- Gündem
- 09.05.2025 00:55
Enes 7. sınıf, Muhammet Emir ise 3. sınıf öğrencisi. İkisi de eğitime erişebilmek için sıra bekliyor. Tek bir telefon ile eğitim almaya çalışan çocuklar, baba evden çıkınca eğitimden mahrum kalıyor
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Bayraklı Onur Mahallesi’nde ikamet eden Yağan Ailesi, salgın dolayısıyla zor günler geçiriyor… Maddi zorluklar yaşayan aileyi bu süreçte en fazla yıpratan ise yeni düzende ‘eğitime erişememek’. Evde uzaktan eğitimi sağlayabilecek tablet, bilgisayar yok, sadece babaya ait bir telefon var, fakat baba evden çıkınca çocuklar eğitimden mahrum kalıyor. İnternet kısmı ise başlı başına bir sorun. İnternet bağlatmak amacıyla Türk Telekom’a giden aile, “Mahallede boş port olmaması nedeniyle bağlayamıyoruz” yanıtını alıyor… Yaklaşık 3 yıl önce kendilerine ait evlerine banka tarafından el konulan aile, şimdi aylık 550 TL tutarındaki evde oturuyor, eş-dost yardımıyla kiralarını ödemeye çalışıyor. Çünkü baba, 3 yıl önce yaşadığı kötü olaylar dolayısıyla ciddi bir hastalık geçirdi, bunun izlerini ise halen taşıyor. Vaskülit damar hastası olan baba, koronavirüs dolayısıyla evden çıkamıyor, sadece devlet tarafından 3 ayda bir ödenen sosyal yardım ile yaşamını idame ettirmeye çalışıyor. Emekli olabilmek için başvuruda bulunan babaya sürekli ‘ret’ cevabı verilse de o umudunu kaybetmedi… Seçim günü, hastanede kollarından tutarak kendisini oy sandığına götüren siyasilerin bir anda ortadan kaybolduğunu söyleyen baba, oğulları Enes ile Muhammet Emir’in eğitimi için yardım istedi.
SİSTEM ÇOKTAN KAPANMIŞ OLUYOR!
Yetkililerden tablet ya da bilgisayar yardımı beklediklerini duyuran anne, şunları söyledi: “Enes 12, Muhammet Emir ise 8 yaşında. Çocuklarım resmen eğitim sırasında diyebilirim. Birinin işi bitince telefonu diğerine teslim ediyor, diğeri geçince sistem çoktan kapanmış oluyor. Şu anda bizim için en önemli konu bu. Yüz yüze eğitime geçileceği söyleniyor ama bunun ne zaman gerçekleşeceği belli değil. Yani bu mağduriyeti koronavirüs dolayısıyla uzun bir süre yaşayabiliriz. Ve hepsinden öte çocuklar yüz yüze eğitime geçse dahi araştırma yapabilmeleri için bu tarz teknolojik aletlere ihtiyacı oluyor. Bunun önemini bu süreçte daha iyi anladık. Çocuklarım gerçekten başarılı insanlar. Onların bu şekilde harcanmasını istemiyorum.”
BANKA EVLERİNE EL KOYDU
Eşinin vaskülit damar hastası olduğunu kaydeden anne, “Yaklaşık 3 yıldır bu hastalığı taşıyor. Ve bu hastalık dolayısıyla da işe gidemiyor. Bazı özel nedenlerden dolayı bize ait olan evimizden taşındık, daha doğrusu banka evimize el koydu. Bankadan evi geri alamayınca kirada oturmaya başladık. Ciddi bir geçim kaynağımız yok, sadece 2-3 ayda bir devlet tarafından verilen 200 TL’lik sosyal yardımı alıyoruz. Bir de eşim arada sırada, sağlığı yettiğince işe gidiyor, o gün ne aldıysa, günlük artık ne getiriyorsa… Salgın dolayısıyla dışarıya gitmesi yasaklandı, çünkü bahsettiğim kronik hastalığı var. Ama gitmezse de biz aç kalacağız. Kötü olan durumumuz böylece daha kötü bir hal almaya başladı… Çocuklarımın okumasını istiyorum. Lütfen bizim sesimizi duyun. Tüm yardım severlerden el uzatmalarını istiyoruz” şeklinde konuştu.
EVE İNTERNET BAĞLAYAMIYORLAR
Maddi anlamda çok fazla sıkıntı çektiklerini dile getiren baba ise “Fakat kira, yemek-içecek, kıyafet bir yana şu an için en büyük derdimiz çocukların eğitimi… Akrabalar yardımı ile kirasını toparlayan bir aileyiz. Çünkü yok. Dışarıya çıkmak bana yasak. Devletin verdiği yardım ise sürekli gelmiyor. Emekliliğe de başvurdum, bir kere reddedildi, bir daha başvurdum, hala sonuçlanmadı. Olup, olmayacağı da belli değil… Evde internet yok. Türk Telekom’dan gelen yetkililerin söylediğine göre mahallede boş port olmaması nedeniyle bizlere veremiyorlarmış. Şubat ayında internet için başvurduk, hala sonuç yok. Sadece benim telefonumdaki internetle çocuklar eğitime erişmeye çalışıyor… Hastanede yattığım zamanlar bazı siyasiler beni ziyaret etti, hatta kimileri gelip kolumdan tutarak sandık başına götürdü. O zamanlar kameraların önünde hepsi çok fazla ve güzel vaat vermişti, sonra hepsi ortadan kayboldu. Ben meclis üyelerini, kenti yönetenleri yardıma davet ediyorum. Her bir belediyenin, her bir meclis üyesi, yetki sahibi oldukları mahallelere / sokaklara girse, oradaki bir çocuğa dokunsa bu sorunlar minimuma iner” yorumunda bulundu.