Acının surlarında umut ateşi yaktı

Acının surlarında umut ateşi yaktı

Kanser nedeniyle babasını, abisini ve amcasını kaybeden Bülent Zengin, hastaların yaşadığı zorluklara bizzat tanık olup onlar için mücadelesini aynı kararlılıkla sürdürmeye karar verdi. Zengin, İzmir’de kurduğu kanser derneğinde hastalara maddi-manevi yardımcı olarak hayata tutunmalarını sağlıyor


  • Oluşturulma Tarihi : 04.10.2019 07:08
  • Güncelleme Tarihi : 04.10.2019 07:08
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Acının surlarında umut ateşi yaktı

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

2004 yılında hem babasını hem abisini hem de amcasını kanserden kaybeden Bülent Zengin, peş peşe yaşadığı acı kayıpların ardından uzun süre kendine gelemedi. Yakınlarının tedavi sürecinde hastaların yaşadığı zorluklara bizzat tanık olan Zengin, onlar için mücadelesini aynı kararlılıkla sürdürmeye karar verdi. Yaklaşık 10 yıl çeşitli derneklerde gönüllülük esasıyla engelliler ve kanser hastaları için çalıştı. Yaklaşık 1,5 yıl önce ise engellilere ve kanser hastalarına destek olmak, toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla İzmir’de Kanserli ve Engellilere Umut Derneği’ni kurdu. Yardıma muhtaç durumdaki hastaların ihtiyaçlarını tespit etti, bir kısmını kendi cebinden karşıladı ve kısa zamanda çok sayıda gönüllüye ulaştı. Yakınlarının ölümüne yol açan hastalıkla mücadele eden kişilerin ihtiyaçlarıyla yakından ilgilenen Zengin, hastalara tedavi aşamasında maddi-manevi yardımcı olarak hayata tutunmalarını sağlıyor. Ailesinin hatırasını bu sayede yaşattığını dile getiren Zengin, “Ailem gitti; ama onların yerine birçok ailem oldu. Birçok hastanın yanında olup hayata tutunmasını sağladım, daha büyük mutluluk yok” diyor.



YAKINLARINI KANSERDEN KAYBETTİ
Şirinyer’de oturan 41 yaşındaki Bülent Zengin, “8 yıl önce İstanbul’dan,  İzmir’e taşındım. Erken yaşta bir evlilik yaptım. 20 sene önce ayrıldım. 23 yaşında üniversite öğrencisi bir kızım var. Satış ve pazarlama üzerine çalışıyorum. Yaklaşık 10 yıl çeşitli yardım derneklerinde gönüllü olarak çalışmalarda bulundum. 1,5 yıl önce de İzmir’de Kanserli ve Engellilere Umut Derneği’ni kurdum. Amacım engelli bireylere ve kanser hastalarına yardımcı olabilmekti. Çünkü ben onların yaşamış olduğu zorlukları kendim de deneyimlemiş biriyim. 2004 yılında ağabeyimi bağırsak kanserinden kaybettim. 6 ay sonra da babam akciğer kanserinden vefat etti. Amcamı da lösemiden kaybettim. O dönem sürekli hastanelerde olduğum için kanser hastalarının yaşadığı zorluklara bizzat tanık oldum. O zorlu süreçlerde yeterince destek bulamadıklarını gördüm. Yalnızlıklarına ve çaresizliklerine şahit oldum. Bir insan gözlerinizin önünde eriyor ve siz hiçbir şey yapamıyorsunuz” dedi.



ZORLUKLARA BİZZAT TANIK OLDU
Ailesinden dört kişinin ölümüne yol açan hastalıkla mücadele eden kişiler ile yakından ilgilenen Zengin, “Mesela kan lazım olduğunda ailelerin bulmak için ne kadar zorlandığına tanık oldum. Ayrıca bu insanların hasta bezi, mama ve çalışamadıkları için erzak ihtiyaçları oluyor. Yol parası bulamadığından çocuğunu tedavi için hastaneye getiremeyen insanlar var. Biz bu insanların yol paralarını karşılıyoruz. Bazen hastaneler ağır durumdaki hastalara ambulans desteği sağlamıyor. Ağır hastaları evlerinden arabayla alıp hastaneye taşıyorum. Hastanede onlarla birlikte bekleyip sonra tekrar evlerine bırakıyorum. Vaktimiz olduğunda hastaları gezdiriyoruz, çocukları lunaparka götürüyoruz. Türkiye genelinde 5 ilde şubemiz var. Ayrıca engelliler için de çalışmalar yapıyoruz. Durumu olmayanlara tekerlekli sandalye yardımında bulunuyoruz. Yine bu ailelere erzak ve gıda yardımı da yapıyoruz. Tedaviyi devlet karşılıyor ama bazı ilaçların yarısını aileler vermek zorunda kalıyor. İmkanı olmayan ailelerin bu anlamda maddi yardımda bulunuyoruz. Dernek adına hediyelik eşya gibi bazı ürünler satıyoruz ve oradan gelen gelirle bu yardımları yapıyoruz. Yardımcı olmak isteyenlere ise ailelerin iletişim bilgilerini veriyoruz. Çoğu zaman kendi aracımla bireysel destek sağlıyorum. Zamanımın büyük bir kısmında bunlar için koşturuyorum. Ulaşabildiğimiz kişileri elimizden geldiği kadarıyla destek veriyoruz” ifadelerini kullandı.



EVİNE MAKARNA ALAMAYAN HASTALAR VAR
Tedavi gördüğü için çalışamayan ve bu nedenle yardıma muhtaç olan çok sayıda hasta olduğunu söyleyen Zengin, karşılaştığı çaresizliklerden şöyle bahsetti: “Kanser hastaları için hayat çok zor. Hijyenik bir ortamda tedavi görmeleri ve beslenmelerine dikkat etmeleri gerekiyor. Tedavi gördüğü için çalışamayan çok insan var. Evlerine ziyarete gittiğimizde bazılarının bir makarna bile alacak parası olmadığını görüyoruz. Şehir dışından gelip hastaneye yatış yapan maddi durumu yetersiz aileler banklarda yatıp kalkıyor. Havlu, pijama, terlik gibi bazı küçük ihtiyaçlarını bile karşılamayanlar var. Bir de yatış verilmeyen hastalar var. O insanlar her hafta hastaneye gitmek zorunda kalıyor. Bunların arasında şehir dışından gelenler de var. Bu zorluğu ve acıyı yaşayan bilir. Türkiye’nin çeşitli illerinde gönüllülerimiz var. Çoğunluğu gençlerden oluşuyor, onlar bu konuda çok duyarlı ve hassas.”



AİLELERDEN KAN PARASI İSTİYORLAR
İhtiyaç anında hastalar için kan bağışı desteğinde de bulunduklarını anlatan Zengin, “Kan lazım olduğunda ailelerden para istiyorlar. Kan bağışçılarımız var, acil durumlarda gidip kan veriyoruz. Biz kendi bireysel çabalarımızla bu yardımları yapıyoruz. Hastanenin karşısında pansiyonlar var ama çok fahiş fiyatlar istendiğini öğreniyoruz. Zaman içerisinde Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Hastanesi yakın evler kiralayıp ailelerin konaklamasını sağlamak istiyoruz. Buca’da dernek adına bir aşevi açmak istiyoruz. Bir kanser hastasını hastanede ziyaret edip ona moral verebilmek bile çok önemli. Hastanelere gidip o insanların yaşadıklarını görmek lazım. Ben de bilmiyordum önceden. Yaşayınca öğrendim. O saatten sonra da hastalar için ne yapabilirim diye kafa yormaya başladım. Tedavi süresince ailelerle sürekli görüşüyoruz. Telefonum gece gündüz susmuyor. Elimden geldiğince her konuda yardımcı olmaya çalışıyorum. Ben de aynı süreçlerden geçtim. Onların yaşadıklarını çok iyi anlıyorum. Bugün sağlıklıyız ama yarın öbür gün biz de aynı şeyleri yaşayabiliriz. O yüzden duyarlı ve vicdanlı olmak gerekiyor. Alkış almak için bunları yapmıyorum. Yalnızca o insanlar için bir şeyler yapabilmek istiyorum. Ailemin birçoğunu kaybettim ama birçok ailem oldu. Birçok ailenin yanında olup, hayata tutunmalarını sağladık, daha büyük mutluluk yok” şeklinde konuştu.



EN ÖNEMLİ İLAÇ MORAL VE MOTİVASYON
Zengin, yakınları kansere yakalanan ailelerin bu süreçte yalnız kaldıklarını belirterek, şunları söyledi: “Bu süreçte onlara ilk başta manevi destek olmak çok önemli. Biz de onlara ilk olarak manevi destek olup, daha sonra elimizden geldiğince maddi destekte bulunuyoruz, kanser gibi hastalıklarla mücadele etmek zor. Fakat bu aileler aslında sadece kanserle değil esasında başka etkenlerle de mücadele ediyorlar. Yaşam şartları zor, moralleri ve motivasyonları düşük oluyor. Sağlık sistemiyle mücadele ediyorlar, aslında hayatla mücadele ediyorlar tek başlarına. Orada da biz destek oluyoruz. Yakınlarını kanserden kaybetmiş biri olarak bu tür hastalıklarla mücadelenin en önemli ilacının moral ve motivasyonun şart olduğunu düşünüyorum.”