- Gündem
- 20.04.2025 00:38
7 yıl beyaz yakalı olarak çalıştıktan sonra arıcılık yapmaya başlayan çiftçi Hafize Ağartır, arıcılığa farklı bir soluk getirmeye çalışıyor. Ağartır, arıcılıkla sağlık sektörüne de katkıda bulunmayı amaçlıyor
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Aile sağlığı merkezinde 7 yıl boyunca çalıştıktan sonra, doğum iznine ayrılan ve bir daha geri dönmek istemeyen 35 yaşındaki Bayındırlı çiftçi Hafize Ağartır, eşinin tavsiyesiyle arıcılık yapmaya karar verdi. Evli ve 5 yaşındaki bir kız çocuğu olan Ağartır, geçmişte arılarla ilgili bir itirafta da bulunarak “Açıkçası arılardan da korkuyordum” dedi. Şimdi ise kendini, “Arıcılığı sağlık sektörü ile birleştiren bir kadın” olarak tanıtıyor. Öte yandan Ağartır, 5 yıldır kendi arazisi üzerinde arıcılık yapıyor. Ağartır, bugün başta bal olmak üzere; arıdan katma değeri yüksek ürünler elde etmeyi de başarmış durumda. Özellikle sağlık sektörüne katkıda bulunmayı, insanlara sağlıklı ve kimyasal olmayan ilaçları ulaştırmayı hedeflediğini belirten Ağartır, bunun için arılardan tıbbi değeri yüksek olan apilarnil gibi ürünler ürettiğini söyledi. Arıcılığa başlamadan önce arılarla ve arıcılıkla ilgili birçok eğitime katıldığını belirten Ağartır, arıcılıkla ilgilendiğinden beri hayatının pozitif yönde değiştiğini ifade etti. Bu işi daha yeni yeni yapmaya başladığını söyleyen Ağartır, yılda 500 kilogram bal elde ettiğini dile getirdi.
KATMA DEĞERİ YÜKSEK
Çiftçilikle nasıl tanıştığını anlatan Ağartır, arıcılıkla eşinin tavsiyesiyle başladığını söyledi. Şu ana kadar katma değeri yüksek 7 ürün ürettiğini belirten Ağartır, şöyle konuştu: “Daha önce 7 yıl boyunca aile sağlığı merkezinde çalıştım. Doğum nedeniyle izne çıktım ancak bu işime geri dönmek istemedim. Dönemeyince eşimin tavsiyesi üzerine arıcılığa başladım. Açıkçası arıcılık işine başlamak istemiyordum ancak eşim ısrarla yapalım diyordu. Türkiye’nin bu alandaki ilk iki insandan biri olan Ege Üniversitesi Zooteknik Bölüm Başkanı Prof.Dr. Banu Yücel hocamla tanıştım. Kendinin eğitimlerine katıldım. Onun ışığında nerede arı ile ilgili yeni bir üretim, yeni bir bilgi varsa peşinden koştum. Arılarla ilgili birçok üniversitede birçok yerde eğitim aldım. Şimdi Bal, propolis, apilarnil, polen, bal sirkesi, arı ekmeği (perga) ve ballı sabun üretiyorum.”
HAYALİ MARKALAŞMAK!
Bu işe başlamadan önce arılardan korktuğunu dile getiren Ağartır, Parlaktaş Arıcılık ismiyle markasını kurmayı planladığını vurguladı. Ağartır, “İnşallah markamızı alarak daha da ilerleyeceğiz. Hayalim ‘Parlaktaş Arıcılık’ olmak. Bu arada bu işe başlamadan önce arılardan da korkuyordum. Ancak iyi ki bu işe başladım. İyi ki kovanları alarak eğitimlere başlamışım. Hem teoriği hem pratiği aynı anda götürdüm. Üretmek hakikatten çok keyifli bir işmiş. Bu iş bakış açımı değiştirdi. Hayata daha pozitif bakmamı sağladı. Hayat algılayışımı değiştirdi. Stresi az olan bir hayatım oldu” dedi.
TIBBİ DEĞERE SAHİP ÜRÜNLER
Yılda ortalama 500 kilogram bal ürettiğini, ancak asıl amacının tıbbi değere sahip ürünler üretmek olduğunu dile getiren Ağartır, hayat felsefesini ise şöyle açıkladı: “Benim hayat felsefem bir iş yapılacaksa en iyisi, en güzeli yapılmalı. Böyle düşününce zaten arkasından her şey geliyor. Yılda ortalama 500 kilogram bal üretiyorum. Taze polen, ballı polen üretiyoruz. Apilarnili iki yıldır üretiyoruz. . Apilarnil çok önemli ve pazarı olan bir ürün, diğer arıcı arkadaşlarımın da bu ürünü çalışması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü mali değeri de yüksek bir ürün” diye konuştu.
HEDEFİM TÜM ECZANELERE GİRMEK
“Tarımda çalışmak masa başında çalışmaktan çok daha güzel” diyen Ağartır, arılara pozitif enerji verilmesinin önemli olduğunun altını çizdi. Hedefinin eczanelere girmek olduğunu da söyleyen Ağartır, ürünlerini arada aracı olmadan kendisinin bire bir sattığını belirtti. Ağartır, “Şöyle bir karşılaştırmayı yapabilirim. Arılara pozitif enerji verdiğinizde arı da verdiği ürünle size pozitif enerji veriyor. Bundan sonraki hedefim markamızla tüm eczanelere girmek. Farklı bir yol çizmek istiyorum. Çok fazla hasta insan var. Apilarnil ve propolis tıbbi değere sahip ürünler. Polen ve bal sirkesi de aynı şekilde tıbbi değere sahip bir ürün. Öte yandan şu an pazarlama işimi çevremdeki insanlara satıyorum, onlar da çevresindeki insanlara beni söylüyor. Bu şekilde bir zincirleme satışım söz konusu. Arada aracı olmadan ürünlerimi satıyorum. Arıdan üretilebilecek tüm ürünleri üretmeye çalışıyorum. Türkiye’de bu şekilde üretim yapan üretici çok az” ifadelerine yer verdi.