Acilde ‘yeni normal’ gerçeği: 4 kat artış, günde en az 10 vaka!

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Koronavirüs salgını kapsamında alınan ‘normalleşme’ kararı ile beraber düğün, sınav, toplu taşıma, toplu ibadet ve turistik seyahatler fiziksel mesafeyi ortadan kaldırdı. Haziran ayı öncesinde 700’lere kadar inen vaka sayıları son haftalarda yeniden binli rakamların üstüne çıktı. Yaşanan bu artış toplumda korkuya neden olurken, İzmir’de büyük bir hastanenin acil servisinde görevli hemşire de mevcut durum hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Haberde isim ve kurum bilgisinin yer almamasını isteyen hemşire, salgın sürecinin zorlu koşullarını fedakarlıkla göğüsleyen sağlık çalışanlarını tükenmişlik duygusunun sardığını söyleyerek, “Koronavirüs şüphesiyle acil servise başvuranların sayısı normalleşmeden bu yana 4 kat arttı. Günde en az 10 kişinin test sonucu pozitif çıkıyor. Temiz hastane kalmadı. Yoğun bakımlar zaten normalde yetmiyorken şimdi komple kitlenmiş durumda. Acil servislerde bugün COVID-19 dışı yatış bekleyen yoğun bakım hastaları mevcut” ifadelerini kullandı.

KORKU YERİNİ TÜKENMİŞLİĞE BIRAKTI
Salgın sürecinin zorlu koşullarını fedakarlıkla göğüsleyen sağlık çalışanlarını tükenmişlik duygusunun sardığını söyleyen hemşire, “Öncelikle değinmek istediğim ilk COVID-19 süreci... İlk süreçte hazırlıksız yakalanmış olduğumuz için korku ve panik vardı. Kliniğimiz ise sürece hazırlıklı değildi. Başta klinik sonrasına da hastane olarak sürece uyum sağlamaya başladık. İlk süreçte halkımızdaki korku da acil servislerdeki rutinde olan yoğunluğu azalttı ve o süreçte gerçek acillere bakmaya başladık ilk defa. O dönem pozitif hasta bakma oranımız düşüktü ama bakanlığın dediği gibi değildi rakamlar, daha yüksekti.  Bugüne geldiğimizde ise ilk süreçten farklı olarak bizlerdeki korku yerini bıkkınlık ve tükenmişliğe bıraktı. Özellikle yaz aylarında koruyucu ekipman ile çalışmak hem fiziksel hem de ruhsal olarak yormaya başladı. Uzun süredir bu koşullarda çalışıyor olmak, tatil hakkımızın uzun bir süre verilmemiş olması, verildiği süreçte ise pozitif çıkan meslektaşlarımızın yerine ek mesaiye gitmemiz bizleri çok yormuş durumda” dedi.



EMEKLERİMİZ BOŞA GİDİYOR
Vaka sayıları arttıkça sağlık çalışanlarının yükünün de ağırlaştığını dile getiren hemşire, acillerdeki mevcut durum ve çalışma koşulları hakkında şunları söyledi: “Normalleşme ile birlikte vaka sayılarındaki artış ve bu hastaların acil serviste takibi bizleri çok zor durumlarda bırakmakta. Aynı zamanda COVID-19 dışında hastaların da acil servise başvurusu ve her iki hasta grubunu birbirinden ayırarak bakmak fazla bir iş gücü gerektirmekte. Ve ne yazık ki ülkemizde acil servislerin kapasitesi iki hasta gurubunu da takip edebilecek durumda değil. İlk süreçten daha fazla COVID-19 hastasına bakım vermekteyiz. Bakanlığın bildirdiği sayılar gerçeği yansıtmamakta. Kaldı ki kliniklerde yatanlar sadece ağır vakalar. Acil serviste testi yapılıp evde izole olmak kaydıyla ayaktan gönderilen hasta sayısı çok daha fazla. Ve bu kişilerin kendi keyfi izolasyon önlemlerine bırakılmakta süreç. Ayaktan gönderilen kişiler hala aramızda gezmekte, markette yan yana durduğumuz kişiler. Bakanlığın bu konuyu görmezden geliyor olması ve emeklerimizin boşa gittiğini görmek çok üzücü.”

YOĞUN BAKIMLAR KİTLENMİŞ DURUMDA
Yoğun bakımlardaki doluluk nedeniyle COVID-19 dışı yatış bekleyen hastaların acil servislerde sedye üzerinde takip edildiğini anlatan hemşire, “Her nöbette birçok kişisel ihtiyacımızdan feragat edip aldığımız önlemlerin boşa gittiğini görmek daha çok yoruyor bizleri. Çünkü bu süreç daha ne kadar devam edecek, bugün ne ile karşılaşacağım, COVID-19 olmayan hastaları nasıl koruyacağım sorusu ile her gün işe gitmek psikolojik olarak bitirmiş durumda. Sağlık Bakanlığının yapması gereken şeyleri bizler kendi çabalarımız ile yapmaya çalışıyoruz. Temiz hastane kalmadı. Yoğun bakımlar zaten COVID-19 dışı süreçte de yetmiyor iken şimdi komple kitlenmiş durumda. Acil servislerde bugün COVID-19 dışı yatış bekleyen yoğun bakım hastaları mevcut. Bakanlığın süreç üzerinden yaptığı tek şey her şeyi gizlemek ve doğru bilgiden yoksun bırakarak insanları kandırmak. Sağlık çalışanları ile halkı karşı karşıya getirerek şiddetin önünü açmakta. Süreç öncesi de sonrası da bizleri korumayan, halkın sağlığını riske atan bir bakanlığı değiştirmeden bu süreci bitirebileceğimize inanmıyorum” şeklinde konuştu.
 

Haber Merkezi