Avrupa’nın utanç günü ‘11 Temmuz’

İzmirli Boşnaklar Derneği ve Dünya Boşnaklar Kongresi Türkiye Koordinatörü Hamza Yavuz, Srebrenitsa katliamının 20. yılında acıların hala ilk günkü gibi taze olduğunu belirterek, “Bir daha böyle acılar yaşanmamalıdır. Bizler burada yapılan katliamın Dünya kamuoyu ve Birleşmiş Milletler nezdinde soykırım olarak tanınmasını istiyoruz” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 11.07.2015 09:31
  • Güncelleme Tarihi : 11.07.2015 09:31
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Avrupa’nın utanç günü ‘11 Temmuz’

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

11 Temmuz 1995 yılında Bosna Hersek’in Srebrenitsa kasabasında, Birleşmiş Milletler komutasında güvenli olarak gösterilen bölgede Sırplar tarafından Bosnalı Müslümanlar katledildi. Avrupa’nın göbeğinde yaşanan bu katliama bütün Avrupa ve Dünya sessiz kaldı. Her sene değişen rakamlara göre 10 binden fazla kişi hunharca katledildi. İzmirli Boşnaklar Derneği ve Dünya Boşnaklar Kongresi Türkiye Koordinatörü Hamza Yavuz, da Srebrenitsa’da yaşanan katliamı kınayarak, “Tam 20 yıl önce o bölgede ölüm kokusu, barut kokusu, gözyaşı ve kan vardı. Hala daha o bölgeye giderseniz orada soğuk bir atmosferle karşılaşırsınız. Biz her yıl oraya gittiğimizde bu atmosferi maalesef yaşıyoruz. Sırp kuvvetleri Hollandalı askerlerden 30 tanesini esir alıyor. Bu 30 askere karşılık da Srebrenitsa’yı onlara teslim etmelerini istiyorlar. Hollandalı komutan Ton Karremans da 30 insana karşılık Srebrenitsa’da yaşayanları Sırplara teslim ediyor. Bu sırada hiçbir şey yapılmayacağı hakkında güvence verildiği halde buraya Sırpların girmesi ile birlikte orada katliam başlıyor. 8372 Boşnak Müslüman iki üç gün içerisinde hunharca katledilmesi sonucunda soykırım yaşanıyor. Bu sayının da 10 binin üstüne çıktığı bu günlerde belgelendi. Katliamın en çok yaşandığı bölge Potiçari bölgesidir. Bu bölgede şehit olan insanların cenazeleri tanınmaması için Sırplar tarafından greyderlerle karıştırılıyor ve çeşitli bölgelere götürülüyor. İnsanların eli başka bir yerden, başı başka bir yerden, kolları ve bacakları da başka bir yerden çıkıyor” dedi.

“HER YIL YENİ MEZARLAR EKLENİYOR”

Yavuz, bugün dahi DNA testi sonucu kimliği belirlenmiş olan insanların defin işlemlerinin gerçekleştirildiğini belirterek, “Her yıl 11 Temmuz’da Potiçari mezarlığında cenazelerin defin işlemleri yapılıyor. Bu cenazelerin içinde bazılarında insan vücudunun yarısı, sadece bir ayak da olabiliyor. Çünkü o insanın sadece o uzvunu bulabilmişler. Bu kadar hunharca bir soykırım burada yaşanmıştır. Bugün Srebrenitsa’da büyük bir anma töreni düzenlenecek. Başbakan Ahmet Davutoğlu da bu cenaze törenlerine katılacak.  Biz Srebrenitsa’ya şöyle bakıyoruz Boşnak Toplumu ata topraklarında 11 defa bu soykırımı yaşadı. Biz sadece Boşnak toplumunun değil, dünyada hiçbir zaman soykırımlar olmaması için uğraşıyoruz. Avrupa’nın göbeğinde en son yaşanan soykırımında Dünya’da ve Birleşmiş Milletler ’de tanınmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

11 TEMMUZ 1995’TE NE OLDU?

1992 yılında Sırpların tek taraflı bağımsızlık ilan etmelerine karşı Boşnaklar da halk oylaması ile bağımsızlık ilan ettiler. Bunu Boşnaklar yapınca bir iç savaş çıktı. Bu iş savaş 1992-1995 yılları arasında devam etti. Üç yıl içerisinde yapılan savaşlarda maalesef Boşnakların ağır silahları yoktu. Karşı tarafın çok ağır silahları vardı.  Boşnaklar bu sınava hazır olmadıkları için yaklaşık 312 bin Boşnak hayatını kaybetti. 20 bin çocuk vefat etti. Yaklaşık 40 binin üzerinde kadına tecavüz edildi. Yaklaşık 600 tane caminin bir kısmı yıkıldı bir kısmı da zarar gördü. Bu savaşın en kirli olan tarafı da hanımlara karşı yapılan tecavüzler ve çocukların öldürülmesiydi. Burada bir soykırım yaşandı. İnsanlar burada inançları ve kültürleri nedeniyle farklı bir toplum tarafından bu değerlerine saldırı yapıldı. Aslında Sırplar buradaki Boşnakları katlederken onları Boşnak olmalarından daha çok oranın komutanlarının görsel beyanlarında da 11 Temmuz’da yaşanan Srebrenitsa soykırımında Ratko Mladiç’in Türkler ’den öcümüzü alıyoruz diye özellikle bir beyanatı vardı. Oradaki Boşnakları adeta Müslüman olmalarından dolayı Türk olarak görüyorlardı. Osmanlı’dan yani Türkler’den öcümüzü alıyoruz diye beyanatları da yayın organlarında çıktı.

Haber Merkezi