Ayşe Tokyaz ve Ejegül Ovezova cinayetleriyle yargılanan ihraç polis Cemil Koç’un tutukluluğa itiraz

İstanbul Küçükçekmece’de valizde cesedi bulunan üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz’ın ölümüne ilişkin “tasarlayarak öldürme” suçundan tutuklanan eski polis memuru Cemil Koç’un adı, bu kez Diyarbakır’daki başka bir ölüm dosyasında geçiyor. İddianameye göre, Koç’un imam nikâhlı eşi Ejegül Ovezova, 2023 yılında 8. kattan düşerek hayatını kaybetti. Olayla ilgili hazırlanan iddianame kapsamında tutuklanan Koç’un avukatı, müvekkilinin serbest bırakılması için mahkemeye başvurdu. Avukat, tutuklamanın orantısız bir tedbir olduğunu savunarak adli kontrol talep etti.

“BALKONDAN DÜŞEREK VEFAT ETTİ, KENDİSİNİ DÖVMEDİM”

Cemil Koç, 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamenin ardından 18 Temmuz’da Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden ifade verdi. Koç, ifadesinde “Savunma yapmak için süre talebim yoktur. Maktüle, benim imam nikahlı eşim olur. Ben kendisine şiddet uygulamadım. Kendisi 3 yıl önce Diyarbakır’dayken balkondan düşerek vefat etti. Ben şu anda bir şey hatırlamıyorum. İlk verdiğim ifadem neyse onun kabul edilmesini istiyorum. Benim herhangi bir suçum yoktur. Kendisini dövmedim, suçsuzum, beraatımı ve serbest bırakılmamı talep ediyorum” dedi.

Mahkeme heyeti tarafından sanık Cemil Koç hakkında, üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti mevcut delil durumu, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli şüpheyle birlikte kaçma sonuç şüphesinin bulunması hususları hep birlikte değerlendirildiğinden tutuklanmasına ve duruşmanın 27 Kasım tarihine ertelenmesine karar verildi.

AVUKATI CEMİL KOÇ’UN TUTUKLULUĞUNA İTİRAZ ETTİ

Cemil Koç’un avukatı, Diyarbakır 7’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Diyarbakır 6’ncı Ceza Mahkemesi’ne sunduğu dilekçe ile müvekkilinin tutukluluğuna itiraz etti. Hazırlanan itiraz dilekçesinde, Anayasa’nın 19’uncu maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliğinin, ancak zorunlu hallerde kısıtlanabileceği vurgulandı. Tutuklamanın ‘cezanın infazı’ değil, sadece muhakeme sürecini sağlıklı yürütebilmek amacıyla geçici bir tedbir olduğu belirtilerek, daha hafif koruma tedbirlerinin değerlendirilmeden doğrudan tutuklama kararı verilmesinin, hukuka ve anayasal ilkelere aykırı olduğu ifade edildi. Dilekçede, adli kontrol gibi daha hafif tedbirlerin mümkün olduğu ve bu yollarla da aynı sonucun elde edilebileceği savunuldu. Müvekkil hakkında kaçma şüphesi veya delilleri yok etme gibi somut gerekçelerin ortaya konulmadığı belirtilen başvuruda, tutuklamanın ‘ceza yerine geçecek şekilde’ kullanıldığı ileri sürüldü. Avukatı, tutuklamanın yalnızca gerekli durumlarda uygulanabilecek ihtiyari bir tedbir olduğunu hatırlatıp, mahkemenin müvekkilin durumu özelinde bu gerekliliği değerlendirmediğini, dolayısıyla tutuklama kararının yerinde olmadığı kaydedilerek, Cemil Koç’un serbest bırakılması veya tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilmesini talep etti.