“AB yardımları siyasallaşıyor”

‘Daha Güçlü Sivil Toplum İçin Rota Ege Bölgesi Projesi’nin açılış toplantısı Karaca Otel’de gerçekleşti. Düzenlenen toplantıda projeye ilişkin önemli kararlar alındı


  • Oluşturulma Tarihi : 17.09.2019 12:41
  • Güncelleme Tarihi : 17.09.2019 12:41
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“AB yardımları siyasallaşıyor” haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ
‘Daha Güçlü Sivil Toplum İçin Rota Ege Bölgesi Projesi’nin açılışı Karaca Otel’de yapılan toplantıyla gerçekleştirildi. Ege Bölgesi’ndeki sivil toplum kuruluşlarını arttırmak, güçlendirmek, merkezi ve yerel yönetimlerle olan diyaloğunu geliştirmek amacıyla gerçekleştirilen projenin lansmanına, Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Vekili Bülent Özcan’ın yanı sıra ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri, DESİAD Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Okan Konyalıoğlu ve İzmir’deki üniversitelerin öğretim üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katılım gösterdi. Toplantının açılış konuşması için kürsüye davet edilen Fadıl Sivri, projenin ESİAD ile DESİAD ortaklığında, Yaşar Üniversitesi işbirliğiyle yürütülerek İzmir’e kazandırıldığını hatırlattı. Sivri, “Burada en önemli amacımız Ege Bölgesi’ndeki sivil toplum örgütlerinin hem kamu hem de çeşitli ortamlardaki araştırma - geliştirme, fikir üretimi ve strateji geliştirme konularında daha kapsamlı, daha kapsayıcı, içerik yaratabilen bir güce sahip olması ve kamu nezdinde fikir ile görüşlerini, politikaya, stratejilere yönelik planlarını merkeze, merkezi hükümete daha hızlı ulaştırma imkanı sunmaktır” ifadelerini kullandı. Bülent Özcan ise “Türkiye ile AB’nin arası gerilirdi, kavga edilirdi, anlaşmazlıklar çıkardı ancak bunlar hiçbir zaman Türkiye’nin bütçe ödeyerek katkı sağladığı ya da hibe alınan programlara yansımazdı. Ancak gördük ki bu siyasi kriz, AB’nin sağladığı yardımlara da yansıyor” dedi.
İLK EĞİTİMLER MUĞLA’DA
Ege Bölgesi’nin STK’ların kapasitesi ve iş birliği imkanlarının gelişkin olması açısından Türkiye’ye rol model olma kapasitesi olduğunu aktaran Sivri, bu anlamda çalışma yürüten kuruluşların birlikte çalışma kültürünü geliştirmek anlamında her gün daha çok yol aldıklarını vurguladı. “Hayata geçirdiğimiz bu projede karar alma süreçlerine katılımlara, proje geliştirmeye, strateji üretmeye ve bunları kamusal ortamda yaygınlaştırmak açısından önemli bir adım atıyoruz” diyen Sivri, 15 ay sürecek olan proje içeriğiyle ilgili şunları söyledi:  “İzmir, Denizli, Muğla, Afyonkarahisar’da anket çalışmaları ve analizler yaparak başlıyoruz. Durum tespiti yaptıktan sonra bu sonuçlara göre illerdeki kuruluşların yönetsel ve ekonomik olarak daha sürdürülebilir, politika üretme ve stratejik hedeflere bağlı olarak çalışma yapabilmeyi, elbette proje döngüsü yönetim sistemini aşılamayı planlıyoruz. Bu çerçevede ilk eğitimlerimize 2, 3, 4 Ekim’de Muğla’da başlayacağız. Yine proje kapsamında Ankara’da bir ofis açarak sivil toplum kuruluşlarının kamu ile ilişkilerini güçlendiren daha kalıcı ve kapsayıcı bir lobi faaliyeti sürdürmek istiyoruz. Bunun için Ankara’ya ziyaretler gerçekleştireceğiz.” Sivri son olarak Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin sürdürülmesinin küresel rekabette daha güçlü bir Türkiye hedefine ulaşmak ve evrensel değerler, fikri özgürlükler, anayasal haklar, bireylerin katılımcı bir hal alması açısından büyük bir öneme sahip olduğunu aktardı.
“DÖRT HEDEF KOYDUK”
Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Vekili Bülent Özcan da yaptığı konuşmada projenin kendileri için çok değerli olduğunu aktararak, sivil toplumu da tarım, çevre ve enerji gibi önemli başlıkların arasına soktuklarını belirtti. “İçinde bulunduğumuz 7 yıllık mali destek döneminde tesis edilen 4.4 milyar Euro’luk mali yardımın, 200 milyon Euro’sunu sivil topluma ayırdık. Bunun yanında da kendimize dört hedef koyduk.  Birincisi STK’ların güçlendirilmesi” diyen Özcan, “Kamu sivil toplum diyaloğunu iyileştirmek, sivil toplumun birbirleriyle olan diyaloglarını arttırmak ve STK’ların çalışmasında yasal mevzuatlarda her hangi bir sıkıntı varsa bunun iyileştirilmesini sağlamaktı. Ve elbette bunları sağlamaya çalışan dinamiklere de destek vermekti. Bu proje de bizim için çok önemli. TÜSİAD, TİS gibi ulusal düzeyde faaliyet gösteren birkaç STK haricinde, Ankara TİS gibi ulusal STK’lar dışında Ankara’da temsilcisi olan örneklerden biri olacak ve belki bu durumun önünü açacaktır” ifadelerini kullandı.  
“DAHA FAZLA KULAK KABARTMALI”
İçinde bulunulan dönemde Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerde farklı bir noktaya gelindiğini aktaran Özcan, AB’nin Türkiye ile olan ekonomik diyaloğunun siyasallaştığını aktardı. Özcan, şunları söyledi: “Her zaman AB ile Türkiye ilişkileri her zaman karmaşıktı. Yani Türkiye ile AB’nin arası gerilirdi, kavga edilirdi, anlaşmazlıklar çıkardı ancak bunlar hiçbir zaman Türkiye’nin bütçe ödeyerek katkı sağladığı ya da hibe alınan programlara yansımazdı. Ancak gördük ki bu siyasi kriz, AB’nin sağladığı yardımlara da yansıyor. 2021-2027 dönemine giriyoruz. Bu yeni dönemde Türkiye’ye de yeni sürprizler olacak gibi gözüküyor. Öncelikle Türkiye’ye tahsis edilen 4.4 milyon Euro’nun, 1 milyar Euro’sunda kesinti yapıldı. Bu durum, Türk vatandaşlarına, Türkiye’nin reform sürecine, AB ile olan vatandaş diyaloğuna dokunan bu süreçlerin kesintiye uğraması hepimiz için handikap, kabul edilebilir bir durum değil ancak tabii ki karar AB tarafında. Bu nedenle tüm ülke olarak bunun lobisini iyi yapmamız gerekiyor.”