Sayfa Yükleniyor...
İzmir’deki Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bulunan Palyatif Bakım Servisi, “Hastanız için yapılabilecek bir şey yok, evinize götürün” anlayışına son vererek hastalar ve yakınlarına umut oluyor
E. ÇAĞLA GENİŞ - ÖZEL HABER
İzmir’deki Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Palyatif Bakım Servisi, “Hastanız için yapılabilecek bir şey yok, evinize götürün” anlayışına son vererek hastalar ve yakınlarına umut oluyor. Destekleyici bakım olarak da ifade edilen palyatif bakım genel hatlarıyla; hastanın yaşam kalitesinin arttırılması, ağrı ve benzeri yakınmalarının azaltılması ve ilgili durumda hem hastaya hem de hasta yakınına gerekli desteğin verilmesini kapsıyor. 6 yıl önce kurulan 24 yatak kapasiteli servis, şimdiye kadar bine yakın hastanın yaşam kalitesini artırmak için çabalayıp; yüzlerce hastanın yeniden hayata tutunmasını sağladı. Palyatif Bakım Merkezi Sorumlu Hekimi Doç.Dr. Yasemin Kılıç Öztürk, “Biz burada yaşam süresi üzerine çok fazla etkisi olmasa dahi yaşam kalitesini artıracak şekilde, hastaların acısını azaltarak, enfeksiyonları kontrol altına alarak ve bakım desteğini sağlayarak, bakım veren kişilerin hem yükünü azaltmış oluyoruz hem de psikolojik olarak onlara destek sunmuş oluyoruz. ‘Hastanız için yapabileceğimiz bir şey yok alın, evinize götürün’ anlayışı artık sona erdi” dedi.
BU SERVİSTE HAYAT VAR
Palyatif Bakım Merkezi Sorumlu Hekimi Doç.Dr. Yasemin Kılıç Öztürk, merkezin hayatı tehdit eden hastalıklarda hasta ve yakınlarının yaşam kalitesini artırmayı amaçladığını ifade ederek, “Merkezde ‘Yaşama günler katmak mümkün olmadığında, günlere yaşam katmak’ felsefesiyle 6 yıldır binin üzerinde hastanın yaşama tutunması sağlanırken hasta yakınları adeta bir pelerin gibi sarıp sarmalandı, tüm ekibiyle onlara uzanan dost eli oldu. Bu nedenle temamızı ‘Bu serviste hayat var’ olarak belirledik. Biz burada yaşam süresi üzerine çok fazla etkisi olmasa dahi yaşam kalitesini artıracak şekilde, hastaların acısını azaltarak, enfeksiyonları kontrol altına alarak ve bakım desteğini sağlayarak, bakım veren kişilerin hem yükünü azaltmış oluyoruz hem de psikolojik olarak onlara destek sunmuş oluyoruz. Merkezimizde beslenmesi, fiziksel ve psikolojik nedenlerle bozulmuş desteğe ihtiyaç duyan, enfekte yatak yarası bulunan ya da kronik şiddetli ağrı semptomları bulunan hastaların tedavisi düzenleniyor. Palyatif bakım sadece hayatın son döneminde değil, aynı zamanda hastalığın tüm evrelerinde rahatsız edici semptomları hafifletmeyi hedefler” diye konuştu.
PSİKOLOJİK DESTEK VERİLİYOR
Psikologların hastalığını bilmeyen hastalara da hastalıkları hakkında uygun sözlerle bilgi verdiğini kaydeden Öztürk, “Palyatif tedavi en çok onkolojide kullanılıyordu. Hastanelerde onkoloji servisleri yetmiyordu. Artık tıbbi olarak yapılacak bir şey kalmayan hastalar evlerine yollanıyordu. Bu dönem hastalar ve yakınları için çok zor geçiyordu. İşte biz de bu zor dönemde hastalar ve yakınlarına destek oluyoruz. Tedavi sürecine aileleri de dahil ediyoruz. Biz burada daha çok kanser evresinde beslenme, ağrı sorunu olan, yatak yarası bulunan hastaların genel durum bozukluklarını düzeltmeyi hedefliyoruz. Buna ek olarak diyabetik ayak ve morbid obez hastalığı olan kişiler de tedavi oluyor. Ancak taburcu ettiğimiz hastaları da sürekli kontrol ediyoruz. Burada sizin için yapabileceğimiz herhangi bir şey yok demektense sizin için her zaman yapabileceğimiz bir şey var demek temel prensibimizi oluşturuyor. ‘Hastanız için yapabileceğimiz bir şey yok alın, evinize götürün’ anlayışı artık sona erdi” ifadelerini kullandı.
O ANLAYIŞ SONA ERDİ
Merkezde özellikle yaşın ilerlemesiyle sıklıkla karşılaşılan Alzheimer, Parkinson vakalarına, kanser ya da kronik akciğer, kalp ve böbrek hastalıkları bulunanlara hizmet verdiklerini ifade eden hemşire Gönül Düzgün, “Bu hastalıkların neticesinde ortaya çıkabilecek ciddi ağrılar, beslenme yetersizlikleri, enfeksiyon hastalıkları ya da bası yaraları gibi olumsuz tabloların tedavileri hasta profilimizi oluşturuyor. Biz burada yaşam süresi üzerine çok fazla etkisi olmasa dahi yaşam kalitesini artıracak şekilde, hastaların acısını azaltarak, enfeksiyonları kontrol altına alarak ve bakım desteğini sağlayarak, bakım veren kişilerin hem yükünü azaltmış oluyoruz hem de psikolojik olarak onlara destek sunmuş oluyoruz. Palyatif bakım sadece hayatın son döneminde değil, aynı zamanda hastalığın tüm evrelerinde rahatsız edici semptomları hafifletmeyi hedefler” dedi.
SENİN İÇİN NE YAPABİLİRİM?
Düzgün, şunları söyledi: “Hastalara buraya geldiklerinde şunu soruyoruz: ‘Senin için ne yapabilirim?’ Ağrılarımı dindirin yeter diyor mesela. Buradan çıkıp yıllarca yaşayan hastalarımız da oluyor. Bu tedavide amaç hastanın yaşam ömrünü azaltmak ya da kısaltmak değil. Mucize dediğimiz olaylar yaşadık. Trafik kazası sonrası hemen hemen hiçbir organ fonksiyonu düzgün çalışmayan hastalarımız oluyor. Bilinci kapalı, yürüyemeyen, yemek yiyemeyen, nefes alamayan… Bakımla kaliteli yaşamını sürdürebilecek hale getirebileceğimizi gördük. Yoğun bakımda uzun süre bulunmak durumunda kalıyor bazen bu hastalar. Ama burada çok daha hızlı yanıt alındığını gördük. Yürüyemeyen hastaları ayağa kaldırdığımız oldu. Bu bizim için çok yüksek bir motivasyon. Hastamız evde yaşar hale gelir ve de aile gerekli eğitimleri alıp onları yapacak olgunluğa ulaşırsa taburcu ediyoruz. Gerek hastalar gerekse yakınları verdiğimiz hizmetten çok memnun.”
Haber Merkezi