Sayfa Yükleniyor...
DEÜ 2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada terörle mücadele mesajları veren Bakan Soylu, “Biz karar verdik. 29 Ekim 2023 tarihinde Türkiye’de bir tek terörist kalmayacak. Türkiye kendi içindeki terör hadisesini tamamlamış ve bitirmiş olacak” dedi
ÇAĞLA GENİŞ
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), 2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreni, Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk konulmasının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katılımıyla Sabancı Kültür Sarayı’nda gerçekleşti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program, Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı müzik dinletisi ile devam etti. Üniversitenin tanıtım filmi ve “Mezunlarımız diyor ki” başlıklı video gösteriminin ardından açılış konuşmalarına geçildi.
DEÜ OLGUNLUK YAŞINDA
Yeni akademik yılın açılışında bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Bakan Soylu, “DEÜ bugün tam da bizim kültürümüzde olgunluk yaşı kabul edilen yaşta, yani 40 yaşında. Tam da bu yaşta iken çok özel bir akademik yıla, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının başlangıcına adım atıyor. Yüz yılların karakteri elbette ki önemlidir. Nasıl anladığımız ve davrandığımız önemlidir. Ülkelerin 100 yılı için de dünya için de böyledir. Bizden öncekiler büyük fedakarlıkla bir milleti yok olma eşiğinden kurtarıp Cumhuriyet’i kurup bize emanet ettiler. Bugün hep birlikte bir nesil olarak bunu ikinci yüzyıla taşıyoruz. Bunu istikrar sorunları yaşanan 21. yüzyılda yapıyoruz. İki sınır komşumuzda devlet otoritesi yok. Amerika, Irak’ı işgal ettiğinde demokrasi getirecekti. Afganistan’a da barış için gitmişti. Suriye büyük bir kaos ve keşmekeşlik içinde, aynı zamanda Lübnan, Libya, Afganistan... Bütün hunlar bizim etrafımızdaki coğrafyada gelişmektedir. Güneyimizde bir terör devleti kurulmak isteniyor, Orta Doğu’dan, Afrika’dan batıya doğru bizim üzerimizden geçen bir göç dalgası var” dedi.
ENERJİ KRİZİ DAHA YENİ BAŞLADI
Konuşmasının devamında Avrupa ülkelerine sert sözlerle yüklenen Bakan Soylu, “Dünyada büyük ülkelerin havalimanlarında maske kapma yarışmasını nasıl yaptıklarına hep beraber şahit olduk. Aşı ürettiler ama fukara ülkelere üretmediler. Yaşlıları ölsünler diye huzurevlerine terk ettiler, hastanelerde bakmadılar. Bunlardan en önemlisi dünyanın küresel kulüpleri pandemide dünyaya ne önerdi? Pandemide küreselleşme iflas etmiştir. Aslında bu yanılsama yoktu ama dünyayı global bir köy halinde ortaya koyanların yanılsamaları iflas etmiştir. Şimdi enerji sorunu ile karşı karşıyayız. Bize hep dediler ki Almanya, Fransa, ABD bir planlar yapar; 10 yıllık, 50 yıllık, 100 yıllık... Biz ancak önümüzdeki 3 ayı zor gören ülkeler olarak bu planları nasıl yaptıklarını değerlendirirdik. Enerji krizinde Almanya’nın, İngiltere’nin hatta Hollanda’nın, Belçika’nın, Fransa’nın bu kışı nasıl geçirebileceklerine yönelik büyük bir sarsılma içinde olduklarını, aslında plan yapan ülkelerin bunları görmekten bile aciz olduğuna şahit olduk. Her ülkede marjinalizm vardır. Ama Avrupa kendisini kürselleşmenin rüzgarına öyle kaptırmış ki marjinalizmi almış merkeze otururmuş. Uçlardaki fikirleri makul hale getirmeye çalışan bir Avrupa ile karşı karşıyayız. Avrupa’nın herhangi bir kabiliyeti olmadığı fikrindeyim. Enerji krizi daha yeni başlamış ve sürecek bir krizdir. Bunu dünya egemenliğinin bir tartışması olarak görmeyin. Çanlarını uzun zamandır çalan ama yeteneksiz liderlerin popülist politikaların Avrupa’ya tedbir almayı geciktiren bir krizdir” ifadelerini kullandı.
BİTECEĞİNİ ZANNEDEN YANILIR
Dünyayı derinden etkileyen göç krizine de değinen Bakan Soylu, şunları söyledi: “Göç sadece Orta Doğu, Afrika’dan kaynaklanan bir kriz değil. Bizim kıtalarımızın dışında da devam eden bir kriz. Göç krizi de daha yeni başlamıştır dünyada. Bunun biteceğini zannedenler yanılırlar. Afganistan zengin olur mu, hayır? Pakistan? Elbette ki hayır. Peki Orta Asya’daki ülkeler, elbette ki hayır. Eğer bunlarda biraz önce bahsettiğim yosunluklar devam edecekse hatta vekalet savaşları işlenecekse bunların yapacakları tek şey gruplar halinde ülkelerini terk etmek. Batı acımasızdır. Doğa Avrupa ve Balkanlar ile ilgili hep karmaşıklık söz konusudur. Üremeyen Avrupa kendi insan ihtiyacını kendi ırkına benzeyen Doğu Avrupa ve Balkanlardan almaya çalışır. Hırvatistan’dan Sırbistan’a kadar o ülkelerin bir problemi var, genç nüfuslarını tutamıyorlar. Avrupa’nın nüfusunu çoğaltıyorlar. Bu kadar acımasız bir tablo var. Afganistan’ın sorumlusu biz değiliz, Pakistan’ın da. Burnunu sokan ve karıştıran Amerika’dır. Suriye’deki olayları tahrike den de Amerika. Ukrayna’yı Rusya’ya karşı kim tahrik etti, Amerika ve Avrupa’nın birtakım ülkeleri. Suriyeliler arasındaki fark saç renkleri çünkü hiç itiraz etmediler. Bu Avrupa’nın bize 21. yüzyılın sonunda bize sunduğu medeniyetin en acı örneğidir. Neden bu sorunu çözmüyorlar? Çünkü dünyanın bütün sorunlarının Batı’dan Doğu’ya doğru yıkmaya çalışıyorlar. Avrupa ve dünya zenginler. Göçe kaynaklık eden ülkelere el uzatabilirlerdi. Kendi ülkelerine transferlerle düzenli göç getirebilirlerdi. Ama hiçbirini yapmadılar göç meselesini bir sınır meselesi olarak gördüler. Bunlar anca Angelina Jolie’yi bir mülteci kampına götürüp fotoğraf çektiriyorlar. Kendilerini tatmin ediyorlar ve tüm dünyaya bunun nasıl olması gerektiğini gösteriyorlar. Başarılı tiyatro oynuyorlar. Göç politikasına küresel bir önerileri olmadı. Dünyada göç politikasına karşı en gerçekçi önerileri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye koymuştur bizi eleştirenler var. 2014 yılından beri politikasız hiçbir adım atmadık. 2,5 milyon insana kendi ülkelerine dönene kadar uyum eğitimi verdik. Türkiye Avrupa’dan ve dünyada çok daha bilinçli adımlar atmıştır. göç kendi ülkelerine her gün 9 bin olarak gelmeye başlayınca Türkiye ile masaya oturmak zorunda kaldılar. Anca öyle anladılar. Onlarda öyle bir zeka kırıntısı söz konusu değil.”
BU BÜYÜK BİR DEVRİMDİR
Terörle mücadele konusunda kararlılık mesajları veren Bakan Soylu, “ABD senatosu son 1 yılda PYD’ye 2 milyar dolar nakit para aktardı. Türkiye’nin bir terör örgütü ile en ufak bağlantısını görse batı ülkelerimiz ne yapar? En ağır yaptırımlar uygularlar. Şırnak’a insan girmezdi bugün doçentler oradaki öğrencilerimize ders vermeye gidiyor. Bu büyük bir devrimdir. Ama zihinsel bir devrim yapmak zorundasınız. Türkiye’de 20. yüzyılda ben dindarım demek yasaktı. İnsanlar kendini rahatça ifade edemezdi. Ben kürdüm aleviyim demek de kolay değildi. Ben alevi olanları anca Erdoğan iktidarında öğrenebilme kabiliyetine sahip oldum. Bina havalimanı yaparsınız ama zihin duvarlarınızdaki prangaları söktüremezsiniz. Hepiniz sosyal medya kullanıyorsunuz. Kim bunların sahipleri? Hangi algoritmalarla bizi avlamaya çalışıyorlar. Bundan önce ellerinde ülkelerin gazeteleri vardı filmler vardı. Şimdi sosyal medyadan bütün dünyayı tek kimlikli bir insan, tek yönetici hakimiyeti koymaya çalışıyorlar. Alt ülkelerle orta ülkeler üst ülkelerin bu oyununu çözmüş durumdalar. Biz ilk kez bir fırsat yakaladık. Kendisini ifade eden bazen dost bazen ağabey olarak görülen sorunlara sırtını dönmeyen çoğulculuğu her zaman zenginlik olarak gören bir Türkiye tablosu var. Bundan 100 yıl sonra dönüp bu ülkelerde 21. yüzyılın başında Türkiye’nin yakaladığı bu fırsatı anlatacaklar” dedi.
BİR TANE TERÖRİST KALMAYACAK
“Türkiye, eski Türkiye değil” diyen Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan sonra Türkiye ne yapacak? Hepimizin ortak sorumluluğu var. Bu nesil çok çekti; 10 yılda bir geleneksel olarak darbeyi bize kabul ettirmek zorunda bıraktılar. Terör örgütü öyle katliamlar gerçekleştirdi bu ülke sırtında onlarca ay yıldızlı tabutlar taşımak zorunda kaldı. Gecelik faizler yüzde 8 bindi. Uçağa ancak zenginler binerdi. Şimdi Türkiye bambaşka bir noktaya geldi. Daha çok gayret göstermeli. 29 Ekim 2023, Cumhuriyet’in birinci asrının bilançosudur. 9 Eylül’e, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bu bilançoyu nasıl asacağız? Günlük siyaset tartışmaları olur ama bir şey bakiye kalır. Kim ne yapmış ne ortaya koymuş? Biz hangi iklimden ve kültürden geldiğimizi biliyoruz. Biz insanız ve eksiğimiz olacak. Eksiği olmayan Allah’tır. Önümüzdeki bir fırsat var, hepimiz çok çalışmalıyız. Bizim bir bakanlığımız var iki fonksiyonu var. Önleyici ve aydınlatıcı. Yani olayların açığa çıkarılma fonksiyonu ama bizim temel fonksiyonumuz önleyicidir. Eğitimin de kendi adına bir önleyici vasfı söz konusunda. Türkiye terörle mücadele ederken önleyici ne yapması gerekir? 15 Temmuz’dan sonra Türkiye ciddi bir konsept değiştirdi. PKK bir kadın örgütüdür. Kadın örgütü olmasının temelinde de birçok sosyoloji ve felsefesi söz konusudur. Anneler ve babaların üzerinden on binlerce insanla görüşerek şu anda Cezayir’den bir PKK teröristini ikna ederek adalete teslim etmek üzere getiriyoruz. Biz karar verdik 29 Ekim 2023 tarihinde Türkiye’de bir tek terörist kalmayacak. Türkiye kendi içindeki terör hadisesini tamamlamış ve bitirmiş olacak.”
BELEDİYELERE ‘SIĞINMA EVİ’ ÇIKIŞI
Bakan Soylu, son olarak şunları kaydetti: “Uyuşturucu ile ilgili büyük mücadele yürütüyoruz. Dünyayı büyük bir tehlike bekliyor. Metruk binaları tespit ettik. 119 bin metruk bina tespit ettik ve 104 binini yıktık. ‘En İyi Narkotik Polisi Anne’ diye bir proje ortaya koyduk. 1 milyon anneye ulaştık sadece bu yıl. Teknolojiyi kullanıyoruz, önleyiciyi kullanıyoruz. Bazen aylarca takip ediyoruz, delilleri elde edip bir vesile ile ortaya koymaya çalışıyoruz. Kadına şiddetle alakalı haksızlıkla karşı karşıyayız. Dünyadaki bütün ülkelerden daha fazla önemsiyoruz. KADES programı yaptık, dünyanın örnek aldığı bir uygulama. Bir tuşa basıp 4-5 dakika içinde oraya polis veya jandarma geliyor. Şu ana kadar yaklaşık 4 milyon 100 bin civarında kaydı olan var KADES’e. Belediyelerden şikayetçiyim. Belediyeler kadın sığınma evi konusunda üzerine düşen görevleri yerine getirmiyorlar. Sağıra yatıyorlar, duymuyorlar. Maalesef böyle bir tabloyla karşı karşıyayız. Türkiye eski Türkiye değil, dünyaya söyleyecek çok sözümüz yapacak çok işimiz var.” açıklamasın yaptı.
BU YILIN AYRI ÖNEMİ BULUNMAKTA
Akademik yıl açılışında konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, adını İzmir’in kurtuluş destanından alan DEÜ’nün misyonunun çalışmak, üretmek ve değer katmaktan ileri geldiğini ifade etti. Rektar Hotar, “Öncelikle açılışımıza teşrif ederek bizleri onurlandıran Sayın Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’ya şükranlarımı sunuyorum. İçinde bulunduğumuz yılın; ülkemiz, kentimiz ve üniversitemiz için ayrı bir önemi bulunmaktadır. Milli Mücadelemizin 9 Eylül 1922’de taçlanmasının ardından; İzmir’imizi kurtaran muzaffer ordularımızın heyecanı, 100 yıl sonra milletimizin ve kentimizin ruhunda yaşamaktadır. Kurulduğu günden bu yana ülkemizin ve insanlığın selameti için mücadele eden üniversitemiz, hayatın her alanına dokunmakta; insana yatırım yapmaktadır” dedi.
11 BİNDEN FAZLA ÖĞRENCİ DEÜ DEDİ
DEÜ’nün ilklerin ve yeniliklerin öncüsü olan bir devlet kurumu olduğunu vurgulayan, bu yılki YKS sonuçlarına göre 11 binden fazla öğrencinin DEÜ’yü tercih ettiğini belirten Rektör Hotar, “Sadece bu rakam bile, sorumluluklarımızın ciddiyetine işaret etmektedir. Bir ilçe nüfusuna sahip kurumumuzda doğru adımları atmak, öngörüde bulunmayı; açık ve şeffaf olmayı gerektirmektedir. İlke ve değerlerine bağlı kurumumuzun ulusal ve uluslararası alandaki başarıları ise mensuplarının akademik çalışmalarından ve ortak hareket etme duygusundan ileri gelmektedir. Gelinen noktada ülkemizin ulusal hedeflerine daha fazla katkı sağlayacağımız bir döneme ulaştık. Öğrencisi ve hocası olduğum üniversitemin ilk kadın rektörü olarak, yatırımlara ve projelere imza atmak benim için gurur teşkil etmektedir” ifadelerini kullandı.
“YENİ AKADEMİK YILA GÜÇLÜ BİR GİRİŞ YAPTIK”
DEÜ olarak yeni akademik yılı güçlü bir giriş yaptıklarını ifade eden Rektör Hotar, “Üniversite olarak, ülkemizin refah ve kalkınma odaklı yükseköğretim politikalarını destekliyoruz. Bilimsel çalışmalara, Ar-Ge faaliyetlerine, girişime ve girişimcilere önem veriyoruz. Kadınların, çocukların, özel gereksinimi olan bireylerin ve yaşlıların hak ve menfaatlerini koruyacak sosyal projeler geliştiriyoruz. Dolayısıyla ülkemizin hedefleriyle kendi misyonumuzu, aynı düzlemde ele alıyoruz. Yeni akademik yılı, son derece güçlü şekilde kucaklayacağız. Burada emeklerinizin ve gayretlerinizin payı son derece büyük olacaktır. Dünyada ilk 500 arasında yer alma hedefini gerçekleştirmek için önceliğimiz, araştırma üniversitemizin misyonuna uygun akademik çalışmaları sürdürmektir. Üniversitemizin kurulmasında ve bugünlere gelmesinde emeği geçen bütün mensuplarımıza, mezunlarımıza ve paydaşlarımıza da şükranlarımı sunuyorum. Yeni akademik yılın, başarılı ve verimli geçmesini diliyorum” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından DEÜ’ye bu yıl dereceyle yerleşen öğrencilere hediye takdimi yapıldı. Program, DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Mezunları Sergi Açılışı ile sona erdi.
Haber Merkezi