2018 zor geçti 

Türkiye ekonomide çok hızlı değişen, dalgalı bir yılı geride bıraktı. Döviz kuru hareketleri, enflasyonun hızlı yükselişi gibi olumsuz etkenler karşısında Hükümet yerinde önlemler almayı bildi 


  • Oluşturulma Tarihi : 29.12.2018 14:03
  • Güncelleme Tarihi : 29.12.2018 14:03
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
2018 zor geçti  haberinin görseli

NURETTİN BAKİ
Türkiye ekonomisi; ABD-Çin ticaret savaşı, Brexit gelişmeleri, Fed’in faiz artırımı kararları, jeopolitik riskler gibi gelişen ülkelere olumsuz yansıyan gelişmelerden etkilenirken ayrıca spekülatif kur ataklarına da maruz kaldı. Buna rağmen Türkiye, 2018’de sergilediği büyüme performansıyla dikkati çekti. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bakanlıkların sayısı azaltılarak ekonomide tek elden yönetime geçildi. Bu kapsamda Hazine Müsteşarlığı ile Maliye Bakanlığı birleştirilerek Hazine ve Maliye Bakanlığı oluşturuldu. Ekonominin koordinasyonunu da sağlayan Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine Berat Albayrak getirildi. Rahip Andrew Brunson’un davası nedeniyle Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan gerilim piyasalara yansırken, ağustosta başlayan spekülatif saldırılar, kur ve faiz başta olmak üzere temel göstergelerde bozulmalara neden oldu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile spekülatif saldırılar karşısında hızlı ve etkili kararlar alınarak yürürlüğe konuldu. Kurun etkisiyle yükselen ve ekimde yüzde 25,24 ile tepe noktasına ulaşan enflasyon, yürütülen sıkı para ve maliye politikası, alınan önlemler ve başlatılan Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı’nın etkisiyle düşüş trendine girdi, kasımda yüzde 21,62 oldu. 
İHRACAT REKOR KIRDI
Bu yıl, ihracatta rekorlar yılı olarak kayıtlara geçti. Kasımda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,49 artarak 15 milyar 532 milyon dolara yükselen ihracat, son 12 aylık dönemde ise 168 milyar 77 milyon dolara çıktı. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Bu rakamlar Cumhuriyet tarihinde ulaştığımız en yüksek kasım ayı ve yıllık ihracatımız oldu” ifadesini kullandı. Cari açığı azaltacak yatırımlara öncelik verildi, bu kapsamda süper teşvik olarak bilinen Proje Bazlı Teşvik Sistemi hayata geçirildi, savunma sanayi başta olmak üzere milli ve yerli üretim için atağa kalkılırken milli yazılım yanında, ilaç ve MR cihazı gibi tıbbi malzemelerde yerlileşme için düğmeye basıldı. Maliye Bakanlığınca, enflasyon oranından kaynaklı ilave yüzde 1,69 artış ile kamu çalışanlarının aylık ve ücretlerinde Ocak 2018’den geçerli olmak üzere toplamda yüzde 5,69 artış yapıldığı, böylece aile yardımı ödeneği dahil en düşük memur maaşının 2 bin 893 liraya yükseldi. Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulunca yurt içi fuarların desteklenmesi kapsamında yapılacak ödemelerde ABD dolarının baz alınmaması kararlaştırıldı. Türkiye’de yerleşik kişilerin döviz kredisi kullanmasına yönelik mevzuatta düzenlemeye gidildi. Döviz geliri olmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin, bazı istisnalar dışında döviz kredisi temin etmesi engellendi.



BÜYÜK DÖNÜŞÜM YAŞANDI
2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesiyle büyük bir dönüşüm yaşandı. Ekonomiyle ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlara ilişkin uyum düzenlemeleri hayata geçirildi, bazı kuruluşlar yeniden yapılandırıldı. Bazı bakanlıkların birleştirildiği yeni sistemin ilk kabinesinde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli oldu. Yeni oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı görevine de eski Maliye Bakanı Naci Ağbal getirildi. Türkiye’nin 2018 ekonomisini değerlendiren İzmir iş dünyasının ortak görüşü ise 2018’in zor geçtiği yönünde. 
“İZMİR BÜYÜK HİKAYE YAZACAK”
Türkiye ekonomisi için 2018 yılı, sert virajların alındığı, zorlu sınavlardan geçilen bir yıl olduğunu söyleyen İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, sürdürülebilir büyüme hedefine ilişkin girişimlere 2019’da da hız kesmeden devam etmeleri gerektiğini dile getirdi. Başkan Özgenr, “Özellikle Ağustos ayı içinde yaşanılan suni döviz krizi, sadece Türkiye değil dünya ekonomisinde yaşanan spekülatif hareketler nihayete eremeden yerini yatırım ve ihracat motivasyonuna bıraktı. 2018 yılında çift hanelerin üzerinde olmasın derken yüzde 20’lerin üzerine çıkan enflasyon rakamlarına karşı önemli bir refleks gösterildi. Hem reel sektör kanadında Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı ile hem de kamu tarafında vergi indirimleri başta olmak üzere pek çok adımla piyasalara moral aşılandı. Yaz aylarındaki çalkantının yılın sonuna geldiğimiz şu günlerde yerini dengelenmeye bıraktığını memnuniyetle görmekteyiz. Ekonominin hayat damarlarından olan istikrar ve güvenin hızla tesisi için 2018’de hayata geçirilmek istenen yapısal reformlara, sürdürülebilir büyüme hedefine ilişkin girişimlere önümüzdeki yılda da hız kesmeden devam etmeliyiz” değerlendirmesinde bulundu. Kurum egosu olmadan İzmir için hep birlikte çalışmalarının herkes için yararlı olacağını savunan Başkan Özgener, “Odamız koordinatörlüğünde ‘İzmir Teknoloji Platformu’ kurulması için ilgili Meslek Komitelerimiz ile çalışmalarımız da devam ediyor. Bir platform yararlıysa bizler ‘kurum egosu’ yapılmaması gerektiğine inanıyoruz. Bu projemizin de kentteki tüm oda ve borsalar, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla el birliğiyle gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bu platform, İzmir’in teknolojik önceliklerine göre çalışma yapacak ve çözüm önerileri üretecek. Platformda İzmir’in ar-ge ve yenilik potansiyelini gerçeğe dönüştürmek için İzmir’in bir teknoloji merkezi olması gerektiğine vurgu yapacağız. Kentimizin dijital dönüşümünde ‘altın vuruşu’ ise eski hizmet binalarımızda kurmayı planladığımız Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi yapacak. Girişimcilerle sanayicilerin buluşturulacağı merkezimiz, fikri olup finansmanı olmayan pek çok kişinin cesaret merkezi de olacak. Belki başarı kadar başarısızlık hikayeleri de çıkacak ama nihayetinde oluşacak bilgi birikimi ile İzmir esas büyük hikayeyi yazacak” ifadelerini kullandı.



“DAHA ÇOK ÜRETMELİYİZ”
Üretim vurgusu yapan İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Türkiye’nin yaşadığı sorunların ardındaki nedenin açık bir şekilde ortada olduğunu söyledi. Kestelli, “İyisiyle kötüsüyle bir yılı daha geride bırakıyoruz. Dönüp ardımıza baktığımızda hem ülke hem de Borsa olarak son derece hareketli ve yoğun günler geçirdiğimizi söyleyebilirim. Öncelikle, 24 Haziran’da yapılan genel seçimlerin ardından, halkın sandığa yansıyan iradesiyle birlikte ülkemizde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildi. Bu köklü değişim, devlet yapısında topyekûn bir revizyonu da beraberinde getirdi. Türkiye’nin ve dünyanın hızla değişen dinamiklerine daha kolay reaksiyon gösterebilecek atik bir yapı kuruldu. İlkbahar aylarında, dış etkenlerin devreye girmesiyle dövizde ve peşi sıra faizler ile enflasyonda yaşanan; yaz mevsiminde zirveye çıkan hareketlilik karşısında art arda alınan tedbirler bu çevik yapının bir eseriydi. Bu sayede kısa sürede ekonomide bir dengeleme ortamı sağlandı. Ama bu tek başına yeterli değil. Kalıcı bir iyileşme için köklü yapısal reformların devreye sokulması gerekiyor. Özellikle üretim ekonomisinin teşvik edilmesi giderek daha fazla önem kazanıyor. Ürettiğimizden daha fazla tüketiyoruz. Sattığımızdan daha fazlasını alıyoruz. Ortaya çıkan açığı da borçlanarak kapatmaya çalışıyoruz” diye konuştu. 



“2018 ZOR BİR YILDI”
2018 yılına damgasını ABD-Çin arasındaki mücadelenin vurduğunu belirten Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, bunun sonucu olarak dünyadaki bütün ülkeler gibi Türkiye’nin de bu ticaret savaşlarından olumsuz etkilendiğini ifade etti. Yorgancılar, “2018 ülkemiz için zor geçti. 2019 yılı da zor olacak ama biz E- Ticaretten payımızı alabilmeliyiz. Bugün Çin, ABD’nin pastasına elini uzatmış ve oldukça da başarılı olmuştur. ABD’nin durup, durup Çin’in eline adeta cetvel ile vurması da bu ticaret akışındandır. Ve özellikle de Çin’in teknolojideki hızlı gelişimi, yarı iletkenler ve robotik üretimi konusundaki ABD’nin duyduğu rahatsızlıktır” dedi.