Abi benim durağa daha var mı?

Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şube Başkanı Salih Arıkan, son zamanlarda otobüslerde bulunan sesli uyarı sisteminin çalışmadığını öne sürerek, sarı şeritlerin üzerine arabaların park etmesine ve tezgahların kurulmasına tepki gösterdi


  • Oluşturulma Tarihi : 26.07.2015 08:09
  • Güncelleme Tarihi : 26.07.2015 08:09
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Abi benim durağa daha var mı?

Abi benim durağa daha var mı?

Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şube Başkanı Salih Arıkan, son zamanlarda otobüslerde bulunan sesli uyarı sisteminin çalışmadığını öne sürerek, sarı şeritlerin üzerine arabaların park etmesine ve tezgahların kurulmasına tepki gösterdi

EMİNE YALÇIN

Yaşadığımız şehirlerde engelli vatandaşlar toplumsal hayatta çeşitli sıkıntı ve zorluklarla karşılaşıyor. Bu sıkıntı ve zorlukların aşılmasına yönelik çeşitli çalışmalar yapılırken, bu zorluklarla bizzat karşılaşan ve açmaya çalışan engelli vatandaşlar ise sıkıntılarının yeteri kadar giderilemediğinden şikayet ediyor. Devletin ve yerel yönetimlerin engelli vatandaşlar için yaptıkları çalışmaları yeterli ve yerinde bulmuyorlar. Sosyal yaşamda kendi hayatları için olumlu değişikliklerin olması gerektiğine de dikkat çeken Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şube Başkanı Salih Arıkan, 7 Temmuz tarihinde de erişebilirlik süresinin dolduğunu hatırlattı. Arıkan, “Belediyeler engelli ile ilgili olan konularda düzenli toplantılar yaparak çözüm üretirlerse bu yaşadığımız sıkıntılar belki giderilmiş olur” dedi.

SESLİ UYARI SİSTEMİ ÇALIŞMIYOR

Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şube Başkanı Salih Arıkan, görmeyenler olarak kendilerini geliştirmeye ve hayata yeni renkler katmaya çalıştıklarının altını çizerek, her gün yollarda olduklarını söyledi. Kendi hızlarına kent yaşamının ayak uyduramadığına dikkat çeken Arıkan, “Otobüs durağına geliyoruz. Durakta bulunan bir kişiye ‘falanca otobüs gelince bana haber verir misiniz?’ diyoruz. Ama çoğu zaman sorduğumuz kişinin otobüsü gelmiş ve çoktan gitmiş oluyor. Belki o anda bizim beklediğimiz otobüste geliyor ama sorduğumuz kişi o anda gittiği için biz durakta öyle kalakalıyoruz. Sonrasında yine başka birine zar zor soruyoruz. Şansımız varsa biniyoruz. Ama sıkıntımız otobüse binince bitmiyor. Bir ara otobüsün nereye geldiğini söyleyen bir sesli uyarı sistem vardı. Şimdi o sistem nereye geleceğimizi nereye geldiğimizi benim bindiğim bütün otobüslerde çalışmıyor. Bu sistem şehre yeni gelmiş görme engelliler ve okuma yazma bilmeyenler için çok güzel bir sistemdi. Ama maalesef artık İzmir’de birçok otobüste bu sistem çalışmıyor. Otobüsün şoförüne ineceğimiz yeri söyleyip haber vermesini istediğimizde ‘tamam’ diyor. Ama şoför başka yolcularla uğraşırken ya da başka sebeplerle unutuyor. Bu ve buna benzer birçok olayı yaşıyoruz. Örneğin bir gün falanca caminin önünde ineceğim demiştim yolcularda beni ilk gördükleri camiinin önünde indirmeye kalkmışlardı. Neyse ki ben caminin adını sordum da yeni bir yol macerasından kurtuldum. Engelsiz İzmir diye yola çıkan belediyemiz biz görmeyenlerin bu otobüslerdeki sesli uyarı sistemini çözeceğine inanıyoruz” dedi.

AKILLI DURAK UYGULAMALARI ARTIRILMALI

Otobüs duraklarında akıllı durak sisteminin de olmadığına vurgu yapan Arıkan, çoğu zaman durakta beklerken hangi otobüsün geldiğini bu sebepten bilemediklerini söyledi. Arıkan, “Akıllı durak uygulamalarının artması gerektiğini düşünüyorum. Akıllı durak uygulamaları arttığı zaman görmeyenler hem android telefonlarından hem de internet sitelerinden otobüslerin hangi saatte nerede olduğunu ekran okuyucu programları ile takip edebilirler. Bu anlamda otobüsün ne zaman geleceği ile ilgili sıkıntılar yaşıyoruz. Otobüsten indiğimiz zaman çoğu kaldırımda masalarla, tezgahlarla ya da arabalarla karşılaşıyoruz. Bu durumda bizleri oldukça sıkıntıya sokuyor” diye konuştu.

SARI ÇİZGİLERİN TAKİBİ AÇISINDAN SAĞLIKLI DEĞİL

Arıkan, sarı şeritlerin TSE standartlarına uyulmadan yola yerleştirildiğini ileri sürerek, ihale yasasına göre de en ucuz malzemelerin genelde de plastiklerin kullanıldığını iddia etti. Plastiklerin hava şartlarına uygun olmadığından dolayı yağmurlu günlerde kaygan olabildiğine de dikkat çeken Arıkan, “Kaygan hale geliyor olması da insanlar için ciddi tehlike oluşturabiliyor.  Belediye tarafından bazı sarı şeritlerin yenilenmesi yapılıyor. Ama plastik olanların sağlıklı olmadığı da bir gerçektir. Standartlara uygun yapılmıyor olması dışında da sarı şeritlerin üzerine arabaların, masaların, seyyar satıcıların tezgahlarını koyması da sarı çizgilerin takibi açısından çok sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Eğer kaldırım işgalleri önlenirse sarı çizgiler amacına uygun olarak kullanılabilir” şeklinde konuştu.

OLUMLU DEĞİŞİKLİKLERİN OLMASI GEREK

Asıl önemli olanın kendi hayatları için olumlu değişikliklerin olması gerektiğini söyleyen Arıkan, “Eğer ben kaldırımda rahat bir şekilde yürüyebiliyorsam bina girişleri engelli vatandaşlara uygunsa tüm binalarda asansör varsa yani herkesin kullanımına açık yerlerde erişimimi kolay bir şekilde sağlayabiliyorsam bu benim için olumlu yönde bir değişikliktir. Aslında 7 Temmuz tarihinde de erişebilirlik süresi doldu. Erişilebilir olmayan kurum ve kuruluşlara engelli dernekleri ya da farklı STK’lar artık dava açabilir. Bu yüzden de tüm kurumların engellilerin erişimi kolay olabilecek bir hale getirmesi gerekiyor. Yani bu yapılan engelsiz İzmir’in benim hayatıma dokunması ve hayatımda olumlu değişiklilerin olması lazım” ifadelerini kullandı. Arıkan, rehabilitasyon politikaları noktasında da bir şeylerin yapılması gerektiğini anlatarak, sözlerini şu şekilde bitirdi: “Görme engellilerin bağımsız hareketlerini geliştirici eğitimlerin İzmir’de olması gerekiyor. Son olarak belediyeler engelli ile ilgili olan konularda düzenli toplantılar yaparak çözüm üretirlerse bu yaşadığımız sıkıntılar belki giderilmiş olur.”

“ERİŞEBİLİRLİK İZLEME VE DENETLEME YÖNETMELİĞİ” NEDİR?

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının, engellilerin de tüm yaşam alanlarını sorunsuz şekilde kullanabilmesi için hazırladığı “Erişebilirlik İzleme ve Denetleme Yönetmeliği” Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmelik, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren illerde valililer tarafından en geç bir ay içerisinde “Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonları” kurulması şartını içeriyor. Komisyonlar, belediye ve kamu kurum ve kuruluşları ile umuma açık hizmet veren her türlü yapı ve açık alan malikleri ile toplu taşıma araçlarının sahiplerine eksikleri tamamlaması için uygun bulduğu kadar ek süre verebilecek. Söz konusu ek süre 7 Temmuz 2015 tarihini geçmeyecek. Kurallara uymayan gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine her bir tespit için bin liradan 5 bin liraya, büyükşehir belediyeleri, belediyeler ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına da 5 bin liradan 25 bin liraya kadar idari para cezası uygulanabilecek.

 

 

 

 

 

Haber Merkezi