“2022’yi kaybettik 2023’ü kurtarabiliriz”

Buğday kriziyle ilgili konuşan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Çakıcı, “Başta buğday olmak üzere tarımsal üretimde 2022’yi de kaybettik ancak üreticiye sahip çıkarak, doğru tarım politikalarıyla 2023’ü kurtara biliriz” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 26.05.2022 05:25
  • Güncelleme Tarihi : 26.05.2022 05:25
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“2022’yi kaybettik 2023’ü kurtarabiliriz”

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

Dünyada yaşanan küresel sorunlar, ülkemizde artan girdi maliyetler ve kuraklık gibi faktörler buğday üretimini olumsuz etkiledi. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı ve buğday ihracatçısı ülkelerin gıda stokuna gitmesi küresel bir buğday krizine sebep oldu. Konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, “Hasatlar başlayacak, kışlık ekimler başlayacak ve piyasaya sürülecek. Rekoltenin düşük olacağını düşünüyoruz. Kendi ihtiyacımıza yetmiyor. Lojistik sorunlar var. Pandemide de bu oldu. Kuraklık oldu, gübre krizi oldu. Çiftçi kısıtlı kullandı ve bu durum da verime yansıdı” dedi.

PARANIZ VARSA DA ULAŞAMIYORSUNUZ!

Gıda krizinin kapımızı çaldığını belirten Çakıcı, “Dünya genelinde gıda krizinin başlangıcındayız. Öncelikle tarımda kullanılan girdiler ile ilgili sorun global. Bu ise aslında savaşla bağlantılı. Rusya ile ilgili yaptırımlar var. Özellikle gübrede ihraç sırasında birinci sırada Rusya var. Enerjide doğalgazda da dünya Rusya’ya bağımlı. Lojistik ile ilgili sorunlar var. Keza savaşan iki ülke buğday üretiminde ön sıralarda aynı zamanda. Arpa, ayçiçeği gibi… Hindistan’dan almayı düşünüyorduk fakat tedarik sorunu yaşandıkça tüm ülkeler kaynakları koruma yönünde hareket etmeye ve ihracatı kısıtlamaya başladı. Gıdaya artık para olsa dahi ulaşamıyorsunuz. Vatandaşın alım gücü apayrı bir çıkmaz. Gıda krizi kapımızı çaldı” ifadelerini kullandı.

KRİZ YAKINDA
Türkiye’nin gıda krizi ve buğday sorunu açısından nasıl bir konumda olduğunu anlatan Başkan Çakıcı, “Hasatlar başlayacak, kışlık ekimler başlayacak ve piyasaya sürülecek. Rekoltenin düşük olacağını düşünüyoruz. Kendi ihtiyacımıza yetmiyor. Lojistik sorunlar var. Pandemide de bu oldu. Kuraklık oldu, gübre krizi oldu. Çiftçi kısıtlı kullandı ve bu durum verime yansıdı. Kriz yakında. Ürünlerin pahalanması vatandaşı çok yoracak. Fakat bir de raflarda bulması sorun. Para varken dahi ulaşamazsınız. Rekoltemizi düşük tahmin ediyoruz. Bu anlamda kesinlikle ithal etmek zorundayız” dedi.

TARIM POLİTİKALARI ŞART
Çiftçinin ciddi sorunlar yaşadığını belirten Çakıcı, özellikle bazı politikalar geliştirilmesi neticesinde rekolte sorunlarının baş gösterdiğini vurguladı. Su sorunu ve girdi maliyetleriyle artık çiftçinin üretim yapamadığını, özellikle gençlerin artık çiftçi olmadığını sözlerine ekleyen Çakıcı, “Son gübre sorunu verimi etkiledi, yağışlar pek etkili olmadı. Kışın yağdı ama buğdayın istediği yağış olmadı. Verimi düşürecek diye düşünüyoruz. Bulunmayınca fiyatı yükselecek. Hep dile getiriyoruz. Uzun dönemli tarım politikaları şart. Şimdi herkesin gündemi oldu. O dönemlerde önlem alsaydık, paramız var ithal ederiz mantığını bıraksaydık, kendi üretimimizi artırmamız lazım. Stoklanan ve borsalarda bile değerlendirilen ürünler. Yaş meyve ve sebze depolanamaz ama dengeyi hiç kuramadık” diye konuştu.

2023’Ü KURTARABİLİRİZ!

Çiftçinin sahipsiz kaldığını vurgulayan Çakıcı, “Buğday başta olmak üzere tarımsal üretimde 2022 yılını da kaybettik ama 2023’ü doğru tarım politikalarıyla kurtarabiliriz. En önemlisi çiftçiye sahip çıkarak. Çiftçiyi sahipsiz bırakırsanız para eden ürünü eker. Bu üretim planlaması iklim krizine göre revize ederek çalışmalıyız. Geçen kış buğday ekilecek alanları belirlememiz lazımdı. Ekim ayında buğday ekilecek önlemleri almalı devlet. Ancak bu şekilde çiftçi ekebilsin. Zarara uğruyor çiftçimiz. Bu zararı ödemezsek, ekmez. Çiftçilerin güvenceleri yok. Genç çiftçi yok. Onun yerine asgari ücret masa başı işler, sosyal anlamda da gence hitap ediyor. Tarım politikaları için hala bir şey yapılmıyor. Döviz ile alınan ürünün desteklenmesi zor. Mazot faturasından bel doğrulmuyor. 50 liraya meyve alınıyor. Artık dilim karpuz görüyorsunuz. Bir yerden politikalara başlanmasını umut ediyoruz yoksa kötü günler bizi bekliyor” değerlendirmesinde bulundu.

Haber Merkezi