2018 yılı değerlendirmeleri ESİAD’da

ESİAD Dernek Merkezi’nde Ekonomik Gözlem Grubu tarafından hazırlanan ‘Türkiye Ekonomisinin 2018 Yılı Değerlendirmeleri ve 2019 yılı Beklentileri’ sunumu gerçekleştirilerek, önümüzdeki yıla ilişkin gelişmelerin üyelerle birlikte ele alındığı bir toplantı düzenlendi


  • Oluşturulma Tarihi : 27.12.2018 12:38
  • Güncelleme Tarihi : 27.12.2018 12:38
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
2018 yılı değerlendirmeleri ESİAD’da haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ
‘Türkiye Ekonomisinin 2018 Yılı Değerlendirmeleri ve 2019 Yılı Beklentileri’ ESİAD Dernek Merkezi’nde tartışıldı. Ekonomik Gözlem Grubu tarafından hazırlanan sunumda sorular cevaplandırıldı. ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri hızlı, adil ve etkin bir hukuk mekanizmasının, güçlü kurumların bağımsızlığının ve liyakat ilkesiyle kural tabanlı karar alan gelişmiş bir demokrasi reformunun zaman kaybetmeden uygulanmasının yabancı yatırımcıya güven vereceğini vurgulayarak önemli mesajlar verdi.
2018 yılı içerisinde ekonomik gelişmelerle ilgili birçok etkinlik gerçekleştirdiklerini kaydeden Sivri, “Bugünkü toplantımız, esasen geçtiğimiz sene başlattığımız ve her sene tekrarlanmasını umduğumuz bir faaliyetimiz. Kendi bünyemizde daha bağımsız içerik üretmemizi ve üyelerimizin gelecek seneye dair beklenti ve öngörülerini bizlerle paylaşmalarını sağlayan yıllık ekonomi anketimizi gelenekselleştirerek devam ettirdik” dedi.



ÜRETİM VE TALEPTEKİ DÜŞÜŞ
2018 yılı başından itibaren kırılganlık olarak tanımladığımız ekonomik göstergelerdeki olumsuz sinyallerin, ekonomistlerimiz ve iş dünyası kuruluşlarınca saptanmış olmasına rağmen, salt büyüme odaklı ekonomik sistemle yüksek enflasyon ortamının birlikte sürdürülemez olduğu gerçeğinin, sonuç olarak tüm kesimleri etkisi altına aldığını aktaran Sivri, “Kırılganlık öngörüsü yerini kredilerin dönüş oranlarında yavaşlama ve talepteki genel durgunluğa bırakarak dış etkenlerin de etkisiyle kurlarda yüksek oynaklığın sonuç olarak gözlendiği öngörülemez bir ekonomik ortama yol açtı. Düşük gerçekleşen son büyüme rakamlarında yatırımların geriliyor olması büyümenin sağlıklı, nitelikli bir yapıya kavuşması gerektiğinin temel göstergesi” yorumunda bulundu. Ekonominin kırılgan bir noktada olduğunu, uluslararası para arzının azaldığını, ekonomi politikalarımızı bu doğrultuda güncellememiz gerektiği gerçeğini uzun zamandır dile getirilmekte olduklarını belirten Sivri, “Sanayi üretim endeksi, güven endeksleri, imalat sanayi kapasite kullanım oranı ve en son açıklanan 3. çeyrek büyüme rakamları, üretim ve talepteki düşüşü gözler önüne seriyor” dedi.
“İNŞAAT SEKTÖRÜNÜ VURDU”
İç talepteki daralmanın istihdam başta olmak üzere ekonomimiz için önem taşıyan inşaat sektörünü ciddi ölçüde vurduğunu ve sektörün yılın üçüncü çeyreği itibarıyla %5,3 daraldığını açıklayan Sivri, reel sektör için önemli bir kalem olan makine ve teçhizatta da %8,5 gibi ciddi bir daralma görüldüğünü söyledi. “Hâlihazırda finansmana erişim zor ve yüksek maliyetli” ifadelerini kullanan Sivri, “Bankalarımızın sermaye rasyoları iyi olmakla birlikte sorunlu kredilerin artması, finansal kaynak yetersizliği ve buna bağlı likidite sıkışıklığı her sektörün ortak sorunu. Bu durum, özellikle bankalardaki mevduat ve kredi kompozisyonunda net olarak görülüyor. Üretmek isteyen üretici, tüketmek isteyen tüketici ciddi bir faiz yükü ile karşılaşıyor. Hemen hemen tüm piyasalarda tahsilat ve nakit sorunu giderek artıyor. Esas olan reel sektörün üretimini ve istihdamını korumak, buna bağlı olarak da bankacılık sektörünün aktif kalitesi açısından reel sektöre yaklaşımında yaşadığı sorunları gidermektir. Bunun için bankacılık sektörüne süre ve miktar açısından ihtiyacı olan likiditenin devamlılığının sağlanması, sorunlu aktiflerin bilançolardan temizlenmesi önemlidir” cümlelerini kullandı.
EKONOMİK DURGUNLUK
Bankacılık sektörünün her zaman üretimin ve ülke kalkınmasının yanında olduğunu vurgulayan Sivri, şöyle devam etti: “Bu dönemde birbirine daha yakın bir çalışma gayretiyle aynı gemide olduğumuz gerçeğiyle finansal sektörün, reel sektörün yanında ve yakınında hareket etmesi gerekmektedir. Vadesi gelen kredilerin yeni bir plana bağlanabilmesi için bankalarımızın hareket alanlarını rahatlatacak yasal düzenlemeler ile gereken teminat yapısını güçlendirici desteklerin verilmesi,  reel sektörün yeni parametrelerle planlama yapmasını sağlayacaktır. Bununla birlikte, başta ekonominin omurgasını oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmeler olmak üzere, likidite sorunu olan şirketlere, çerçevesi çok iyi çizilmiş bir finansman desteğinin sağlanması ekonomik durgunluk ortamının en az hasarla üstesinden gelinmesine katkıda bulunacaktır.”
FİNANSMAN SORUNU
Devreden KDV iadelerinin daha hızlı ödenmesi ve teminat olarak bankalara verilebilmesi, Eximbank kredilerinin daha ulaşılabilir olmasının sağlanması, KOBİ destek ve teşviklerindeki katkı paylarının yeni koşullara göre düzenlenmesi gibi önlemlerin, finansman sorununa ciddi destek sağlayabileceğini belirten Sivri, şunları ekledi: “Geçtiğimiz günlerde açıklanan KOBİ alacak sigortalandırma sistemi, piyasaları desteklemeye yönelik atılmış olumlu bir adımdır. Unutulmamalıdır ki, aksi takdirde, iflas ve konkordatolarla milli sanayinin yıllar içerisinde yarattığı iş tecrübesi ve bilgi birikiminin, girişimcilik altyapısının tahrip olması söz konusudur. Reel sektör olmadan finansal sektörün var olamayacağı gerçeğinden hareketle, finansal darboğazın reel sektör içerisinde daha fazla yayılmasına ve kalıcı geniş hasar yaratmasına fırsat vermeden, etkin önlemlerin yapıcı bir yaklaşımla zamanında ve acilen alınması gerekmektedir. Ekonomik durgunluktan ancak iç ve dış piyasalara güven verici, kısa vadeli değil sürdürülebilirliği esas alan, reel sektörü gözeten, kamu harcamalarını ve enflasyonu kontrol altına alacak sıkı para ve maliye politikaları ile çıkmak mümkün olabilecektir.”
KALICI VE KÖKLÜ ETKİ
Ülkemizde ihracat potansiyelini arttırma amacıyla yepyeni bir ekonomi modeline ihtiyaç duyulduğunu aktaran Fadıl Sivri, “Bu amaçla sektörler ayrı ayrı mercek altına alınarak dünya ticaret koşullarındaki yoğun rekabet ortamında ticaret savaşları ve BREXIT sonrası ilişkiler ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gibi uluslararası alanların etkin yönetilmesi son derece önemlidir. Ekonomide yaşanan inişli çıkışlı öngörülemez kurlardan, yüksek faiz ve enflasyon ortamından, adil olmayan ithalat rejimlerinden dolayı yaşadığımız kayıpları telafi etmek üzere zaman kaybetmeden özel bir ekonomik gündeme ve çözümlere ihtiyaç duyulmaktadır. Cari açıktaki düşüşün daha çok yatırım kalemleri ile ara malı ve tüketim ürünlerine olan talepteki düşüşten kaynaklandığı bir gerçek. Bugünkü durumu yeni bir temel reform politikası oluşturmak için bir fırsat olarak değerlendirebiliriz. Bu kapsamda, üretimi, ne pahasına olursa olsun nitelikli ihracatı ve istihdama dayalı büyümeyi odağına alan önlemleri acilen gündeme getiren, kalıcı ve köklü etki yaratabilecek yeni bir model oluşturma kararlılığına ihtiyaç var” dedi.
ANKET SONUÇLARI PAYLAŞILDI
Hızlı, adil ve etkin bir hukuk mekanizmasının, güçlü kurumların bağımsızlığının ve liyakat ilkesiyle kural tabanlı karar alan gelişmiş bir demokrasi reformunun zaman kaybetmeden uygulanmasının yabancı yatırımcıya güven vereceğini söyleyen Sivri, şunları kaydetti: “Bu politikaların, ekonomik ve hukuki öngörülebilirliğin tesis edileceği, yatırımcı için güven verecek, gerçekçi ve dengeleyici bir eylem planı ile desteklenmesi önem arz etmektedir.” Son olarak yeni yıl dileklerinde bulunan Sivri, “2019 yılının tüm milletimiz ve ülkemiz için endişelerin ve belirsizliklerin ortadan kalkmaya başladığı, toplumsal uzlaşı ile birlikte hareket etme bilincinin, kutuplaşmadan çok aklın, bilimin ve üretken değerlerin hakim olduğu yeni bir dönemin başlangıcı olmasını diliyor, hepinize sağlıklı, mutlu bir yıl diliyorum” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından Yönetim Kurulu Üyesi ve Ekonomik Gözlem Grubu Başkanı Muhittin Bilget, sadece mevcut iki seneyi değil 2000’li yıllar itibarıyla Türkiye ekonomisini değerlendiren bir sunum yaptı. Akabinde ESİAD Genel Sekreteri ESİAD 2019 yılı ekonomik beklentileri içeren ESİAD anket sonuçlarını üyelerle paylaştı.