Sayfa Yükleniyor...
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı bu raporda, yıl boyu sürdürdükleri çalışmaların yanı sıra kadınların yaşadıklarını ve mücadelelerini aktardı
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ‘2024 Yılı Faaliyet Raporu’ nu kamuoyu ile paylaştı. Kendilerine mücadele azmi veren feminist dayanışmayı paylaştıkları raporu aktaran vakıf, önemli mesajlar sundu.
Raporun sunuşunda şu ifadeler yer alıyor: “Mor Çatı’da 1990 yılından bu yana, kadına yönelik erkek şiddeti ile feminist yöntemlerle mücadele ediyoruz. Cinsiyet eşitsizliğinin sonuçlarından olan kadınlara yönelik ayrımcılık ve şiddetle mücadele ederken kadın dayanışmasından güç alıyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana, dayanışma merkezi ve sığınağımızda kadınların maruz kaldıkları şiddetten uzaklaşmak, tüm baskı ve engellemelere rağmen yaşamlarını değiştirmek için ortaya koydukları direnç ve iradenin en yakın tanığız. Mor Çatı’da kadınların bu deneyimlerinden hareketle sistemi kadınlardan yana dönüştürmek için çalışıyoruz.”
Devamında, “Şiddetten uzaklaşmaya çalışan kadınların kurumlarda yaşadığı karşılaşmalar, destek mekanizmalarında ‘desteksiz’ bırakılmaları ile bu yıl da sıkça karşılaştık. Türkiye’de uzun yıllardır farklı düzeylerde, kadınların haklarına yönelik sistematik saldırılar ile karşılaşıyoruz. Bu saldırılar doğrudan kadınların faydalandığı kanunları hedef almak biçiminde olduğu gibi, toplumsal cinsiyet ifadesine dahi tahammül edemeyerek tüm kamusal belgelerden çıkarmak, kadını değil aileyi önceleyen sosyal politikalar oluşturmak, açıkça kadın ve erkeklerin eşit olmadığını iddia etmek gibi biçimlerde karşımıza çıkıyor. 2021 yılında bir gece yarısı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının ardından, kadınların 6284 sayılı Kanun başta olmak üzere haklarına erişmeye çalışırken maruz kaldıkları kötü uygulamaların derinleştiğine, kadınların şiddete karşı desteksiz bırakıldıklarına tanıklık ediyoruz. Tüm bunlar olurken, kadınları güçlendirmeyi odağına almak yerine 2025’i ‘Aile Yılı’ ilan eden bir siyasi irade ile karşı karşıyayız” denildi.
2024 yılında, kadın ve çocuk cinayetlerinin kamuoyunda bir kez daha infial yarattığını aktaran vakıf, “Cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren, şiddete karşı kadınları ve çocukları korumayan, şiddet faillerini cezasız bırakan sistemin bu cinayetlerin sorumlusu olduğunu biliyoruz. Bu cinayetler, kadınların her gün maruz kaldıkları türlü şiddet biçimlerinin vardığı son nokta. Kadınlar, erkek şiddetinden uzaklaşmak için büyük bir çaba sarf ederken, kadınları desteklemekle yükümlü şiddetle mücadele mekanizmaları onları yüz üstü bırakıyor. İhtiyaçlarını anlamakta, maruz kaldıkları riski tespit etmekte yetersiz kalıyor. Şiddet faillerine mahkemelerde ceza verilmemesi, ceza verildiği hallerde üst mahkeme tarafından bozulması veya infaz kanunu nedeniyle neredeyse hiç ceza çekmeden dışarı çıkmaları kadınların ve tüm toplumun adalete inancını sarsıyor. Yerel seçimler nedeniyle, belediyelerin şiddetle mücadele mekanizmalarında üstlenmeleri gereken rol üzerinde bolca durduğumuz bir yıl oldu” bilgisini paylaştı.
Son olarak ise, “Bu raporda da okuyacağınız üzere, belediyelerin kadına yönelik şiddete karşı etkin bir destek sistemi oluşturması için birçok çalışma yaptık. Bir diğer yandan, belediyelerin başta şiddetle mücadelenin kurumsallaşmaması olmak üzere pek çok kendi iç sorununun yanı sıra tasarruf tedbirleri ve kayyum tehdidinin belediyeleri çalışamaz hale getirdiğini gördük. Demokrasi ve hukukun üstünlüğünün gerektiği gibi işlemediği durumlarda, kadınların erkek egemen sistemde maruz kaldıkları ayrımcılığın daha da derinleştiğini ve kadınlardan yana politikaların hızlıca terk edildiğini biliyoruz. Bu yıl 25 Kasım’da da vurguladığımız üzere, kadına yönelik şiddetle mücadele herkesin sorumluluğu. Bu yıl da kadınların deneyimlerinden öğrenirken, şiddetle mücadelede birincil sorumluluğu olan devlete bu sorumluluğunu tekrar tekrar hatırlattık. Farklı alanlarda yürüttüğümüz çalışmalar yoluyla, şiddete yönelik farkındalık yaratmaya çalıştık. Bu raporda, sürdürdüğümüz çalışmaların yanı sıra kadınların yaşadıklarını ve mücadelelerini okuyacaksınız. Bize mücadele azmi veren feminist dayanışmamızı dile getirmeye gayret ettiğimiz raporumuzu sizlerle paylaşıyoruz” mesajını iletti.
SULTAN GÜMÜŞ KAYA