- Gündem
- 19.06.2025 18:31
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, İran ile İsrail arasındaki çatışmalar nedeniyle hava yolu seferlerinin sürelerinin uzadığını belirtti. Uraloğlu, "Şu anda hava sahası kapalı olan ülkelere ya da zaman zaman kapanan ülkelere doğrudan uçuşlar durdu. Ancak diğer ülkelere güvenli koridorlar kullanılarak, biraz daha uzun süre alarak uçuşlar devam ediyor" dedi
TÜRKSAT öncülüğünde düzenlenen Bağlantısallığın Yeni Çağı Forumu, ATO Congresium’da yapıldı. Türkiye’nin uydu ve uzay ekosistemi konusunun ele alındığı etkinliğe Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, sektör temsilcileri ve davetliler katıldı. Forumda, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu’nun şahitliğinde, TÜRKSAT Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yüksek ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi (UDHAM) Başkanı Selami Yazıcı arasında ‘Türksat 7A Projesi İş Birliği Protokolü’ imzalandı.
Bakan Uraloğlu, uydu teknolojilerinin modern savaşlarda belirleyici bir unsur olduğunu vurguladı. İsrail ve İran arasındaki çatışmada, uydu tabanlı gözetleme ve iletişim sistemlerinin stratejik karar alma süreçlerinde kritik rol oynadığını ifade etti. Uraloğlu, “Bu nedenle Türkiye olarak uzayda güçlü bir varlık göstermek, sadece teknolojik bir hedef değil, milli güvenliğimiz ve küresel rekabet gücümüz için de zorunluluktur” dedi.
Bakan Uraloğlu, artık yalnızca üretmenin yetmediğini, dünyayla kesintisiz ve güvenli biçimde bağlantıda kalmak gerektiğini söyleyerek, "Bağlantısallık, yeni çağın anahtarıdır ve bugün ticaretin, eğitimin, sağlığın, kamu yönetiminin ve hatta sosyal yaşamın temel taşı haline gelmiştir. Hem bireylerin, hem de bütün devletlerin dijital dünyaya entegre olduğu bir dönemde bu altyapının güçlü, güvenilir ve yaygın olması hayati önemdedir. Bu noktada ayrıca bağlantısallığın yalnızca bir teknolojik gereklilik olmadığını, aynı zamanda bir toplumsal dönüşüm aracı olduğunu da vurgulamak isterim. Örneğin, 5G teknolojisi ve yüksek hızlı uydu sistemleri sayesinde, kırsal bölgelerdeki bir öğrenci artık dünyanın en iyi eğitim kaynaklarına erişebiliyor; bir girişimci, küresel pazarlara anında ulaşabiliyor. Sağlık sektöründe, tele tıp uygulamalarıyla hastalar, coğrafi engeller olmaksızın uzman doktorlarla iletişime geçebiliyor. Ayrıca siber güvenlik tehditlerinin arttığı bir çağda, güvenli veri aktarımı ve kesintisiz iletişim, ulusal güvenlik açısından da vazgeçilmez bir unsur haline gelmiştir. Türkiye olarak, bu yeni çağın fırsatlarını değerlendirmek ve risklerine karşı hazırlıklı olmak için fiber optik ağlardan uydu teknolojilerine kadar kapsamlı bir altyapı geliştiriyoruz. Bu sadece teknolojik bir yatırım değil, aynı zamanda sosyal adalet, ekonomik büyüme ve küresel rekabet gücümüzün de temel taşı niteliğindedir" diye konuştu.
Bakan Uraloğlu, İsrail ve İran arasında yaşanan sıcak çatışmaların ortasında, İran'a Starlink uydularının gönderilmesinin, küresel uydu haberleşme sistemlerinin stratejik önemini bir kez daha gözler önüne serdiğini vurguladı. UDHAM ile TÜRKSAT arasındaki protokole değinen Bakan Uraloğlu, "Bu protokol, TÜRKSAT 7A'nın geliştirilmesinde bakanlığımızın sağlayacağı katkının çerçevesini çizerek, projenin sağlam bir zeminde ilerlemesini temin edecek. TÜRKSAT 7A Projesi, 42 derece doğu yörüngesinde görev yapan TÜRKSAT 3A uydusunun tasarım ömrünün sona yaklaşması nedeniyle başladı. 2029 yılında hizmete almayı planladığımız bu uydumuz, daha yüksek veri kapasitesi, daha güçlü kapsama alanı ve esnek kaynak yönetim kabiliyetiyle, Türkiye'nin dijital gelecek vizyonunun taşıyıcısı olacaktır. Hizmete alındıktan sonra 15 yılı aşkın süre boyunca, ülkemizin uzaydaki bağımsızlığının güçlü bir simgesi olarak varlığını sürdürecektir" dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, uydu teknolojilerinde yerlileşme ve millileşme çalışmalarının ilk meyvelerinin Bilsat ve Rasat uydularıyla alındığını, gözlem uydusu GÖKTÜRK-2'nin ise 12 yıldır Türkiye'nin uzaydaki gözü olarak görev yaptığını belirtti. Bakan Kacır, "GÖKTÜRK-2'de elde ettiğimiz çok yönlü kabiliyetleri, metre altı çözünürlüklü milli gözlem uydumuz İMECE, yeni adıyla GÖKTÜRK 2B ile daha ileri düzeylere taşıdık. Yüzde 90'ın üzerinde yerlilik oranıyla ürettiğimiz ve geçtiğimiz ay Türk Hava Kuvvetlerimizin envanterine giren GÖKTÜRK 2B uydusuyla, dünyanın her noktasından hiçbir kısıt olmadan görüntü alabiliyoruz. Alçak irtifa yörüngede görev yapan yer gözlem uydularımızdan sonra, yer sabit yörüngede görev yapan haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A ile kabiliyetlerimizi bir üst lige çıkardık. Güç elektroniklerinden uçuş bilgisayarına, yıldız izlerden tepki tekeri ve elektrikli itki sistemine 24 farklı kategoride 84 ekipmanı yerli imkanlarla geliştirdiğimiz uydumuzda yüzde 80'in üzerinde yerlilik oranına ulaştık. Bugün, kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biriyiz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'yi küresel uydu pazarının önde gelen oyuncuları arasına taşıyacaklarını vurgulayan Bakan Kacır, "Ülkemizin uzaydaki vizyonunu ortaya koyan, Türkiye Uzay Ajansımızla sürdürdüğümüz Milli Uzay Programı doğrultusunda; Ar-Ge ve üretim kabiliyetlerimizi, ay misyonumuzda değerlendiriyoruz. Kendi mühendislerimiz ve bilim insanlarımızın geliştirdiği milli itki sistemine sahip uzay aracımızla aya erişeceğiz. Bölgesel konumlama ve zamanlama sistemini gerçekleştirerek teknolojik bağımsızlığımızı tahkim edecek stratejik kazanımlar elde edeceğiz. Ülkemizde yeni uzay girişimlerinin filizlenmesi ve yeşermesini hızlandıracak uzay teknoparkını Ankara'da açacağız" dedi.
Bakan Kacır, ileriki dönemlerde gerçekleştirilecek yeni hamlelerle, hiçbir ülkenin Türkiye'ye karşı en ufak saldırı düşüncesini aklının ucundan dahi geçiremeyeceği bir caydırıcılık seviyesine ulaşacaklarını ifade etti. Türkiye’nin uzaydaki varlığı ve izini milli ve özgün teknolojilerle kalıcı hale getirmek, egemenlik haklarını uzayda da korumanın öncelikli hedefleri olduğunu söyleyen Bakan Kacır, "TÜRKSAT 7A, İMECE, GÖKTÜRK 3 gibi yeni uydu projelerini, ülkemizin uzay alanında Ar-Ge ve mühendislik kabiliyetlerinin daha ileri seviyelere taşınması için tarihi bir fırsat olarak görüyoruz. Bizler bu doğrultuda atılacak her adımın destekçisi ve hamisi olmaya devam edeceğiz. İnanıyorum ki uzay ekosistemimizin tüm paydaşlarıyla beraber uydu teknolojilerine öncülük eden ve yön veren bir Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz" dedi.
Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün de Türkiye Uzay Ajansı'nın çalışmalarının çok kıymetli ve önemli olduğunu ifade ederek, "Ülkemiz uzay ekosistemi, küresel uzay sektöründeki rekabette geri kalmadan, her türlü özveriyi göstererek tüm gücüyle çalışmaktadır. Bu çalışmalarda emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan 'Milli Uzay Programı'na her türlü desteği vermek için azami gayret gösteriyoruz ve göstermeye devam edeceğiz" diye konuştu.
"UYGUN HATLARDAN SAĞLIYORUZ"
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, programın sonunda gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Bakan Uraloğlu, Tahran ve Bağdat hava sahalarının kapatılmasıyla ilgili, "Halihazırda Irak, İran, İsrail hava sahaları kapalı durumda. Bunlar tabii kendileri kapatmış. Zaman zaman da açılıp kapanan hava sahaları var. Hani neresidir; işte Suriye'dir, Irak'tır. Bölgedeki diğer ülkelerin de zaman zaman hava sahaları açılıp, kapatılıyor ama sürekli, 13 Haziran'dan beri kapalı olan sahalar var. Çatışma durumu devam ettiği müddetçe bu sahalarda uçuş güvenliği, sivil uçuş güvenliği anlamında kapalı olmaya devam edecek. Biz de buna yönelik olarak ülkemizin hava yolu operatörlerinin o bölgeye doğru veya daha güneye doğru olan seyirlerini uygun hava sahalarından, uygun hatlardan sağlıyoruz" diye konuştu.
İran ve İsrail arasındaki çatışmaları nedeniyle hava yolu sefer sürelerinin uzadığını belirten Bakan Uraloğlu, "Çok ciddi bir aksama olmadığını söyleyebilirim ama o bölgelere gidecek olan insanların gitme istekliliğinin biraz azaldığını söyleyebilirim. Gerek ülkemizden gerek o ülkelerden gelecek insanların azaldığını söyleyebilirim. Onun için seferler duruma göre azaltılabiliyor ama talep edilen ihtiyaçlar karşılanabilir durumda. Şu anda bu hava sahası kapalı olan ülkelere doğrudan olan uçuşlar ya da zaman zaman kapanan ülkelere olan doğrudan uçuşlar zaten durmuş durumda. Ama diğer ülkelere güvenli koridorlardan birazcık daha fazla zaman alarak uçuşların devam ettiğini söyleyebilirim" dedi.