Sayfa Yükleniyor...
Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye yarım asrı geçen bir süredir AB üyeliği yolunda çalışmalarını sürdüren bir ülkedir. Üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. Bundan sonra karar ABnindir. Türkiyenin alternatifleri her zaman vardır. Avrupa unutmasın fazla naz aşık usandırır" dedi
Başbakan Binali Yıldırım, Afyonkarahisarda AK Parti 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuşma yaptı.
Başbakan Binali Yıldırım yeni anayasaya ile ilgili, Burada MHPnin görüşünün farklı olmasına rağmen meseleye parti çerçevesinde bakmaması ve parlamentoda Mecliste çözülemeyen bu sorunun millete götürülmesi yönündeki irade beyanı fevkalade isabetlidir. Biz bunu görüyor buna göre gerekli adımları da atıyoruz. Diyoruz ki millet ne derse o olsun. Milletin verdiği kararın karşısında boynumuz kıldan incedir. Kimse milletten korkmasın milletin kararından korkmasın, milletin önünden kaçmasın. Buradan CHPye bir kez daha çağrı da bulunuyorum gelin millete birlikte gidelim. Biz genel kurulda 367nin üzerinde bir kabul olsa bile millete gitmeye söz verdik. Gelin bu şerefe önemli karara sizde katılın. Sizde bu kararın içerisinde olun. Milletin karşısına çıkalım. Tezlerimizi savunalım. Milletin verdiği karara da saygı duyalım. Şunu görelim. Başkanlık meselesi sistem yeni anayasa meselesi ne Recep Tayyip Erdoğanın ne de AK Partinin meselesidir. Bu iş milletin, ülkenin, işidir. Devletimizin, milletimizin beka meselesidir. Sistem tartışmalarını artık geride bırakalım. Önümüze bakıp geleceğe odaklanalım. Yapacağımız hizmetleri zaman kaybetmeden gerçekleştirelim diye konuştu.
TÜRKİYENİN ALTERNATİFLERİ VARDIR
ABye üyelik yolunda önemli reformların AK Parti iktidarları döneminde gerçekleştiğini vurgulayan Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti: AK Parti hükümetleri her zaman reform ve dönüşüm hükümeti olmuştur. ABnin reform süreci her zaman gündemimizde öncelikler arasında yer almış, almaya devam etmektedir. Biz bu süreci, demokrasimizin gelişmesi için ve ülkemizin kalkınma için fırsat olarak gördük. Türkiye tarih boyunca hep güçlü bir Avrupa devleti oldu. Ortadoğu Balkanlar Kafkaslar Akdeniz Karadeniz boyutlarının yanı sıra her zaman Avrupanın güçlü bir müttefiki olduğumuz bir gerçektir. Yaklaşık 100 yıldır güçlü Avrupa demokrasisine de sahibiz. 15 Temmuz gecesi halkımız ne derece yüksek bir demokrasi bilincine sahip olduğunu bütün dünyaya göstermiştir. Bugün Türkiye Avrupanın dışından değil, içinden konuşan bir ülkedir. Avrupanın geleceğinde söz sahibi olan en güçlü devletlerden biriyiz. Pek çok Avrupa ülkesinden daha üstün standartlara sahibiz. Bu nedenle objektif kriterler açısından Türkiye aslında pek çok ülkeden daha fazla ABye üye olma hakkına sahiptir. ABnin son göç krizi gibi ağır bir insani ve siyasi krizi sadece Türkiye ile işbirliği yaparak çözebilmiştir. Bu ve benzeri konular işbirliğimizin potansiyelini göstermektedir. Türkiye ile ilgili konular artık Türkiyenin meselesi olmaktan çıkmış ABnin nasıl bir gelecek beklediğini göstermektedir. AB için vizyonlu bir gelecek ancak Türkiye ile mümkündür. Siyasi ekonomik konularda küresel rol almak isteyen AB bunu ancak Türkiye ile başarabilir. Bu nedenle vize serbestisi dahil tüm konular ABnin Türkiye hakkında verdiği kararlar olmanın ötesine geçmekte ve kendi geleceği hakkında vereceği kararlara dönüşmektedir. Hükümetimiz reformlarla ilgili kararlılığını sürdürmektedir. Bunu milletimiz için ulusal çıkarlarımız için yapmaya devam ediyoruz. Subjektif olmayan ideolojik ön yargılardan arınmış bir AB ile görüşüyle her zaman uyum içinde olduk uyum içinde olmaya devam edeceğiz. Ancak ABdeki ön yargılarla donanmış bir bakış açısını da asla kabul etmiyoruz. ABnin sadece Türkiye bakımından değil, kendisi açısından da geleceği açısından da hayırlı değildir. Türkiye yarım asrı geçen bir süredir AB üyeliği yolunda çalışmalarını sürdüren bir ülkedir. Üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. Bundan sonra karar ABnindir. İster Türkiyenin birliğe girmesi yönünde irade kullanırlar isterse başka bir iradeyi tercih edebilirler. Karar onların Türkiyenin alternatifleri her zaman vardır. Avrupa unutmasın fazla naz aşık usandırır.
İLİŞKİLERİMİZİ KARDEŞÇE SÜRDÜRMEYE DEVAM EDİYORUZ
"Bizim Irakın toprak bütünlüğüne, Irakın devletinin parçalanmasına, bölünmesine yönelik asla ve asla bir düşüncemiz olamaz" ifadesini kullanan Yıldırım, "Yıllardır PKK terör örgütünün Irak topraklarında barınmasına rağmen oradan yaptığı eylemlerle canımızı yakmasına rağmen sabırla kararlılıkla Irak hükümeti ile ilişkilerimizi kardeşçe sürmeye devam ediyoruz. Ancak son günlerde bir takım yönlendirmelerle, telkinlerle Türkiyeye karşı kışkırtıcı beyanatlarla Bağdat hükümeti maalesef çok büyük yanlış yapıyor ancak Türkiye olarak biz buna aldırış edecek değiliz. Kimse bizim bölgeyle işimiz olmayacağını söyleyemez, sonuna kadar Türkiye orada güvenliğini tehdit eden bölgede mezhep savaşlarına kapı aralayan her türlü hareketi engellemek için var olmaya devam edecektir. Başika kampımızdaki askerlerimizin oradaki görevi bölgedeki sivilleri eğitmek ve olası bir terör hareketine karşı DEAŞe karşı mezhepsel bir çatışmaya karşı hazır hale getirmektir. Türkiye bu işin içinde olmayacak diyenler bir kez daha yanılmışlardır. Türkiyenin eğittiği Ninova mücahitleri bugün Musulda DEAŞa karşı ön saflarda yerini almıştır. Gerektiğinde Türkiye hava unsurları ile koalisyon güçleri içerisinde de göreve hazırdır değerlendirmesinde bulundu. (İHA/AFYONKARAHİSAR)
Haber Merkezi