Sayfa Yükleniyor...
Salgından etkilenen meslek gruplarından biri de avukatlar. Adliyelerde yurttaşlarla yakın temasta bulunan avukatlar, duruşma salonlarındaki yoğunluğa dikkat çekiyor ve ‘risk altındayız’ diyerek aşı talep ediyor
ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Türkiye’de koronavirüs salgınıyla mücadele sürecinde hayati önem taşıyan aşılama mesaisi risk grupları öncelenerek sürerken, ilgili sıralama da tartışma konusu olmaya devam ediyor. Kalabalık ve sosyal mesafe kurallarını uygulamanın zorlaştığı kamu alanlarından biri de adliyeler… Hakimler, savcılar ve adliye personeli aşı programına alınırken, aynı ortamlarda görev yapan avukatların alınmaması tepkilere yol açtı. Adliyelerde yurttaşlarla yakın temasta bulunan avukatlar, duruşma salonlarındaki yoğunluğa dikkat çekiyor ve ‘risk altındayız’ diyerek aşı talep ediyor.
DEĞERSİZLEŞTİRMENİN BİR PARÇASI
Adliyelerdeki yoğunluğa ve bulaş riskine dikkat çekerek ‘aşı’ vurgusunda bulunan İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Deman Güler, “Türkiye’de avukatların rolü özellikle son dönemde çok ciddi şekilde saldırı altında. Savunma sürekli ötekileştiriliyor ve güçsüzleştirilmeye çalışılıyor. Bu değersizleştirmenin bir parçası olarak görüyorum aşı mevzusunu da. Avukatlar hariç adliye personellerinin tamamı işlerin devamı sebebiyle aşılanıyor. Demek ki, avukatlar adalet mekanizmasının işlemesi için iktidar açısından öncelikli değil! Adliyeleri en fazla kullanan bizleriz. Adliyelerdeki duruma gelip baksanız şunu göreceksiniz... Kim mesafesi olmadan duruyor, kim o koridorlarda duruşma bekliyor, kim müvekkili ile yan yana oturmak zorunda kalıyor? Avukatlar! Kim gidip dosya alıyor duruşma açmak için, kim baro pulu almak için diğer meslektaşları ile sırada kuyruklanıyor, kim veznede sıra bekliyor? Yine avukatlar. Dolayısıyla aslında en büyük risk grubu kendisini kısmen yalıtmış hakimler ve savcılar değil, avukatlardır. Buradaki haksızlığın arka planında Türkiye’deki adalet mekanizmasına bakışın yattığını düşünüyorum. Hiçbir suretle iyi niyetli bir yaklaşım olarak görmüyorum. Türkiye’deki bürokratik sistem her zaman böyleydi ama son dönemde iyice avukatları da yalıtan, mevzunun dışında bırakan ve bilinçli bir şekilde dışlayan hale dönüştü” dedi.
DURUŞMA SONRASI VAKA HABERLERİ
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şube Sekreteri Erdoğan Akdoğdu, “Avukatların aşı talebi elbette karşılanmalı. Hakimler, savcılar ve diğer adliye personelleri nasıl aşılanıyorsa avukatlar da adli mekanizmanın önemli bir parçası ve bu kapsamı alınması gerekiyor. Üvey evlat muamelesi görmek avukatların makus kaderi. Avukatlık pratiğini gerçekleştirirken de bunu yaşıyoruz. Kaldı ki avukatlara bu süreçte çok yardımda bulunduğunu söyleyen Barolar Birliği staj kredisi almış bulunan avukatlara bu süreçte icra takibi gönderdi. Al birini vur ötekine politikasıyla karşı karşıyayız. Çalışma koşullarına gelince, adli mekanizma inanılmaz bir hızla ilerliyor. Her mahkemede duruşma sonrasında vaka haberleri alıyoruz. Yoğun insan sirkülasyonu ve iş yükünü kotarılması çabası var. Salgının bir yönü olan ekonomik yıkım avukatlar için de geçerli. Uzun zamandır iş alamayan meslektaşlarımız var” şeklinde konuştu.
ÇALIŞMA HAYATINDAN UZAKLAŞIYORLAR
Sistem elektronik ortama taşınsa da avukatların adliyede bulunmasını gerektiren zorunlu haller olduğunun altını çizen Avukat Sedef Akaydın da, “Aşı bizim için çok önemli ve bunun birçok sebebi var. Öncelikle çalışma alanımız çok geniş. Biz her ne kadar dilekçeleri UYAP üzerinden gönderiyor olsak da ve pandemi ile birlikte e-duruşmalara başlamış olsak da bu şu an yaygın bir şey değil. Bizim yeri geliyor adliyeye yeri geliyor diğer kamu kurumlarına gitmemiz gerekiyor ve bu da evrak üzerinden teması arttırıyor. Mahkemedeki kaleme ulaşmamız her zaman telefon aracılığıyla mümkün olmuyor. Biz her ne kadar yaşadığımız şehrin barosuna kayıtlı olsak da bir avukatın çalışma alanı Türkiye’nin her yeridir. Dolayısıyla birçok meslektaşımız mesleğini sürekli seyahat ederek icra etmekte. Ve bu da dediğim gibi teması oldukça arttırmakta. Avukatın giderdiği ihtiyaç ertelenebilir bir ihtiyaç da değil. Diğer taraftan da kıdemli meslektaşlarımız konusu var... Mesleğimizde emeklilik diye bir şey yok. Kıdeminiz arttıkça sizin mesleki bir değeriniz var. Ama şu anda o büyük değerlerimizin aşı da olmayınca mesleklerinden uzaklaşmalarına sebep oluyorlar. Çünkü birçok tanıdığım kıdemli meslektaşım aşı olmadığı içi çalışma hayatını tamamıyla bıraktı. Adliyeye gidemiyorlar, duruşmaya giremiyorlar... Bu sebeple sadece kıdemli meslektaşlarımız değil avukatların hepsinin aşı olması gerektiği kanaatindeyim. Çünkü dediğim gibi giderdiğimiz adalet ihtiyacı, ertelenebilir bir ihtiyaç değil” ifadelerini kullandı.
ÜVEY EVLAT MUAMELESİ
Duruşma ya da bekleme salonlarındaki kalabalıktan kaçamadıklarını vurgulayan Avukat Adem Yaprak ise, şunları söyledi: “Aktif olarak her gün adliyelere, kamu kurumlarına gidiyorum. İşim gereği sürekli hareket halindeyim. Bu nedenle avukatlara aşı önceliği verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Adliyelerde kalabalık durumlar, toplanmalar hiç eksilmeden devam ediyor. Duruşma beklerken mesafeyi korumakta zorlanıyoruz haliyle. Ayrıca aynı adliyede birlikte görev yaptığımız hakim ve savcıların aşılanıp avukatların üvey evlat muamelesi görmesi doğru bir tavır değil. Yargının 3 kurucu ayağından birisi olan savunmayı temsil ediyoruz bizler. Bizim varlığımız vatandaşın hak arayışının gerçekleşebilmesi için zorunlu. Yaptığımız işlerde de gayemiz vatandaşın hakkını, hukukunu korumak. Bu nedenle de görevimizi yerine getirirken salgından en üst düzeyde korunmamız gerekiyor.”
Haber Merkezi