- Gündem
- 24.05.2025 01:14
Efes’te düzenlenen Tiyatro Festivali’nde kendisine Emek Ödülü verilen çeyrek asırlık tiyatro sanatçısı Metin Güler bu ödülünün kendisi için 25. yıl ödülü anlamına geldiğini söyledi
NİLGÜN TAZE
1993 yılında bir halkevinde başlayan tiyatro macerasında çeyrek asırı geride bırakan İzmir’in güzide tiyatrocularından Metin Güler, Efes’te düzenlenen Tiyatro Festivali’nde kendisine Emek Ödülü verilmesinin kendisi için 25. yıl ödülü anlamına geldiğini açıklayarak, “Bir kez daha sanata ve sanatçıya dair umudumuzun olduğunu ve umudu her zaman canlı tutarak başımızın üstünde taşımamız gerektiğini fark ettim” ifadelerini kullandı.
2019 yılına 25 yıl ödülünü alarak girmekten büyük mutluluk duyduğunu açıklayan İzmir’in güzide tiyatrocularından Metin Güler, “Selçuk Belediyesinin düzenlediği 1. Efes Tiyatro Festivali’nde emek ödülüne layık görüldüm ve tiyatroda 25’inci yılım olduğu ortaya çıkınca da bu ödül benim için hem emek hem de 25’inci yıl ödülü oldu. Emek ödülünün bana verilme sebebi uzun yıllardır yapılan festivallere verdiğim büyük emek olarak açıklandı. Beni en çok mutlu eden konu ise bu ödülün paha biçilemez bir değere sahip olan Efes tarihi içinde almış olmam” dedi.
25. YIL ÖDÜLÜ
Tiyatroya çeyrek asırdır emek vermenin kendisine çok fazla deneyim kazandırdığını ifade eden Güler şunları söyledi: “25 yıldır yaptıklarım, yapamadıklarım, maddi olarak toparlayamadıklarımın aksine bu ödüller biz tiyatrocular için gardımızın düşüp umutsuzluğa kapıldığımız o küçük zamanlar için yeniden ayağa kalmak ve yeniden soluk almak anlamına geliyor. Bu biz tiyatrocuların kaldıkları yerden devam edebilmesi için oldukça önemli. Üstelik bu ödülü Efes gibi bir coğrafyada almamdan ötürü kendimi yüzyıllar öncesindeki sanata dokunmuş ve geçmişten geleceğe kendimi bir köprü kurmuş gibi hissediyorum. Doğal olarak köprüler basılmak, geçilmek ve insan taşımak içindir. Bu nedenle sanatı başımızın üstünde taşımak benim için bu tiyatro şarkısını yeniden kendime söyler gibi hissettirdi. Evet ben sanatı başımın üstünde taşımalıyım. Bu hayatımda verdiğim en doğru kararlardan bir tanesi.”
BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE TAŞIMALIYIZ
Son zamanlarda sanata dair kurumların kapatılmasından dolayı tiyatrocuların umutsuzluğa düşerek, şevklerinin düştüğünü ifade eden Güler, “Yaprak dökümü gibi bir durum bu. Yaprak dökümlerinde bir ağaç nasıl ki tekrar yeşilleneceğini bilmeden umutsuzluğa kapılır işte biz tiyatrocularsa zaman zaman bu hüzünbaz duygu içine gireriz. Hayatlarını tiyatroya adamış biz tiyatroculara verilen bu ödüller de bizi şevklendirerek tekrar bizi ayağa kaldırıyor. Bu ödüller bize sanatı başımızın üstünde taşımamız gerektiğinin vurgusunu bir kez daha yaptı. Biz sançtılar gerçekten tüm samimiyetimizle sanatı başımızın üstünde taşımalıyız. Bu vurgu bizim için çok önemli. Taşımak bizim bu toplumdaki görevimiz” ifadelerini kullandı.