- Gündem
- 20.07.2025 23:42
Sayfa Yükleniyor...
İzmir’de salgının boyutunu ve ön cephede yaşanan tükenmişliği büyük bir hastanenin acil servisinde görev yapan sağlık emekçisinin sözleri ortaya koydu: “İşgalde kömür ocaklarına sokulan İnkalar gibiyiz. Sanırım izne ölerek çıkacağız.”
ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Türkiye’de ve dünyada artan vaka sayılarının gölgesinde koronavirüsle mücadele tam gaz ederken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ‘üçüncü zirve’ vurgusu yaptığı İzmir de salgın nedeniyle oldukça zor günler yaşıyor. Kentte Ekim ayıyla birlikte başlayan vaka artışı korkutucu bir hıza ulaşırken, büyük bir hastanenin acil servisinde görevli sağlık emekçisinin anlattıkları durumun vehametinin boyutlarını ortaya koyuyor. Yeni dalgada ağır vaka sayılarında yaşanan ciddi artışın gençlerde de yaygın olduğunun altını çizerek hasta yükünün taşınamaz vaziyete geldiğini anlatan sağlık emekçisi, ön cephedeki mücadelede koruyu malzemelerin kalitesizliğinin enfekte olma riskini artıran baş faktör olduğunu vurguladı. Mevcut polikliniklerin hasta sayısına yetmediğini ifade ederek, iş yükünün sağlıkçıları tükenmişliğe ittiğini söylerken, salgının boyutunun sağlıkçılar üzerindeki etkisini, “İspanyolların işgalindeki kömür ocaklarında çalıştırılan İnkalar gibiyiz. Sanırım sınırsız izne ölerek çıkacağız!” sözleriyle açıkladı. Sağlık çalışanlarına verilen koruyucu malzemelerin kalitesizliğine de dikkat çekerek, “Adeta kartona benzeyen maskeler kullanıyoruz. Malzeme kalitesinde ucuza kaçıldığı için enfekte sağlık çalışanı sayısı arttı” dedi.
EKİPMANLARDA KALİTE SORUNU
İzmir’de büyük bir hastanenin acil servisinde görev yapan sağlık emekçisi, mart-nisan ayına kıyasla vaka sayılarında 5-6 kat bir artış olduğunu söyleyerek “Yaşlı nüfus için ağır vaka sayılarında zaten bir artış bekleniyordu fakat gençlerde de ağır vaka sayılarında ciddi artış görülmeye başladı. Şu an hasta yükümüz taşınamayacak seviyede. Yükün ağırlığıyla ilişkili olarak serviste birtakım değişikliklere gidildi. Şüpheli ve pozitiflerin takip edildiği alan daha geniş bir yere taşındı. Vaka sayısındaki artışın çalışma şartlarımıza olumsuz etkisi neticesinde artık daha gergin ve kırgın bir şekilde mesai yapıyoruz. Zaten izinlerin iptal edilmesi üzerimizde büyük bir baskı oluşturmuştu. Bizim de dinlenmeye ihtiyacımız var! Acil serviste çok sayıda virüse yakalanan sağlık çalışanı var. Doktorlarımızdan 6’sı, diğer personellerden de 13’ü karantinada. Çalışırken kendimizi asla güvende hissetmiyoruz çünkü bizlere verilen koruyucu malzemeler çok kalitesiz. Çok orantısız yapılmış, adeta kartona benzeyen maskeler kullanıyoruz. Malzeme kalitesinde ucuza kaçıldığı için sağlık çalışanlarının enfekte olması riski arttı” dedi.
SANIRIM SINIRSIZ İZNE ÖLEREK ÇIKACAĞIZ!
Artan iş yükünün kendilerini tükenmişliğe götürdüğünü söyleyen sağlık emekçisi, “Acil serviste hem Kovid-19 hem de diğer hastalara bakıyoruz. Hastanelerde Kovid-19 poliklinikleri mevcut ama hasta sayısı çok fazla olduğu için yetmiyor. Acil servis hekimlerini yeni açılacak Kovid-19 polikliniklerinde de çalıştırmak istiyorlar. Buradaki amaç şu: Kovid-19 hastaları mümkün olduğunca hastane dışında beklemesin, kötü görüntüler yaşanmasın, sağlık çalışanlarının suyu çıksın! Bu zaten çok yoğun çalışmamıza rağmen daha fazla nöbet tutmamız demek. Riskin daha da artması demek... İşgalde kömür ocaklarına sokulup çalıştırılan İnkalar ve Mayalar gibiyiz. Sanırım sınırsız izne ölerek çıkacağız! Aşırı gerginlik ve yoğunluktan dolayı sağlık çalışanları ile güvenlik görevlileri arasında kavgalar yaşanmaya başladı. İnsanlar yumruk yumruğa birbirlerine giriyor... Hastanelerde şu an korkunç bir kabus yaşanıyor” ifadelerini kullandı.