Adli yıl açılışı gerçekleştirildi

2018- 2019 adli yıl açılışında Fetö vurgusu yapan Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Aydıner, “Bunlar kendilerini yenilmez olarak gördüler. Hakim ve savcılara böbürlenerek yürüdüler. Sonra ne oldu peki? Bu güç bir anda yerle bir oldu. Sersefil oldu” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 04.09.2018 07:32
  • Güncelleme Tarihi : 04.09.2018 07:32
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Adli yıl açılışı  gerçekleştirildi

NİLGÜN TAZE
İzmir Adliyesi A protokol kapısı girişinde yapılan 2018- 2019 adli yıl açılışı törenine İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Aydıner, İzmir Barosu Başkan Vekili Mustafa Çetin, İzmir Adli Yargı Komisyon Başkanı İbrahim Korkmaz, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, çok sayıda hakim, savcı ve avukat katıldı. Atatürk Anıtı’na çelenk konulmasının ardından, saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı okundu. Adliye içinde devam eden törende ilk konuşmayı yapan İzmir Barosu Başkan Vekili Avukat Mustafa Çetin yargıya olan kaybolan güvenin tekrar kazanılması gerektiğini açıklayarak, “Hukuk fakültelerinin sayısında son yıllarda yaşanan olağanüstü artış, YÖK’ün ilk 150 bine giren öğrencilerin, hukuk fakültelerine tercih yapabileceği kararını bu yıl 190 bine çıkarması, hukuk fakültelerindeki eğitim kalitesinin düşmesine ve hukuk sistemimiz bakımından çok önemli riskler doğurmuştur” dedi.
“DARBEYİ LANETLİYORUM”
2018-2019 Adli Yılı’nın ilk gününün açılışını yapmak üzere bira raya geldiklerini ve Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan dolayı adalet dağıtanlar olarak birbirlerine daha sıkı kenetlenmek zorunda olduklarını açıklayan İzmir Barosu Başkan Vekili Avukat Mustafa Çetin şunları söyledi: “Her adli yılda neredeyse benzer sorunları konuşur bu sorunlara çözüm ararız. Yargı camiamızın çözüm bekleyen birçok sorunu var. Adalet, mülkün yani ülkenin temelidir. Demokratik Hukuk Devletinin en önemli olmazsa olmazları, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, hakim güvencesi, savunma hakkının kutsallığı, adil yargılanma, temel hak ve özgürlükler, basın özgürlüğü ve hukukun eşitliği ilkesidir. Maalesef yargıya olan güven çok azalmıştır. Özellikle hain kalkışma sonrasında, yargı mensuplarının bir kısmının terörist faaliyetlerin odağında yer alması, tamamen güven mesleği olan yargıya olan itibarın azalmasına neden olan sebeplerin bir tanesidir. Bu vesile ile bir kez daha hain darbe girişimini lanetliyorum.”
“HUKUKTA KALİTE DÜŞTÜ”
Toplumun yargıya güven duymadığı bir hukuk sisteminde, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanamayacağını ifade eden Çetin, “Yargının kalitesinin sağlanması bakımından, önemli bir faktör de kaliteli ve etkili bir hukuk eğitimidir. Lisans, lisansüstü, doktora eğitimlerinin yanında meslek öncesi, meslek içi eğitimin belli bir standardın ve kalitenin üzerinde olması gerekir. Hukuk fakültelerinin sayısında son yıllarda yaşanan olağanüstü artış, YÖK’ün ilk 150 bine giren öğrencilerin, hukuk fakültelerine tercih yapabileceği kararını bu yıl 190 bine çıkarması, hukuk fakültelerindeki eğitim kalitesinin düşmesinde hukuk sistemimiz bakımından çok önemli riskler doğurmuştur. Bu risklerin en önemlisi yetersiz hukuk eğitimi alan kişilerin hakim, savcı ve avukat olmasıdır” açıklamasını yaptı.
“YARGI REFORMU GEREKİYOR”
Çetin, hukukta kalitenin artırabilmesi ve bir an önce yargıya olan güveni artırmak için yargı
reformu yapılması gerektiğini açıklayarak, “Hukuk fakültelerinin lisans eğitimlerinin daha iyi ve etkin bir eğitim için asgari 5 yıla çıkartılması, avukatlık sınavının getirilmesi ve üniversite sınavlarında hukuk fakültelerine girişin kademeli olarak ilk 50 bine çekilmesi gerekiyor. Aynı şekilde insanlara çocuk yaşta hukuk bilincini ve hukuk kültürünü aşılamak için ‘Hukuk Girişi’ dersinin orta öğretimden itibaren ders olarak okutulması, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve hakim güvencesi için gerekli adımların atılması gerekmektedir” şeklinde konuştu.

“BİR ANDA SERSEFİL OLDU”
Daha sonra kürsüye gelen İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Aydıner ise adalet kavramının ülke için vazgeçilmez unsur olduğunu belirtip, FETÖ ile mücadeleye değinerek, şunları söyledi: “Hepimizin bildiği üzere ve her sabah ofislerimizde, duruşma salonlarında okuduğumuz ‘Adalet mülkün temelidir’ sözüyle başlamak istiyorum. Evet, adalet mülkün temeli. Gençken bunu duyduğumuzda, ben de dahil olmak üzere ‘Bu binanın temeli nerede, adalet nerede?’ diye düşünmüştüm. Burada kastedilen elbette ki taşınır mallar değil. Burada kastedilen mülk, aslında egemenlik, aslında yönetim, aslında devletin ta kendisidir. 17 Aralık 2013 yılında başlayan ve 15 Temmuz 2016 ile devam eden ve belki de hala baskılarına maruz kaldığımız ulusal ya da uluslararası emperyalizme, yargımız sınavını çok iyi verdi. Gerek 17 Aralık gerekse 15 Temmuz’da yargı ilk tepkisini göstererek, müzekkerelerini yazarak, yazılı şekilde yakalama emrini yazarak üzerine düşen görevi yerine getirmiştir.”
“KENDİLERİNİ YENİLMEZ GÖRDÜLER”
Özellikle Fetö’nün toplumun her kesiminin maruz kaldığı terör örgütlerinden bir tanesi olduğunu açıklayan Aydıner, “Bunlar kendilerini yenilmez olarak gördüler. Adliyelerde bunlara hepimiz şahit olduk. Hakim ve savcıları böbürlenerek yürüdüler. Kimse onlara söz söyleyemiyordu, yan bakamıyordu. Kendi meşreplerini üstün tuttular. Kendi adamlarını kayırdılar. Kendilerinin ayaklarına dolanan ya da kendilerini eleştirenleri ezip geçtiler. Sonra ne oldu peki? Bu yükselen güç bir anda yerle bir oldu. Sersefil oldu. Nereye varmak istiyorum; adalet. İşte adaletin olmadığı hiçbir toplum ve hiçbir yönetim ilelebet payidar olamaz” dedi.
Konuşmaların ardından resim sergisinin gezilmesi ile tören sona erdi

Haber Merkezi