleyerek, “Beni topluma tekrar kazandırdılar” dedi.

“22 YIL SONRA MEZUN OLDU”

Deniz Kapusuz’a ikinci öğrencilik döneminde çok destek olan Dokuz Eylül Üniversitesi Türkçe Bölümünde Öğretim Üyesi Prof.Dr. Şerif Ali Bozkaplan, “Deniz ilk olarak 1995 yılında bizim fakülteye giriş yaptı. Sonrasında çok başarılı olmadığı için bırakmak zorunda kaldı. Ticarete başlamış. Evlenmiş ve iki çocuk babası olmuş. Fakat ticaret hayatında başarılı olamayınca iş hayatından çekilmiş ve parasız, pulsuz, üniversiteyi bitirememiş, lise mezunu bir genç olarak bir süre hayatını sürdürmüş ama perişan olduğu için geçen yıl tekrar üniversiteye müracaat etti. Sanıyorum iki yıl boyunca dersleri aldı ve bölümün tek ders sınavını da geçerek mezun oldu. Dolayısıyla 1995 yılında girdiği bölümü 22 yıl sonra bitirerek mezun oldu ” açıklamasında bulundu.

ÖĞRENCİLERİN DENİZ AĞABEYİ

Deniz’in ilk öğrenciliğe başladığı yıllar ile tekrar başladığı yıllar arasında çok fark olduğunu belirten Bozkaplan, “Deniz ikinci gelişinde daha iyi bir öğrenciydi. İlk geldiği yıllarda daha sosyal bir adamdı. Öğrencilerle iletişimi sağlar, sosyal faaliyetlere yönelmek isterdi. Şimdi ise derslere devam etti. Not tutup, soru sordu. Mezun olmak için bazı fedakârlıkları yapmak gerektiğine inanmış, mezuniyeti kafaya koymuş bir öğrenci olarak ve de 40 yaşını aşmış bir insanın hayattan gerekli dersi, tecrübeyi almış biri olarak, bölümdeki öğrencilerin Deniz ağabeyi olarak kaydını yeniledi ve bu şekilde eğitimini tamamladı” diyerek Deniz’in öğrenci olarak tüm gereklilikleri yaptığını ve mezuniyeti hak ettiğini söyledi.

İLİŞKİLERİNİ DÜZELTTİ

Babasıyla arasının bozulmasına da değinen Bozkaplan, “Babasıyla arası bozuldu. Babası telefonunu engelledi. Evlatlıktan reddetti. Bütün bunların çözümünü ben sağladım. Telefonla babasını aradım ve çocuğunuzu evlatlıktan reddediyorsanız bu yaştaki bir çocuğu evlat edinecek çok kimse var. Onlardan bir de benim. Dolayısıyla öyle davranmayın. Deniz yüzdü yüzdü kuyruğuna getirdi. Destek verin dedim. Çünkü Deniz burada çok zor zamanlar geçirdi. Geçen ara tatilde 30-40TL’ye barlarda kafelerde çalıştı. Harçlığını çıkardı. Kalacak evi yoktu. Evinin suyunu kestiler. Camiden evine ocak ayının soğuğunda her gün su taşıdı. Her gün bidon başına 1 TL su verdi camiye. Camiden bile suyu parayla aldı. Çok perme perişan bir şekilde öğrencilik sürdü. Sonra dediğine göre ben basıyla teması sağlayınca bir miktar para ödedi babası. Biraz da çevresindeki arkadaşlarından destek alınca evi değiştirdi. Kayın validesi fıstık gönderdi. Burada satıp harçlığını kazansın diye. Bizde destek olmak için satın aldık. Ara tatilde bir de çocuğunu görmeye gitti. Ben destek verdim. Çocuklarını sinemaya götürebilsin diye para verdim. Dönüşte bana verdiğim paranın çocuklara sadece yettiğini dışarda beklediğini ve yine de çok mutlu olduğunu söyledi” dedi.

“YAŞADIKLARI ONU OLGUNLAŞTIRMIŞ”

Son olarak Deniz’i çok sevdiklerini belirten Bozkaplan, “Sevdik biz Deniz’i. Destekledim mezun olması için. Çünkü onun burada olmasının ne bize faydası var ne vatana ne de millete. Sadece Deniz asgari şartları yerine getirmediği için bugüne kadar mezun olamadı. Bizim burada öğrenci tutmak gibi bir niyetimiz yok. Ben sınıflarda her zaman söylemişimdir. Bir öğrencinin bir yıl boyunca devlete, millete ve ailesine maliyeti 100 bin TL. Dolayısıyla öğrencinin vaktinde okulunu tamamlaması en makul yoldur. Deniz’in bu kadar geç kalışı kendinden kaynaklanıyordu. Yaşadıkları onu olgunlaştırmış. Bakmış ki kazın ayağı öyle değil bu yüzden geri dönmüş ve üniversiteyi bitirmeye karar vermiş. Doğru da bir karar vermiş. Bizde bu manada yardımcı olduk. Asgari-müşterek çabayı gösterdi. Bir tek dersi kaldı o da benim verdiğim dersti. Ondan da 60 alarak tek ders sınavında başarılı oldu. Törene katıldı. Aslında babası da geldi fakat rahatsızlandı ve gitmek zorunda kaldı” diye konuştu.

Haber Merkezi