- Gündem
- 20.04.2025 10:07
Vatandaşın üçüncü basamak hastanelere yönlendirildiği için kolonoskopi ve endoskopi randevularının aylar sonrasına verildiğini söyleyen Kaynak, “Bazı ameliyatlarda randevu temin etmekte çok büyük zorluklar ortaya çıkmaya başladı” dedi
KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER
Kamu hastanelerine mide veya bağırsak şikayetleriyle giden vatandaşlara kolonoskopi ve endoskopi randevuları aylar sonrasına veriliyor. Aylarca beklemek istemeyen vatandaşlar özel hastanelere başvuruyor fakat burada da fahiş fiyatlarla karşılaşıyor. Hastalar bu konuda ne yapacağını bilemezken kamuda görevli gastroenteroloji uzman sayısı her geçen gün azalıyor. Uzmanlar ise yüksek maaş beklentisi sebebiyle özel hastanelere kaptırılıyor. Gastroenteroloji uzmanı sayısının her geçen gün azalmasındaki en önemli sebebin yan dal sonrası yapılan mecburi hizmet ve kamu hastanelerinin ekonomik şartları gibi nedenler olduğunu belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Şu anda üçüncü basamak dediğimiz eğitim araştırma ve üniversite hastanelerinde ciddi bir yığılma mevcut. Hatta bazı ameliyatların yapılabilirliğiyle ilgili randevu temin etmekte çok büyük zorluklar ortaya çıkmaya başladı. Birinci basamağın çok büyük bir bütçe ayrılarak en başından restore edilmesi gerekiyor. Sağlıktaki bütçenin en az 4 kat arttırılması lazım. Bu bütçeyle sağlık sistemi yürümez” dedi.
Randevu bulamama sorununun sadece gastroenteroloji uzmanlığı veya belli başlı branşlarda değil birçok branşta yaşandığını bunun da Sağlık Bakanlığı’nın başlattığı Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında tüm hastaları eğitim araştırma ve üniversite hastanelerine yönlendirmesinden kaynaklandığını belirten Kaynak, “Şu anda üçüncü basamak dediğimiz eğitim araştırma ve üniversite hastanelerinde ciddi bir yığılma mevcut. Hatta bazı ameliyatların yapılabilirliğiyle ilgili randevu temin etmekte çok büyük zorluklar ortaya çıkmaya başladı. Türkiye genelinde bu hastanelerde bir yılda yaklaşık 1 milyon randevulu, 130 milyon da acil hasta bakımı yapılıyor. Bu yoğunluğa bir hekimin dayanabilmesi çok zor. Bu iş yoğunluğu nedeniyle de pek çok hekim eğitim hastanelerinin dışına çıkmaya çalışıyor. Emekliliği gelen emekli oluyor diğerleri ise özel hastanelere gidiyor. Normalde sistemin basamaklı bir şekilde çalışması gerekiyordu. Basamaktan kastımız birinci basamak diyelim ki aile hekimliği, ikinci basamak devlet hastaneleri, üçüncü basamak ancak eğitim araştırma ve üniversite hastaneleridir. Fakat sistem böyle kurgulanmadı. Bütün hastalar üçüncü basamağa yönlendirildi. Sağlık sektöründeki bu sıkışıklığın ana sebebi budur” diye konuştu.
Sağlık alanında birinci basamak olarak nitelendirilen aile ve toplum sağlığı merkezleri ile aile hekimliklerinin içinde bulundukları zor şartlar sebebiyle çöktüğünü ve bunun da ikinci ve üçüncü basamaklarda yoğunluk oluşturduğunu ifade eden Kaynak, “Vatandaşlar en ufak şikayetlerinde bile üçüncü basamak hastanelere gidiyor. Halbuki hastalıkların yüzde 90’ı birinci basamakta çözümlenebilir. Fakat Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da itiraf ettiği gibi aile ve toplum sağlığı merkezleri, aile hekimlikleri çok ihmal edildi. İşgücü, mekân, yardımcı personel ve donanım olarak aile hekimlikleri çok zor durumda. Çünkü aile hekimlikleri birçoğu çok yüksek kiralarla kendi buldukları apartman dairlerinde hizmet vermeye çalışıyor. Kiraların çok yükselmesi bu insanların mekanlarının sürdürülebilirliğini ortadan kaldırdı. Dolayısıyla birinci basamak çökmüş durumda şu anda. Birinci basamak çalışmayınca ikinci ve üçüncü basamağa insanlar yöneliyor” dedi.
Girişimsel cerrahi olarak adlandırılan gastroenteroloji, göğüs, hematoloji ve onkoloji gibi branşların hem olumsuz koşulları hem de eğitim süresinin mecburi hizmet ve uzun olmasından dolayı tercih edilmediğini dile getiren Kaynak, “Dahiliyenin içerisinde çok sayıda gastroenteroloji, göğüs, hematoloji ve onkoloji gibi değişik branşlar var ama yan dal şu anda doktorlar için hiç cazip değil. Çünkü doktor adayları 6 yıl tıp okuyor. Üzerine iki yıl mecburi hizmet, sonrasında 4 yıl dahiliye ve tekrardan mecburi hizmet yapıyorlar. Bir de gastroenteroloji gibi yan dal branş edinmek istediklerinde iki yıl daha mecburi hizmet yapmak zorunda bırakılıyorlar. Bir hekim 17 yıl boyunca eğitim alıyor. Bu etkenlerden dolayı pek çok branş tercih edilemez hale geldi. Özellikle girişimsel cerrahi dallara insanların ilgisi çok azaldı. Bunun en önemli sebebi de çok yoğun iş akışı, özlük haklarının iyi olmaması ve sağlıkta şiddet gibi etkenlerin olduğunu görüyoruz. Bunların hepsini yan yana koyduğunuzda çok ciddi bir caydırıcılık rol oynuyor. Bu durum önümüzdeki yıllarda bu alanlarda iyi ve nitelikli hekim bulmakta çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağımızın bir göstergesi” ifadelerini kullandı.
BU BÜTÇEYLE SAĞLIK SİSTEMİ YÜRÜMEZ
Konuşmasının sonunda yaşanan bu sorunun çözümüne yönelik önerilerde bulunan Kaynak, şu ifadeleri kullandı: “Temel olarak basamaklı sağlık sisteminin yürürlüğe konması gerekiyor. Aile hekimliği insan gücü, kaynak, mekan ve sağlık personeli olarak desteklenmeli. Birinci basamağın çok büyük bir bütçe ayrılarak en başından restore edilmesi gerekiyor. Sağlıktaki bütçenin en az 4 kat arttırılması lazım. Bu bütçeyle sağlık sistemi yürümez. Birinci basamaktaki hekim sayısının şimdikinin en az 4 katı olması gerekir. Hatta branş hekimlerinin birinci basamakta görevlendirilmesi ve birinci basamağın hekimler için çok cazip hale getirilmesi gerekiyor.”