- Gündem
- 18.03.2025 19:56
Ekonomik zorluklar nedeniyle bazı vatandaşlar 2’nci el kozmetik ürünlerine yöneliyor. Kimyager Levent Kahrıman ise başka birinin diş fırçasının kullanılmadığı gibi kozmetik ürünlerinin de kullanılmaması gerektiğini vurguladı
Günümüzde ekonomik zorluklar nedeniyle birçok kişi ikinci el kozmetik ürünlerine yöneliyor. Ancak ikinci el kozmetik ürünlerinin kullanımı sağlık açısından ciddi riskler taşıyor. Bu ürünlerin hijyenik olmayan koşullarda kullanılmış olma ihtimali, içerdikleri kimyasalların bozulmuş olma olasılığı ve orijinal ambalajdan çıkarılmış olmaları gibi faktörler, potansiyel olarak ciltte tahrişe, alerjik reaksiyonlara veya daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Başka birinin diş fırçasının kullanılmadığı gibi kozmetik ürünlerinin de kullanılmaması gerektiğini vurgulayan Laber Organik Kozmetik Anonim Şirketi Genel Müdürü Kimyager Levent Kahrıman, “Özellikle ürünün bir önceki kullanıcının tenine ya da saçına değmiş olması sağlık açısından çok riskli” dedi.
Yüksek fiyatlı kozmetik ürünlerine ulaşamayan bazı vatandaşlar son zamanlarda 2’nci el ürünlere yöneliyor. 2’nci el kozmetik ürünlerinin çok büyük risk içerdiğini dile getiren Kahrıman, “Başka birinin diş fırçasını kullanmayız. Yarım kalmış kremini de kullanmak diş fırçası kadar olmasa da bazı riskleri barındırıyor. Özellikle ürünün bir önceki kullanıcının tenine ya da saçına değmiş olması sağlık açısından çok riskli. Sprey ve valfli ürünler bu açıdan daha az risk içeriyor. Burada da kullanılan ürünün bir önceki kullanıcı tarafından açılmamış olması, içindeki ürünün başka bir ürün olmaması, son kullanım tarihinin geçmemiş olması önemli” diye belirtti.
Yaz aylarının yaklaşmasıyla beraber güneş kremlerine olan talep artıyor. Güneş kremi kullanımında dikkat edilmesi gerekenleri sıralayan Kahrıman, güneş kremlerinde en önemli konunun güneş koruma faktörü olarak tanımlanan SPF değeri olduğunu belirtti. Kullanıcının aldığı ürünün SPF değerinin şişenin üzerinde vaat edilen değer olduğundan emin olması gerektiğini vurgulayan Kahrıman, aksi durumda ciddi yanıklar ile karşılaşabileceğini aktardı. Kahrıman, SPF doğrulamalarını üretici ya da marka sahibinin iletişim kanallarından edinmesi gerektiğini söyledi. Kullanıcıların kozmetik ürünleriyle gün içinde yoğun temas halinde olduğunu ifade eden Kahrıman, “Bir kozmetik ürünün içinde birden çok bileşen mevcut. Her gün belki de farkında olmadan kozmetik ürünleriyle birlikte 150’den fazla bileşen ile temas ediyoruz. Bu yanıyla seçtiğimiz kozmetik ürünlerinin güvenli olmaları çok önemli. Aksi durumda şimdi olmasa bile uzun vadede güvenilir olmayan kozmetik ürünleri sağlık ya da çevre sorunlarına neden olabilirler. Ayrıca İzmir sahil kenti olduğu için güneş kremi gibi ürünlerde yoğun bir pazar mevcut. Orada da dikkat etmek gerek” dedi.
Son zamanlarda artan maliyetler, sahte kozmetik ürünlerinin piyasada daha fazla görünmesine neden oluyor. Sahte ürünlerin, bilinen bir markanın yasal olmayan yollar ile muadillerinin yapıldığını ve haksız kazançlar doğrultusunda piyasa sürüldüğünü aktaran Kahrıman, “Bu durum bazen o kadar orijinaline benzetilerek yapılıyor ki normal bir kozmetik kullanıcısının bunu ayırt etmesi çok zor. Buradaki en önemli ayırt etme yolu fiyat. Çok ucuza aldığınız ürünün kendi sayfasındaki fiyatı kontrol etmeden satın almayın” ifadelerini kullandı.
‘INFLUENCER REKLAMLARI’ PAZARLAMA BÜTÇELERİ İÇİN ÖNEMLİ
Sosyal medyada fenomenler tarafından birçok kozmetik ürün öneriliyor. Birçok vatandaş ise bu ürünleri bilinçsiz bir şekilde alıyor ve kullanıyor. Sosyal medya fenomenlerinin günümüzde kanaat önderi olarak toplamda yer edindiğini ifade eden Kahrıman, “Bu yadsınamaz ve görmezden gelinemez bir gerçek. Bu anlamda kullanıcılar fenomenlerin önerilerine çok önem veriyorlar. Önerileri doğrultusunda satın alma davranışları şekilleniyor. Bu durum öte yandan bir ekonomi oluşturdu. ‘Influencer reklamları’ firmaların pazarlama bütçeleri içinde önemli bir yer ediniyor. Bu yanıyla önerdikleri her ürünün kullanıldığı, uzun süreli kullanım alışkanlığı kazandıkları ya da çok sevdikleri konusu tartışmaya açık olabilir.
Öte yandan bazı ürünlerin içeriklerini ya da etkilerini anlatırken teknik hatalar yaptıklarını gözlemliyoruz. Bu yanları ile içerik okuma ve yorumlamada eksiklikleri olabiliyor. Bunun dışında bazı fenomenler, içerik okuma ve uygulama konusunda oldukça başarılı olabiliyorlar. Ürünün ne olduğundan çok ürünün kimin yanında durduğu, ürün kullanımını arttıran bir hal almış durumda” dedi.
Sektörde artan maliyetleri değerlendiren Kahrıman, “Kozmetik ürünleri aslında geçtiğimiz yılki fiyatlara paralel olarak yükseliyor. Ancak özellikle artan lojistik maliyetleri online satışların maliyetini artırmış durumda. Operasyonel maliyetlerdeki artışlar fiyatların yükselmesine neden oluyor. Bununla beraber kozmetik ürün fiyatlarının bu artışların gerisinde kaldığını söyleyebiliriz. Ayrıca kozmetik ürünler indirimlerin sıkça yapıldığı ürün gruplarından. Satılan her kozmetik ürünün 10 tanesinden 7’sinin indirimler ile satıldığını söylemek yanlış olmayacak” ifadelerine yer verdi.