- Gündem
- 09.07.2025 02:20
Türkiye’de diyabet oranı giderek yükseliyor, peki diyabetle nasıl yaşanır? Toplamda her sene yaklaşık 3,7 milyon kişinin diyabet ve yüksek kan şekerinden hayatını kaybettiği hastalığa ilişkin Diyetisyen Derya Zünbülcan önemli mesajlar verdi
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet tüm dünyada giderek yaygınlaşırken, Türkiye bu hastalığın hızla arttığı ülkelerin başında geliyor. 2 diyabet hastasından birine tanı konulmamış durumda. Bundan dolayı 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nde hastalığa dikkat çekmek ve farkındalığı arttırmak için etkinlikler düzenleniyor. Türkiye’de 2000 yılında 3 milyon olan diyabetli sayısı, 2014 yılında 7 milyonu aştı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre 1980 yılında 108 milyon olan diyabetli sayısı 2014’te 422 milyona yükseldi. Diyabetin küresel nüfusa oranı 1980’lerde yüzde 4,7 iken bu rakam 2014 yılında yüzde 8,5’e çıktı. 2016 yılında 1,6 milyondan fazla kişi doğrudan diyabet sebebiyle hayatını kaybetti. 2,2 milyon kişinin ölümü ise yüksek kan glikozuna bağlanıyor. Toplamda her sene yaklaşık 3,7 milyon kişi diyabet ve yüksek kan şekerinden hayatını kaybediyor. Dünya Sağlık Örgütü 2016 yılında gerçekleşen ölümlerde diyabetin 7. ana sebep olduğunu tahmin ediyor. Tip 2 diyabetin yüzde 80’i daha sağlıklı yaşam tarzı benimsendiğinde önlenebilir olmasına rağmen 2030 yılına kadar 522 milyon kişinin şeker hastası olacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de diyabet oranı giderek yükselirken, ‘diyabetle nasıl yaşanır?’ sorusu da merak edilenler arasında. Diyetisyen Derya Zünbülcan, diyabetin, 7,2 milyon kişiyi etkileyen bir hastalık olduğunu vurgulayarak, “Dikkat edilirse riskler düşer ancak dikkat edilmezse yüksek şeker ve yoğun kalori alımıyla birlikte ani kan şekeri yükselmesi, yüksek tansiyon, kan akışkanlığının azalması, ani felç ve beyin kanamasına neden olabilir” diye konuştu.
“DİYABET, KRONİK BİR HASTALIK”
Diyabetin, şekeri düzenleyen insülin hormonunun vücutta yeterli düzeyde salgılanmaması veya salgılanan insülinin hücreler tarafından kullanılamamasıyla oluşan kronik bir hastalık olduğunu kaydeden Diyetisyen Derya Zünbülcan, “Risk faktörleri arasında genetik, stres, sağlıksız yaşam tarzı gibi pek çok etmen yer alsa da aşırı kilo diyabete zemin hazırlayan en temel risk faktörlerindendir. Tüm dünyada büyük bir sağlık sorunu olan diyabet ülkemizde de yaklaşık 7,2 milyon vatandaşımızı etkilemektedir. Diyabet riski veya diyabetli bir birey için hastalığın seyri yaşam tarzından doğrudan etkilenir. Dikkat edilirse riskler düşer ancak dikkat edilmezse yüksek şeker ve yoğun kalori alımıyla birlikte ani kan şekeri yükselmesi, yüksek tansiyon, kan akışkanlığının azalması, ani felç ve beyin kanamasına neden olabilir. Bilinçli beslenerek bu risklerin üstesinden gelmek mümkündür” dedi. Yükselen kan şekerini kontrol altına almanın yollarından bahseden Zünbülcan, “Ara öğünü unutmayın. Şeker dengesi için en temel kural ana ve ara öğünlerin dengesidir. Günde 6 öğün ile beslenmeye başlayın. 3 ana öğün olarak kahvaltı, öğle ve akşam yemeği ve üç ara öğün şeklinde beslenerek kan şekerinizdeki iniş çıkışları önleyebilirsiniz” sözlerine dikkat çekti.
DİYABETLE NASIL MÜCADELE EDEBİLİRİZ?
Kahvaltıda bal-kaymak ve börekten uzak durulması gerektiğinin altını çizen Zünbülcan, “Kahvaltı iyi kan şekerinin olmazsa olmazıdır. Güne mutlaka bol yeşillik, yarım yağlı peynir, domates, biber, semizotu salatalık ile hazırlanmış bir kahvaltı ile başlayın. Kahvaltıda börek, hamur işleri, reçel ve bal gibi basit şeker içeren besinlerden uzak durun. Çantanızda süt, badem, kuru meyve gibi alternatifler bulundurmak kan şekerinizin ani düşmesini engeller. Böylece her daim tok kalırsınız. Meyve çok faydalıdır. Ancak faydalı da olsa içerisinde bulunan şeker kan şeker dengemizi bozabilir. Bu nedenle ara öğünlerde meyveyi tek başına yemeyin. Yanında mutlaka ya bir kase yoğurt, bir bardak süt ya da badem gibi hem protein hem yağ içeren bir besin ile birlikte tüketin. Diyabet hastalarında kan şekeri yüksek olduğu için sıvı kaybı da yüksektir. Sıcak havayla birlikte fazla miktarda içilen çay ve kahve de vücuttan atılan sıvı miktarını artırdığı için çay ve kahvenin tüketim miktarına dikkat edilmelidir. Günde en fazla iki fincan çay, bir fincan kahve tüketilebilir” yorumunda bulundu.
SU ŞEKERİ DENGELER
Yeterli su içmenin hem kan şekeri için hem de bedenin diğer dengeleri için çok önemli olduğunu hatırlatan Züncülcan, “Susuzlukta kan şeker dengesi bozulur, tansiyon yükselmesi, kan akışkanlığının azalması, ani felç ve beyin kanaması gibi tehlikeli durumlar oluşabilir. Gün içerisinde ortalama 10-12 bardak su içmeye gayret gösterin. Su, metabolizmanızın sağlıklı çalışmasını sağlar, şekeri dengeler. Hepimiz taze sıkılmış meyve suyunun masum olduğunu düşünürüz. Oysaki meyve suyunun taze sıkılmış olması onu masum kılmaz. Taze sıkılmış da olsa bir bardak meyve suyu kan şekerini çok hızlı yükseltir. Bu nedenle yemeklerin yanında meyve suyu yerine bir bardak ayran ya da bir kase cacık tercih etmelisiniz” ifadelerine yer verdi.
ŞEKER DENGELEYEN BESLENME PLANI
KAHVALTI: 2- 3 dilim esmer ekmek, 2-3 dilim az yağlı peynir, 6-7 adet zeytin, 1 adet haşlanmış yumurta, domates, salatalık, maydanoz, sivri biber, roka.
ARA ÖĞÜN: 10-12 badem, 1 porsiyon meyve
ÖĞLE: 8 çorba kaşığı etli veya doyana kadar zeytinyağlı sebze yemeği, 1kase cacık, 2 dilim esmer ekmek veya 5-6 çorba kaşığı bulgur pilavı, bol salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı)
ARA ÖĞÜN: 1 bardak tarçınlı süt , 1 porsiyon meyve
AKŞAM: 4-5 adet ızgara köfte + 1 kase yoğurt ( sumak ilaveli), 1 dilim esmer ekmek, bol salata.
İKİ SAAT SONRA: 1 bardak ayran.
Not: Bu beslenme listesi yaşınız, boyunuz, cinsiyetiniz, sağlık durumunuz, kullanılan ilaçlarınız varsa ilaçlarınız bilinmeden sadece örnek bir liste olması için planlanmıştır. Eğer metabolik bir rahatsızlığınız varsa asla bu listeyi uygulamayınız. Size özel hazırlanmış sağlıklı beslenme listesi için mutlaka bir uzmana danışınız.
Arşivden çıkan ilk 23 Nisan kutlamaları kareleri
Ödemiş yangından sonra havadan görüntülendi