- Gündem
- 05.08.2025 16:54
Anayasa Mahkemesi, bir doktorun hastasının tedavi bilgilerini annesiyle paylaşmasını özel hayatın gizliliği kapsamında değerlendirerek, "kişisel verilerin korunması hakkı"nın ihlal edildiğine karar verdi.
Resmi Gazete’de yer alan karara göre, C.Ö. isimli vatandaş, 2010 yılında ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı Dr. H.C. tarafından tedavi edildi. 2016 yılında C.Ö.'nün annesi, oğlunun ruhsal sorunları olduğunu ve yaşamından endişe duyduğunu belirterek doktor H.C’den bilgi talep etti. Bunun üzerine doktor, hastaya ait tedavi sürecine dair bilgileri içeren bir raporu anneye teslim etti.
C.Ö, annesiyle arasında yaşanan anlaşmazlıkların ardından, kişisel sağlık bilgilerinin izinsiz olarak üçüncü kişiyle paylaşıldığını öne sürerek doktor hakkında "hasta mahremiyetini ihlal" suçlamasıyla şikayette bulundu. Ancak yargılama sonucunda doktor H.C. hakkında beraat kararı verildi.
C.Ö. ise etkili bir yargılama yürütülmediğini ve kişisel verilerinin korunmadığını belirterek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı. Başvuruyu değerlendiren Yüksek Mahkeme, özel hayatın gizliliği kapsamında “kişisel verilerin korunması hakkının” ihlal edildiğine hükmetti.
AYM kararında, hasta yakınlarının bilgilendirilmesinin mümkün olduğu ancak "tehlikelilik arz eden bazı istisnai durumlarda bu bilgilendirmenin kapsamının da olayın şartlarına göre değişebileceği" belirtildi.
Başvuruya konu olan olayda, yapılan bilgilendirmenin, ergin olan başvurucunun tedavi sürecine ait hassas veri niteliğindeki bilgileri içerdiğine işaret edilen kararda, raporun "başvurucunun rızası olmadan annesi dahi olsa üçüncü bir kişiye verildiği" dile getirildi.
Başvurucunun, "annesi ile arasında bir çıkar çatışması, husumet bulunduğunu" öne sürdüğü hatırlatılan kararda, şu ifadeler kullanıldı:
"Mahkemelerce, bilgilendirmenin ötesine geçilerek belge verilmesinin gerekli olup olmadığı, sırf bilgilendirme yapmak yerine belge verilmesini zorunlu kılan bir sebebin bulunup bulunmadığı, başvurucu ile hassas veri niteliğindeki sağlık bilgilerini içeren belgenin verildiği annesi arasında menfaat çatışması bulunup bulunmadığı, tedavinin 2010'da yapılmasına rağmen 2016'da tedavi belgelerinin verildiği dikkate alındığında, aradan 6 yıl geçtiği halde bu belgelerin verilmesi için ne gibi bir acil durum olduğu, belgenin verilmesini de gerektirebilecek acil ve istisnai bir durumun varlığı tespit edilse dahi doğrudan annesi bile olsa üçüncü bir kişiye belgeleri vermek yerine istisnai durumun kapsamına uygun alternatif bir yolun mevcut olup olmadığı gibi hususların tartışılmadan bir sonuca varıldığı görülmüştür."
Yargılamayı yapan mahkemelerce, kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı yönünden Anayasa'nın 20. maddesinin son fıkrasındaki gerekliliklere uygun, ilgili ve yeterli bir gerekçe ortaya konulmadığı aktarılan kararda, "Somut olayın özel şartlarında kişisel verilerin korunması hakkının devlete yüklediği pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmediği kanaatine varılmıştır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle özel hayata saygı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir." ifadeleri yer aldı.
Kaynak : AA