Sayfa Yükleniyor...
Gazetemizin ‘Perşembe Sohbetleri’ne konuk olan Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Karabağlar, Buca ve Gaziemir’deki trafik sorununun Gaziemir Metrosu ile çözüleceğini vurguladı
İLKSES ÖZEL
İLKSES Gazetesi’nin kent siyasetinin önemli aktörlerini ağırladığı ‘Perşembe Sohbetleri’ne bu hafta Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda konuk oldu. Arda, ilçe yönetimi, proje ve hizmetler hakkında önemli açıklamalarda bulunurken, gündeme damga vuran konulara yönelik soruları da yanıtladı. İzmir’in Çernobil’i olarak adlandırılan Emrez Mahallesi’nde normalin 800 katı nükleer atığın bulunduğunu vurgulayan Arda, yaklaşık 3 ay süren nöbetlerin ardından kurdukları komisyon aracılığıyla mücadeleye devam edeceklerini duyurdu. Sarnıç bölgesini de ele alan Arda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bir imza ve dilekçe kampanyası yaptıklarını bildirdi. 5 yıl vadenin 10 yıla uzatılması kararı için imza kampanyası yapacaklarını belirten Arda, “Vatandaşlar ne yapıp edip şartlarını zorlamalı” dedi.
Öte yandan, Gaziemir Metrosu’nu ‘gözbebeği’ projesi olarak tanımlayan Arda, hem kendi ilçeleri hem de komşu ilçelerinin trafik sorununu Gaziemir Metrosu ile çözülebileceğinin altını çizdi.
PROJELERİN YÜZDE 80’İ GERÇEKLEŞTİ
Başkan Halil Arda, göreve geldiği günden itibaren vaad ettiği projelerin yüzde 80’ini gerçekleştirdiklerini belirterek, pandeminin ve kur dalgalanmalarının projelerini etkilemediğini çünkü bunun önlemini göreve geldiği ilk zamanlarda aldığını ifade etti. Başkan Arda gerekli düzenlemelerle 2 yılda 10 milyon lira tasarruf ettiklerini de sözlerine ekledi. Sosyal market ve adı sebebiyle çokça eleştirilere maruz kalan Porta Gaziemir projesinden bahseden Arda, “Sosyal Market projesi sayesinde biz artık kimsenin evine koli götürüp onları rencide etmiyoruz. Bu markette vatandaşlar ellerindeki puan yüklü kartlarla gelip alışverişlerini yapıyorlar. Vatandaşlar 30 günde her üründen bir tane alma hakkına sahip. Bu marketlerde raflar bağışçılar tarafından dolduruluyor. Şuan da 650 aileye yardımda bulunuyoruz” ifadelerine yer verdi. Porta Gaziemir projesini anlatan Başkan Arda, “Porta, at arabasının bahçeye girdiği çift kanatlı tahta kapıdır. ‘İyiliğe açılan kapı’ diye düşünerek projenin adını Porta koyduk. İçinde profesyonel bir master chef mutfağı barındırıyor. Bu mutfak şu anda 17 kadın kooperatifinin üyesi tarafından çalıştırılıyor. Onlar mutfakta üretiyor, biz de kafemizde satıyoruz” diyerek her sosyal projeyi bir STK ile birleştirdiklerini anlattı.
KOMİSYON İLE MÜCADELEYE DEVAM
‘İzmir’in Çernobili’ olarak adlandırılan Emrez Mahallesi’ndeki nükleer alana dair son durumu bizlerle paylaşan Başkan Arda, geçtiğimiz yıl alanda 3 ay süren nöbetin ardından yaşananları aktardı. İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB)’nde görev alan uzman kişilerle bir komisyon oluşturduklarını söyleyen Arda, “Alandaki eyleme ilçe belediye başkanı olarak ben karar verdim. Ve çok ses getirdi. Zaten amacımız buydu; kamuoyu yaratmaktı. İlk önce Türkiye’nin haberi olsun istedik, sonrasında ise uluslararası bir alana taşımaya karar verdik. 3 ay boyunca her cuma, ilçe belediye başkanlarımızın, mühendis odalarının, çevrecilerin, avukatların katlarıyla eylemi sürdürdük. Çok insan gelip destek oldu. Duyuru anlamında amacımıza ulaştık. Ama oranın temizlenmesi ile alakalı maalesef bir adım atılmadı. Komisyon faal olarak çalışıyor. Bundan sonrasını komisyon ile birlikte çözmeye çalışacağız. Komisyon ile birlikte yolumuza, mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
BİZİMLE BİR BİLGİ PAYLAŞMIYORLAR
Nereden, ne zaman ve kim tarafından getirildiği bilinmeyen nükleer atıkların halk sağlığını tehdit ettiği bilinirken, kanser vakalarının, engelli bebek doğumlarının sıklıkla yaşandığı söyleniyor. Mahallede bir sağlık taramasının yapılıp yapılmadığı ise merak konusu. “Bu işi yapacak olan İlçe Sağlık Müdürlüğü” diyen Arda, şöyle seslendi: “Ben bizzat onlara da çağrı yaptım. Mesela ellerinde kimlerin hastalık kaptığına ya da tehlikede olduğuna dair istatistik veyahut çalışma var mı? Varsa dahi bizimle bir bilgi paylaşmıyorlar. Ne atıklarla alakalı, ne sağlıkla alakalı. Benim elime ulaşan en ufak bir veri yok. İlçe Sağlık Müdürlüğünün bu çalışmayı yapması lazım.”
DEVLET ORAYA EL KOYMALI
Gaziemir’in, yüzölçümü olarak İzmir’in en küçük ilçelerinden bir tanesi olduğunu ve neredeyse tamamının dolduğunu kaydeden Başkan Arda, çevre projesi yapabilmek için yeterli alanın olmadığını söyledi. Bu nedenle, nükleer alanla ilgili de yasal olarak kendilerinin yapabileceği bir şey olmadığını aktaran Arda, “O alanın temizlenmesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın uhdesinde olan bir şeydir. Oradaki sorunu ilk olarak Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tespit etmişti. Sonrasında bu kurum kaldırıldı ve Nükleer Düzenleme Kurulu adı altında bir şey kuruldu. Burayla ilgili benim bir teklifim var. Doğayı kirletenler bunun bedelini ödemeli. Bunun bedeli de o araziye devletin el koymasıdır. Devlet oraya el koyacak ve temizleyecek. Sonrasında ise nükleer temalı bir park yapsın” dedi.
NORMALİN 800 KATI NÜKLEER ATIK VAR
Nükleer atıkların o alana nasıl geldiğine dair devletin araştırma dahi yapmadığını da vurgulayan Halil Arda, “Bu Türkiye’deki bilinen ilk nükleer alan. Belki bilinmeyen daha birçok yer vardır. Nükleer enerji kullananların bizim gibi ülkelere üste rüşvet vererek bu atıkların sokulduğu söyleniyor. Ancak nereden geldiği tam olarak bilinmiyor. O fabrikanın sahibi bir hurdacıdan aldığını söylüyor ama o hurdacı kimdir o belli değil. Bir dönem sahillere variller vuruyordu hatırlarsanız. Tespit edilen kimyasal içeriğin doğada saf olarak bulunmayan bir reaksiyonla sadece nükleer enerji kullanılırken açığa çıktığı biliniyor” diye konuştu. Nükleer atığın yoğunluğuna dair bölgede Avukat Arif Ali Cangı ile birlikte bir çalışma yaptıklarını aktaran Başkan Arda, “Bizim elimizdeki alet normal değerin 800 katı oranda atık tespit etti. Nükleer radyasyon çok yüksekse zaten anında öldürüyor. Dozajı düşükse de ilk olarak gözdeki retinayı ve insanın genetik yapısını etkilediği biliniyor. Böylelikle kanser vakaları artıyor, sakat çocuklar doğuyor. Orada kurşun atıkları da var. Yağmur yağdığında reaksiyona giriyor ve toprağın altından dumanlar tütüyor” açıklamasında bulundu.
VATANDAŞ ŞARTLARINI ZORLAMALI
Tapu sorunu yaşanan Sarnıç bölgesi ile ilgili süreçte gelinen son noktayı bizlerle paylaşan Başkan Arda, şu sözleri kullandı: “TOKİ 638 parseli rezerv alan ilan etti. Rayiçte şu anda 850 TL’ye düştü. Tekrar toplantı yaptım. Burada da ısrarla söylediğim şey şu; ‘Artık Hazinenin kendine ait satışı 2 bin 350 TL şu anda. Ama vatandaşların kendi aralarında kendi arsalarını sattıklarında da 2 bin ile 3 bin TL arasında bir rayiç oluşmuş’. Eğer 14 yıl önce buralar satılmış olsaydı bu kadar prim yapmamış olacaktı. Şimdi orası çok büyük prim yaptı. Bundan dolayı 850 TL gibi bir rakam orası için bence artık uygun. Vatandaşa söylediğimiz ‘şartlarınızı zorlayın. Bu fırsatı da kaçırmayın.’ Biz bunu istemiştik zaten. Oraları da size bedava vermeyecekler. Bizim de istediğimiz buydu. Rayiçte düştü, 5 yıl vadeli satıyorlar. Ben tekrar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile görüştüm. Vadeyi uzatmaları ve bedeli daha aşağıya düşürebilirler mi diye. Onun çok mümkün olduğu görünmüyor. Bizim yine de bir çalışmamız vardı. Örneğini verebilirim. Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bir imza ve dilekçe kampanyası yapıyoruz. 5 yıl vadenin 10 yıla uzatılması gibi bir taleple tekrar vatandaşlar için çalışacağız. Ama dediğim gibi artık sona gelindi. Vatandaşların ne yapıp edip şartlarını zorlamalı.”
SARNIÇ SATILACAK DURUMA GELDİ
“Sarnıç satılacak duruma geldi” diyen Arda, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu bir satış işlemi, ecrimisil değil. Tapuda devir işlemi ve sözleşmesi. İnsanlar da şu tedirginlik var. Yıllarca ecrimisil ödüyorlar ama tapularını alamıyorlar. Şimdi diyorlar ki, ‘bana 160 bin TL çıktı, ben bu parayı vereceğim ama bana tapumu verecekler mi?’ Sona geldik. Burada 4706 sayılı yasa ile ilgili dönemin AK Partili Belediye Başkanı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne beş klasör evrakla müracaat ediyor. Ben toplantılarımda genelde siyasi dil kullanmamaya çalışıyorum. O belediye başkanına her toplantımda teşekkür etmişimdir. En doğrusunu yapmış ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu işi sürüncemede kalmış, takip edilmediği için. Burada da karşımda oturan insanlar söze başlarken AK Parti ya da CHP ismiyle başladığında ben onları susturuyorum. Benim işim 31 Mart’ta kaldı. 31 Mart’tan sonra karşımdaki 300 kişinin nereye oy verdiğini benim bilme şansım yok. Dolayısıyla o siyasi dili kullanmıyorum. Ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığını suçluyorum, AK Parti’yi suçlamıyorum. Bakanlığın yapması gereken bir işi bakanlık yapmıyorsa siyasetçinin de suçu yok. Bürokrasi yavaş çalışıyorsa onu dürtmek lazım. Belediye başkanı CHP’li olunca, bir sorunu da gündeme getirince, sorunu çözecek olan da iktidar olunca tabii ki siyasi boyutu da oluyor. Rahatsızlık yaratıyor. Benim orada yarattığım sadece gündemdi. Ama en sonunda vazgeçtiğimiz en az 30 milyon TL gibi bir rakam var. 800 TL’den satılırsa 30 milyon 2 bin TL’den satılırsa 60-70 milyona yakın bir kaybımız olacak. Ama ben yeter ki vatandaş daha düşük bir bedel ödesin geri kalan belediye hizmetlerini biz yaparız. Yapıyoruz da zaten. ”
TEK ÇÖZÜM KENTSEL DÜNÜŞÜM
Aktepe bölgesinde hazine miktarı fazlalığının bulunduğunun altını çizen Başkan Arda, “Orası İmar Islah Planlarıyla düzenlenmiş bir bölge. Yani burada evler yapılmış, bitmiş, sonrasında iki kata yasalık kazandırmışlar ama mahalleli kaçak yapı yapmaya devam etmiş ve ne yeşil alan, ne park hiçbir şey kalmamış. Bir de dere yatakları doldurulmuş. 15 metre genişliğinde akan dere yatağı 2 metreye düşmüş. Sağı, solu ev dolu. Suyun tahliye olacağı bir yer yok. Dolayısıyla büyük yağmurlarda dere taşıyor ve o evleri su basıyor” açıklamasında bulundu.
HALA MÜLKİYET PROBLEMİNİ ÇÖZEMEMİŞ
Oranın çözümünün ancak ve ancak kentsel dönüşüm olduğunu da ifade eden Başkan Arda, “Aktepe Mahallesinde hazine fazlalıkları var. Yıllar önce bu tarlalar mübadele ile gelen göçmenlere verilirken, 1950’li yıllarda bilimsel olarak ölçtüklerinde tapu ile arazinin metrekaresinin uyum sağlamadığı görülüyor. Metrekare farklılıkları ortaya çıkıyor. Büyükşehir Belediyesi kentsel dönüşüm ile ilgili anlaşmaya gittiğinde defteri açıyor. Defterde kadastrodan gelen farklılıklar ‘hazine miktar fazlalığı’ diye yazılmış. Devlet ‘bu arazinin şu kadarı benim’ diyor. Vatandaş tapuyu gösteriyor ama tapu hiçbir şey ifade etmiyor. Bu insanlar 10 yıldır evlerine çivi çakamıyorlar. Zaten mağdurlar. Bu mağduriyetlerinin karşılığında yasaya bir madde ekleyin. ‘Kentsel dönüşüm alanlarında hazine miktar fazlalıkları kullanıcılarına devredilsin’ deyin. Yirmi birinci yüzyılda bu ülke hala mülkiyet problemini çözememiş” diyerek öneride bulundu.
MOLOZ İLE MÜCADELEDE ZAYIF KALIYORUZ!
Çevreyle ilgili en büyük sıkıntılardan birinin Hazineye ve Orman Bakanlığı’na bağlı çok fazla sahipsiz alana moloz dökülmesi olduğunu vurgulayan Başkan Arda, “Moloz ile mücadelede çok zayıf kalıyoruz. Adam gece yarısı geliyor, kamyonla istediği yere boşaltıp kaçıyor. Biz gece 23.00’a kadar sadece 3 tane zabıta görevlendirebiliyoruz. Bu da ne Sarnıç ormanlarına, ne Gaziemir ormanlarına ne de Aktepe-Emrez bölgesine yeter. Emniyet de bu konuda iş birliği çabamıza olumlu bir yanıt vermiyor. Bizler yakalasak da ruhsat ve kimlik sorma yetkimiz bile yok” şeklinde konuştu.
“Bütün hazine arazileri mülkiyet olarak belediyelere devredilmeli” diyen Başkan Arda, “Oraya bir kamera bile koyamıyoruz. Benim bunları yapabilmem için kaynaklarımın da arttırılması lazım. Mülkiyeti bana ait olursa macera parkı yapılabilir, piknik alanları yapılabilir” dedi.
TOPLU ULAŞIM VURGUSU
İlçede özellikle de Önder Caddesi’nde yaşanan trafik sorunu ve otopark ihtiyacı ile ilgili soruya da yanıt veren Başkan Arda, trafikte yaşanan sorunun çözümünün toplu ulaşımdan geçtiğini söyledi. Başkan Arda, “Vatandaş olarak otopark alışkanlığımız yok. İnsanlar arabalarına dünyanın parasını veriyor ama otoparka vermiyor. Otopark sorunuyla ilgili bunu söyleyebilirim. Önder Caddesi’nde trafik problemimiz var. Gaziemir geniş bir alanda planlanmış bir ilçe değil. Parça parça hızla büyüyen bir ilçe. Gaziemir’in iki üç tane çıkış noktası var. Dolayısıyla bir sıkışıklık yaşanıyor ama çözümü de görülmüyor. Her taraf evlerle dolu, açıkçası otopark yapılacak alanımız yok” cümlelerini kullandı.
İLK SÖYLEYENLERDEN BİRİYİM
Başkan Arda, hem kendi ilçeleri hem de komşu ilçelerinin trafik sorununu Gaziemir Metrosu ile çözülebileceğinin altını çizdi. Gaziemir Metrosu için “Gözbebeğim olan bir proje” diyen Başkan Arda, şunları söyledi: “Trafik sorununun çözümü toplu ulaşımdan geçiyor. Bizim en büyük ve en önemli vaatlerimizden birisi Gaziemir Metrosuydu. Gaziemir Metrosu projesini geriye gidip baktığımızda ilk söyleyenlerden birisiyim. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Ulaşım Master Planında orta ve uzun vadede yapılması gereken bir yatırımdır. O da 25-30 yıllık bir süregelen ve düşünülen bir şeydi. Bu projeyi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer, ilk ziyaretime geldiğinde söyledim kendisine. Gaziemir Metrosu, Havaalanı’ndan başlayıp Sarnıç Bölgesi’nden dolaşıp, Emlak Bankası evlerinin oradan Gaziemir’in tam ortasından, İzmir Fuar alanının altından Karabağlar’ın üstünden merkeze bağlanan bir metro. Bizim Kasım 2019’da orta ve uzun vadede düşünülen bir projeydi. 5-6 ayda proje ihalesine çıkıldı. Şu anda da proje ihalesi yapılıyor. Projede nerelerde istasyon olacak? Nerelerde alttan gidilecek? Nerelerde üsten gidilecek? Bu soruların fizibilite çizimi yapılıyor. Çünkü proje yapım ihalesine çıkıldığında kaç paraya yapılabileceğini bilmeniz gerekiyor.”
PROJE DETAYLARI TAMAMLANMAK ÜZERE
Projenin Şubat ayında tamamlanabileceğini söyleyen Başkan Arda, “Gaziemir Projesi’nin detayları herhalde bitmek üzere. Çünkü Tunç Başkan yılbaşı civarı demişti. Şu anda Narlıdere Metrosu’nun yüzde 75-80’ni tamamlandı. Yine aynı şekilde Çiğli Tramvayı bitmek üzere. Buca Metrosu ile ilgili her şey bitti. Yani geçtiğimiz günlerde ihale sözleşmesi imzalandı. Şubat ayında yer teslimi ve temel atma töreni gibi bir sembolik tören düzenlenecek. Hatta o toplantı da Buca Meydanı’nda yapılmıştı. Tunç Başkanın kulağına ben fısıldamıştım törenin 14 Şubat Sevgililer Günü’nde ‘Aşkla İzmir’ vurgusuyla yapılabilir diye. Kendisi de güzel bir fikir dedi ve Buca Metrosu temel atma töreni bu şekilde 14 Şubat’ta yapılacak. Buca Metrosu’nun finansmanının yüzde 20-25’i tamamlandı. Sırada Gaziemir Metrosu var. Projesi bitti yasal izinler, yazışmalar tamam. Projesinin tamamlanması da yetmiyor. Bir metro projesinin finansmanının en az yüzde 20-25’i bulmanız gerekiyor ki ihaleye çıkıp start verilsin. Paranız yoksa ihaleye çıktığınızda 300 metre derine indiğiniz gibi kalırsınız, zira ilk hak ediş geldiğinde ödeme yapmanız gerekiyor. İzmir’in önündeki şu anda en büyük projelerden birisi Gaziemir Metrosu’dur. Bu benim sözlerimin arasındaydı. Ben bile bu kadar kısa sürede proje ihalesine çıkacağımızı tahmin etmiyordum. O yüzden ben İzmir Büyükşehir bürokrasin de teşekkür ediyorum. İzmir için çok önemli bir proje. Çünkü Karabağlar, Havaalanı ve Buca trafiklerini de ekstra rahatlatacak çok büyük bir proje. Benim gözbebeğim bir proje” diye konuştu.
YETKİ ALANIMIN DIŞINDA
ESBAŞ ve Fuar İzmir için trafiği rahatlatacak bir arayış içinde misiniz?’ diye yöneltilen soruya da Başkan Arda, şu cevabı verdi: “Bunlar benim yetki alanımın dışında olan şeyler. Yani Gaziemir Belediyesi’ni aşan şeyler. Ege Serbest Bölgesi (ESBAŞ)’nin İzmir Fuarı tarafından bir kapı açılması gerekiyor. Bunun yanında da İzmir Fuarı’nın da otobana bağlanması gerekiyor. İzmir Fuar alanından çıktığınızda Bornova-Buca tarafına gitmek için Aktepe Mahallesi’nin içinden dönmek zorunda kalıyorsunuz. Onun dışından eski İzmir üzerinden Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün alternatif bir yol açması gerekiyor. Uzundere kavşağından eski İzmir Mahallesi ‘den havaalanı istikametine Akçay Caddesi’ne paralel bir yol açılması gerekiyor.”
DARGINLIK VEYA KÜSKÜNLÜK YOK!
Örgütle arasında yaşadığı sıkıntıyla ilgili sorulan soruya Başkan Arda, “Örgütle ilgili sıkıntılar yaşanılabilir. Bunlar büyütülecek konular değil. Zaman zaman talepler, yapılan şeylerde farklı görüşler olabilir ama bir küslük ya da dargınlığımız yok. Zaten geçen hafta içi ilçe başkanımız, belediye meclis üyelerimiz ve ilçe yönetimimizle beraber İl ziyaretimizi gerçekleştirdik. Şu anda bir problemimiz yok” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DE İLK!
Türkiye’de memurlarla ilgili ilk defa bir uygulamayı da hayata geçirdiklerini ifade eden Başkan Arda, “Memurlarla ilgili sosyal denge zammı diye bir durum var. Memurun maaşının dışında yerel yönetimler ve özel idarelere tanınmış ‘memura sosyal denge tazminatı verebilirsiniz’ diye bir hakları var. Orada da devlet bir sınır belirlemiş ve ‘bu sınırın üstüne ödeyemezsiniz’ diye bir şart var. O sınırların üstünde toplu sözleşmelere imza atılmış. Ben de daha 2-3 aylık belediye başkanıyken bir toplu sözleşmeye imza attım. Daha sonra 2019’a gelindiğinde Sayıştay Temyiz Kurulu bir karar çıkardı. Sayıştay denetçileri farklı farklı görüşlerle raporlar düzenlediği için Sayıştay Temyiz Kurulu üstte kafa karışıklığını gidermek için bir karar verdi. Bu karar, kanun hükmünde kararname oluyor. Sayıştay Temyiz Kurulu şöyle diyor; ‘Limitin üstünde sosyal denge ödeyemezsin, ödersen ilk sırada belediye başkanı olmak üzere zimmet çıkartıp bu paraları geri alırız.’ Bu karardan sonra ben sosyal denge tazminatlarını aşağıya çektim. Tabii burada sıkıntı oldu. Memurlar ayağa kalktı, eylemler düzenlediler ama ben yasal olmayan şeyi açmayacağım’ dedim. Onlara da ‘Sizi koruyorum aslında’ diye de ekledim. Çünkü yarın öbür gün bu paraları harcamak kolay. Geri ödemeye sıra gelindiğinde zorlanacaklarını söyledim. O kadar eylem yapmalarına rağmen geri adım atmadım. Bunu hiç vermeyen belediyeler var, limitte verenler var. Bütçesi sağlam olup istediği kadar veren belediyeler de var. ‘Zimmet çıkarsa çıksın onlar düşünsün’ diyenler var. Ben yasal olmayan hiçbir şeyde yokum” diye konuştu.
BU UYGULAMANIN ÖRNEĞİ YOK
Başkan Arda konuşmasına şu şekilde devam etti: “İlk defa Kamu Çalışanları Sendika Federasyonu devlet ile bir anlaşma yaptı. Bu anlaşmada memurlarla ilgili ‘kumanya yardımı verilebilir’ diye bir şey çıkardılar. Daha önce bunun örneği yok. Ben uygulamada şunu gördüm: Kumanya verilebilir denseydi zaten ifade etmiyor mu? Kumanya verilir demek kumanyayı alıp verirsin demek. ‘Kumanya yardımı verilir’ cümlesindeki ‘yardımın’ nakitte verilebilir diye yorumlayarak Türkiye’de ilk defa kumanya yardımı adı altında memurlara her ay ek sosyal dengenin dışında bin 100 TL kumanya yardımı vermeye başladık. Aralık ayında bir toplu sözleşme imzaladık. Şu anda 50-55 belediye ‘siz bunu nasıl verdiniz’ diye bizim sözleşmelerimizi istiyorlar. Tabii burada enteresan olan şey Sayıştay denetlemeye geldiğinde eğer derse ki ‘siz bunu nakit veremezsiniz’ bu yardımı tekrar kesme durumunda kalacağız. Ama benim iddiam yardım kelimesinin nakitti de ifade edebileceği. Kaldı ki öbür taraftan ha kumanya alıp verdin ha 50 lira nakit verdin. Bence kasadan çıkan para aynı, usulünün nakit mi yoksa yemek mi verildiği önemli değil. Dolayısıyla bu Türkiye’de daha önce uygulaması olmayan bir şey… Bu bütün Türkiye’ye yayılacak diye düşünüyorum. Çünkü memur 2 bin 200 lira sosyal denge zammı alıyor bir de bin 100 lira da kumanya yardımı aldığında 3 bin 300 lira maaşının dışında alacağı bir ücret olmuş oluyor.”
ONLARIN TAŞIYLA, ONLARIN KUŞUNU VURMAK…
‘Hayalimdeki Proje’ dediği, gençlere yurtdışı danışmanlık hizmeti verecek olan YABO uygulamasını anlatan Arda, 2019 yılında faaliyete geçen YABO’da gelinen son durumu anlattı. Pandeminin YABO uygulamasını etkilediğini, başvuru taleplerinde azalma görüldüğünü kaydeden Arda, “YABO bir danışmanlık hizmeti. Fakat insanlar onu burs veriyormuşuz gibi anlıyor… Şu an Avrupa’da, Almanya’da, Hollanda’da üniversiteye gitme oranları çok düştü. Gençler üniversiteye gitmiyor. Üniversite bilim yapılan çok zor bir yer. Evet, üniversiteye kolay giriyorsun ama çıkamıyorsun. Dolayısıyla insanlar üniversiteye değil, meslek okullarına yönelip mezun oluyorlar, iş buluyorlar, kendilerini yormuyorlar. Bu anlamda gençlerin üniversiteye gitmesi için çok ciddi teşvikler var, burslar var… Almanya’da yüzde 3’lere düşmüş üniversiteye gitme oranları. Belediye Başkanı olduğumda ‘böyle bir danışmanlık hizmeti verebilir miyiz?’ diye düşündüm. Çünkü yüksek rakamlara bu işi yapanlar var. Sadece Almanya’da 70 tane karşılıksız burs tespit ettik. İnanılmaz. Müzikle ilgili, sporla, üniversite eğitimiyle ilgili. ‘Yeter ki gel, burada oku ve kal’ diyorlar. Bizde de gençlerde bir umutsuzluk var. Yurtdışına gitmenin hayalini kuruyorlar. Bizim ise buradaki hayalimiz onların taşıyla, onların kuşunu vurmak. Gitsinler, okusunlar, karşılıksız burslarını alsınlar ama buraya geri dönsünler… Oraya gidebilmek için en önemli şeylerden bir tanesi iyi derecede dil bilinmesi. Dolayısıyla bu danışmanlık hizmetini verirken ısrarla eksiklikleri dile getirip, talepte bulunan gençlerin bu eksikleri karşılamasını istiyoruz. Fakat pandemide başvuru sayımız düştü” cümlelerini kullandı.
CUMHURİYETİN 100. YIL İSMİNİ TAŞIYACAK
Başkan Arda, ilçeye yapılması planlanan 100. Yıl Sanat Merkezi ve Gaziemir Gençlik Merkezi’ne ilişkin de bilgi verdi. Mülkiyeti Gaziemir Belediyesine ait olan ve büyükşehir belediyesinin fidanlık olarak kullandığı Buca’daki alan ile 3’te 2 hissesi büyükşehre ait olan Gaziemir’deki arsanın takas edildiğini kaydeden Arda, “Şu anda Migros Süpermarket olarak kullanılan ve takası yapılan Atıfbey Mahallesi 2049 ada 1 parseldeki alana 100. Yıl Sanat Merkezi, Irmak Mahallesi 2148 ada 8 parseldeki araziye ise Gaziemir Gençlik Merkezi yapılacak. Bu iki büyük projenin, maliyetini İzmir Büyükşehir Belediyesi karşılayacak” dedi. Gaziemir’e Cumhuriyetin 100. yıl ismini taşıyacak bir sanat merkezi kazandırmak istediklerini belirten Arda, “Bu tip salonlara sadece belediye meclis toplantısı için gelenler; kültüre, sanata, sanatçıya bakış açısını bildiğimiz insanlar, sanat merkeziyle ilgili kararda konuyu paraya getirmelerini İzmirlilerin takdirine sunuyorum. Bir gençlik merkezi kurmak istiyoruz. Orada İzmirli, Gaziemirli gençlerin çağdaş fikirlerle donatılacağı, dil eğitimi alacağı; sorgulayan, hesap soran, özgür gençlerin yetişeceği bir gençlik merkezi yapmak istiyoruz” yorumunda bulundu.
Haber Merkezi