Sayfa Yükleniyor...
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi Geleneksel Kültür Sohbetleri yaklaşık on yıldır kesintisiz devam ediyor. Azerbaycan Cumhuriyetinin 100. kuruluş yılı dolayısıyla daha önce Prof.Dr. Yavuz Akpınar ile bir program düzenlenmişti, şimdi ise konuk, Yrd.Doç.Dr. Selçuk Türkyılmaz
SULTAN GÜMÜŞ
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) nin Cumartesi Sohbetleri kapsamında düzenlediği etkinliklerin bu haftaki konuğu Yrd.Doç.Dr. Selçuk Türkyılmaz. Bakü'nün Kurtuluşunun 100. yılı ve Kafkas İslam Ordusu konusunu tartışan Türkyılmaz, katılımcıların sorularını da yanıtladı. Daha önceki haftalarda Azerbaycan Cumhuriyetinin 100. kuruluş yılı dolayısıyla Prof.Dr. Yavuz Akpınar da bir sunum gerçekleştirmişti. Salonda yer alanlar arasında; Prof.Dr. Yavuz Akpınar, Prof.Dr. Şerif Ali Bozkaplan, yazar Fahriye Ipekçioğlu, roman yazarı Firdevs Tuncay, Azerbaycan Kardeşlik ve İşbirliği Derneği Başkan Yardımcısı Cavid Aliyev, şair Turan Atasever ve konuya hassasiyeti olan çok sayıda dinleyici bulunuyordu.
VARLIK YOKLUK SAVAŞI VERİLİYORDU
Sohbetin açılış konuşmasını Şair Muhammet Tang yaptı. Ardından Türkyılmaz sunumuna başlayarak şöyle konuştu: Yıl 1918. Mart ayı. Osmanlı Türk ordusu I. Dünya Savaşının ağır şartları içinde birçok cephede varlık yokluk savaşı veriyordu. Avrupalı emperyalist devletler dünyanın neredeyse tamamını hâkimiyetleri altına almış, geriye sadece Osmanlı coğrafyası kalmıştı. Zaten bu savaşın çıkış sebeplerinin başında coğrafyamızın paylaşılmasında yaşanan anlaşmazlıklar vardı. Dört yıl boyunca devam eden savaşta bütün ordular yorgun ve bitkin düşmüştü. 1917de Rusyada meydana gelen olaylar Rus hâkimiyeti altında yaşayan milletlerin kendi kaderlerini tayin etme hakkı bakımından bir imkân doğurmuştu. Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycanın birlikte hareket etme arayışları neticesinde Mavera-yı Kafkas Konfederasyonu kurulsa da kalıcı bir siyasî etki oluşmadı. Bu durumun ortaya çıkmasında Ermeni milliyetçiliğinin ciddî bir tesiri oldu. 1918 Mart hadiseleri Rusya hâkimiyetinde yaşayan milletlerin kendi kaderlerini tayin etme mücadelesine vurulan büyük bir darbeydi. Azerbaycan Türk tarihine Mart Faciası adıyla geçen olayda üç gün içinde 18.000 Müslüman katledilmişti. Ermeni milliyetçileri Ruslarla birlik olup Kafkasya Türklerine büyük bir darbe vurdu. Ermeni ve Rus çetelerinin katliam haberleri Osmanlı başkentine de ulaştı. Azerbaycandan yardım çığlıkları yükselmeye başladı. Kafkasya Müslümanları adına İstanbula heyetler gönderildi. Enver Paşa, üvey kardeşi Nuri Paşa kumandasında bir ordu teşkiline karar verdi. Batı dünyasının bitti dediği Osmanlı yeniden ayağa kalktı ve Kafkasya Müslümanlarının kurtarılması için harekât emri verildi. Kafkas İslam Ordusu kurulmuş ve Bakû istikametinde yürüyüş başlamıştı.
HER TÜRLÜ ENGEL
Batının, Kafkas İslam Ordusunun Bakû istikametindeki yürüyüşüne her türlü engeli çıkarmak için harekete geçtiğini kaydeden Türkyılmaz, Savaşta müttefikimiz olan Almanlar dahi bu sefere karşı çıkıyordu. Kafkas İslam Ordusu önce yeni Türk cumhuriyetinin geçici merkezi olan Genceyi güvence altına aldı. Sonra sıra Bakûnun kurtarılmasına geldi. Nuri Paşa kumandasındaki ordumuz, ilk çatışmalarda düşman kuvvetlerini bozguna uğratmış ve Bakûya doğru giden yol açılmaya başlamıştı. Bakû petrollerini Batı, Türklere bırakmak istemiyorlardı. Bakûnun kurtarılması ve katliamın durdurulmasına Almanlar ne kadar karşı çıktıysa İngilizler de o kadar karşı çıktı. İngiliz basını, Trakyadan Hindistan sınırına kadar geniş bir alanda bağımsız Müslüman devletlerden bahsetmeye başladı. Enver Paşayı ve Osmanlı ordusunu hayalperestlikle, Turan hayali kurmakla, Pan-İslamist olmakla suçlamaya başladılar. Bu suçlamaların hâlâ devam ediyor olması anlamlıdır. İngiliz basınının Hindistana kadar bağımsız Müslüman devletlerden endişe etmesi de anlamlıdır. Çünkü o dönemde İngiliz imparatorluk tacının eşsiz mücevheri Hindistan sömürgesiydi dedi.
MUHTEŞEM BİR MAZİYE SAHİP
Ağustos başlarında Kafkas İslam ordusunun Bakûya dayandığını aktaran Türkyılmaz, Artık Bakûnun kurtarılması an meselesiydi. Rus ve Ermeni güçleri Enzelide bulunan İngiliz ordusundan yardım istedi. Hindistana kadar geniş bir alanda ortaya çıkacak bağımsız Müslüman devletlerden endişeye kapılan İngilizler, Bolşevik Ruslara ve Ermenilere yardıma koşmakta çekince göstermedi. Fakat Kafkas İslam Ordusu, Bakûya varmakta kararlıydı. Enver Paşa, özel hattan çektiği telgraflarda her ne pahasına olursa olsun Bakûnun kurtarılması gerektiğini söylüyordu. Fakat ordumuz yeterli mühimmat kalmadığı için Bakû önlerinde durmak zorunda kaldı. Düşmana atılacak top mermisi dahi yoktu. Bu mola bir aydan fazla sürdü. Bakûda Türkler üzülürken Rus ve Ermeniler seviniyordu. İngilizler de takviye birlikler getirmeye devam ettiler. Bakû kurtarıldı. Eğer bugün Bakû hâlâ Türk şehriyse bunu Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusuna borçludur. Muhteşem bir maziye sahip olan biz Türkler, bundan başka bir tercih de yapamazdı diye konuştu.
Kafkas İslam Ordusunun kazandığı bu tarihî zaferle Enver Paşanın kardeşi Nuri Paşanın adının tarihe silinmez harflerle yazıldığını söyleyen Türkyılmaz, Nuri Paşa, bu ordunun komutanıydı. Aynı şekilde bu zaferde Nuri Paşanın yanında Mürsel Paşanın adı da tarihe silinmez harflerle kazınmıştır. Kafkas İslam Ordusunun bu zaferi kazanmasında Dağıstan gönüllü birlikleri ile Azerbaycan Türklerinden müteşekkil birliklerin önemli bir rolü olmuştur. Bu zafer, Kafkasyada yaşayan Türk ve Müslümanlarla Anadolu Türklerinin yardımlaşmasının tezahürüdür. Kafkas İslam Ordusunun zaferi bugünkü Azerbaycan ve Türkiye arasındaki yakın münasebetlerin de temelini atmıştır dedi. Sunumun ardından dinleyiciler söz hakkı aldı ve Türkyılmaza ise teşekkür belgesi takdim edildi.
Haber Merkezi