Advertisement

Aytaç: Otomobillerin 10 yıl ömrü var

Otomobillerin ömürlerinin 10 yıl olduğuna dikkat çeken Ata Can Aytaç, eski araçlarda yakıt hatlarının sıklıkla kontrol edilmesi gerektiğini söyleyerek, vatandaşların yeni araçlara kolay erişmesinin ise riskleri azaltacağını belirtti

  • Oluşturulma Tarihi : 18.08.2025 08:47
  • Güncelleme Tarihi : 18.08.2025 08:47
  • Kaynak : BERKAY ERDEN
Aytaç: Otomobillerin 10 yıl ömrü var haberinin görseli

Havaların da ısınmasıyla karayollarında alev alan taşıtlara ilişkin haberler medyada daha çok yer almaya başlarken, bu durum İzmir Buca’da yanan servis aracının orman yangınına sebep olması gibi çok daha vahim sonuçlar doğurabiliyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2025 yılına ait paylaştığı verilere göre Türkiye’de 16 milyon 739 bin 977 adet otomobil bulunurken; bu otomobillerin durumları ve bilinçli kullanımları da yangın gibi durumlarda belirleyici rol üstleniyor. Otomobillerin 10 yıl ömrü olduğunu belirten Oto Tamir Ustası Ata Can Aytaç, eski araçlarda yakıt hatlarının sıklıkla kontrol edilmesi gerektiğini söyledi. Sürücülerin kendi yapacağı kontroller ile olumsuz durumların önüne geçebileceğini dile getiren Aytaç, vatandaşların yeni araçlara kolay erişmesinin ise riskleri azaltacağını belirtti.

BUHARLAŞAN BENZİN PARLAYABİLİR

Benzinli ve LPG’li araçlarda yakıt sisteminin sıklıkla kontrol edilmesi gerektiğini söyleyen Aytaç, sıcak havanın da etkisiyle benzinin bir anda parlayabileceğini söyledi. Dizel araçlarda da enjektörlerin sıklıkla kontrol edilmesi gerektiğini ifade eden Aytaç, “Öncelikle bir otomobilin yani dayanıklı tüketim malının kullanım ömrü 10 yıl. 10 yılın üzerinde kullanılan araçlarda bakımların aksatılmaması ve eksikliklerin hızlıca giderilmesi lazım. Benzinli araçlarda ve LPG’li araçlarda yakıt hortumlarının elden geçirilmesi gerekiyor. Özellikle sıcak havalarda buharlaşan benzin basit bir kıvılcımla parlamaya çok müsait. Aynı zamanda dizel araçlar da her ne kadar mazot ateş ile tutuşmasa da enjektör bakımları çok önemli. Bozuk enjektörler yüzünden ve yanlış montajlar yüzünden de dizel araçlar yanabiliyor. Sonradan takılan xenon ampulleri, Amerikan park işlemleri, müzik tesisatları, ekran ya da bunun gibi elektrik donanımlara mutlaka sigorta konulması ve işin ehli kişiler tarafından yapılması lazım. Özellikle elektrik sisteminde yeterli miktarda bir sigorta bulunmuyorsa ya da yanlış tesisat yapılırsa bu da yangına sebep olabilir” şeklinde ifadeler aktardı.

BATARYA YANARSA SÖNMÜYOR

Tüm dünyada son yıllarda fosil yakıtlı taşıtlara alternatif olarak ortaya çıkan bataryalı araçlarda da yangın durumunun yaşandığını dile getiren Aytaç, “Elektrikli otomobillerin aslına bakarsanız kullanımla alakalı tehlikeli bir durumu yok. Ancak aynı cep telefonu bataryasında olduğu gibi sıkışmaya ve darbeye karşı yanmaları söz konusu. İnternette de sık sık yanan elektrikli araçlar görülüyor. Sebebi şu, pilin yangını sönmüyor. Kendi kendine yanıp sönmesi lazım. O yüzden bu tip araçlarda da yani elektrikli otomobil bataryalarının da düzenli olarak bakıma girmesi ve gerekli işlemlerin yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

SADECE MUAYENE İLE OLMAZ

Türkiye’de uygulanmakta olan araç muayene sisteminin doğru uygulanması halinde hataların önüne geçebileceğini belirten Aytaç, “Ülkemizde taşıtların türlerine göre belirli aralıklarla girmesinin zorunlu olduğu bir taşıt muayene sistemi mevcut. Aslında sistem doğru uygulanırsa hataların önüne geçilebilir. Ancak 2 yılda bir veya yılda bir muayene yönteminde 10 yaşın üzerinde olan bir araçta çok daha detaylı bir inceleme gerekiyor. Yetkili birimlerde bu işler güzel yürüse bile kontrolleri sadece oraya bırakmamak lazım. Günümüzdeki otomobiller 10 ile 15 bin kilometre aralığında rutin bakıma giriyor. Kullanıcı otomobilini her bakıma götürdüğünde yakıt tesisatını, bujileri, bütün bu elektrikli aksamı bir kontrol etmek gerekiyor. Eski araçlarda çok daha dikkatli olmak lazım. Yani herhangi bir şüphe durumu varsa rutin bakım beklenmeden servislere başvurmakta fayda var” dedi.

HAFTADA BİR KAPUT AÇILMALI

Riskleri azaltmada kullanıcıların da önemli rol üstlenebileceğini belirten Aytaç, “Ehliyet alırken bile ‘otomobil çalıştırmadan önce etrafında bir gezin, lastiklerin altında akan bir şey var mı diye kontrol edin’ diye bu şekilde özet veriliyor. Ancak genel olarak arabaya binip, kontağı çevirip gidiyor kullanıcılar. En azından haftada bir kaputu açıp bir aksilik var mı? Bir kötü koku var mı? Bir yıpranma var mı? Bunları gözden geçirip şüphelendikleri yerde de servislerine başvururlarsa bence bu tip yangınların önüne geçilebilir. Tüm bu durumlara karşı zaten otomobillerin hepsinde kolay erişebilir bir noktada tarihi geçmemiş yangın tüpü bulunması lazım. Bunun haricinde eksik bakımların hepsinin giderilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

VATANDAŞ YENİ OTOMOBİLE ERİŞMELİ

İnsanların eski araçlardan ziyade yeni araçlar kullanmasının yangın gibi çeşitli olumsuzlukları azaltabileceğini ifade eden Aytaç, sözlerini şu şekilde bitirdi: “Her ne kadar biz otomobillere zaman zaman duygusal olarak da bağlansak bunlar dayanıklı tüketim malları ve 10 yıl ömürleri var. Yollarda gezen araçların yaş ortalamasının yüksek olması, vatandaşın daha yeni ve daha teknolojik araçlara ulaşımının zor olması yangın gibi riskleri artıran etmenler. Hurda teşviki ve ÖTV düzenlemesi gibi şeyler mecliste görüşülüp, bir karar alınırsa belki yeni şartlar altında vatandaşlar daha yeni araçlara erişme imkanı bulabilir ve böylece riskler azaltılabilir.”

Kaynak : BERKAY ERDEN