3,5 milyon öğrenci ders yüzü görmedi

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

Eğitim İş Sendikası, İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü önünde düzenlediği basın toplantısıyla pandemi gölgesi altında geçen 2020-2021 eğitim-öğretim yılının değerlendirme raporunu açıklarken, yeni eğitim dönemi öncesi çekincelerini dile getirdi. Grup adına basın açıklamasını okuyan Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Orhan Yıldırım, sonuna geldikleri 2020-2021 Eğitim-Öğretim döneminin, unutulmayacak rezaletlere ve acılara sahne olduğunu belirterek, “İnsanı öncelemeyen, eğitimin sadece öğrencilerin bilgiye ulaşması değil aynı zamanda ülkenin geleceğiyle ilgili olduğunu kavrayamayan anlayış, Kovid-19 salgınının yarattığı olumsuz koşullara uygun adım atmayarak, bizlere unutulmayacak bir eğitim dönemi yaşatmıştır. Dönemin başında pandemi nedeniyle okulları kapatan ve uzaktan eğitime geçen Milli Eğitim Bakanlığı, dünya yıldızı olarak tarif ettiği EBA sistemini eline yüzüne bulaştırmıştır. EBA’nın düzenli olarak çökmesini ‘Demek ki talep var. Ne güzel’ diye karşılayan Milli Eğitim Bakanı EBA-TV aynı evde farklı sınıflarda çocukları bulunup tek televizyon olduğu, televizyonu dahi olmayan evlerin bulunduğu gerçeğini görmezden gelmiştir. Uzaktan eğitim garabeti birçok öğrencinin eğitimden kopmasına neden olmuştur. Bizzat MEB’in yayımladığı raporda derslere katılamayan öğrencilerin toplamı yüzde 13 olarak ifade edilmiştir. Öğrencilerin yüzde 24’ünün, yani 3,5 milyonu aşkın öğrencinin derslere katılamadığını açıklamıştır” dedi.

NE KADAR TABLET DAĞITILDI

Eğitim İş başta olmak üzere eğitim camiasının neredeyse tek ses olarak ‘Öğrencilerin teknik ihtiyaçları karşılanmadan uzaktan eğitimden fayda sağlanamaz’ uyarısını, MEB’in ve iktidarın birbiriyle çelişen söylemleriyle susturulmaya çalışıldığını dile getiren Yıldırım, “Örneğin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 12 Şubat 2021’de Milli Eğitim Bakanlığı 2 milyon tablet dağıttığını açıklamış ancak MEB Bakanı Ziya Selçuk, dağıtılan tablet sayısı için 660 bin demiştir, hükümetin toplamda ne kadar tablet dağıttığı ise eğitim döneminin sonuna gelindiği halen açıklanmamıştır” diye konuştu.

ÖĞRENCİLER ARASINDA UÇURUM

Eğitimde yoksul öğrenci ile zengin öğrenci arasındaki uçurumun bu dönemde zirve yaptığını söyleyen Yıldırım, “Yoksul öğrenciler bu eğitim döneminin ne uzaktan ne de yüz yüze kısmından tam faydalanamazken ailesi varlıklı öğrenciler evde özel ders alma, özel okulların etüt adı altında işlediği derslere katılma gibi birçok imkanı bulabilmiştir. Söz konusu fırsat eşitsizliği en çok LGS’de görünür olmuştur. MEB, sınavda çıkacak konuları uyarılarımıza rağmen daraltmamış adil bir eğitim dönemi olmuşçasına soru yelpazesini geniş tutmuştur. LGS’de soruların bilimsellikten uzak biçimde zor olması, bazı özel okulların test kitapçığıyla bire bir uyuşması gibi şaibeler ise hala tartışılagelmekte ve sendikamızın kurduğu komisyon tarafından araştırılmaktadır” İfadelerini kullandı.

İNATLA SÜRDÜRECEĞİZ

‘Bu eğitim dönemi, eğitimi inşaat ve turizm sektörlerinden bile daha önemsiz gören bir zihniyetin, insan hayatını ve yarının bireyleri umursamayan bir bakış açısının, ülkenin geleceğini günlük çıkarlara feda eden kötü bir hesap uzmanının kurbanı olmuştur’ diyen Yıldırım, “Mücadelemiz, bir daha böyle karanlık eğitim dönemleri yaşanmasın, hiçbir öğrencinin boynu garibanca bir mahcubiyetle bükülmesin, hiçbir meslektaşımız kendini yalnız ve değersiz hissetmesin diyedir. Ve bunlar sağlanana kadar inatla sürecektir” dedi.