Bakırçay Deresi zehir akıyor! “Yetkililer acilen harekete geçmeli”

Manisa ve İzmir’deki tarım arazileri sulayan Bakırçay Deresi, çevredeki tesislerin atıklarıyla zift gibi akıyor. Büyük bir mağduriyet yaşayan bölge çiftçileri ise, yetkililerden acilen harekete geçmesini istiyor


  • Oluşturulma Tarihi : 20.06.2022 05:21
  • Güncelleme Tarihi : 20.06.2022 05:21
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Bakırçay Deresi zehir akıyor! “Yetkililer acilen  harekete geçmeli” haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

Manisa’nın Soma ilçesinde ve İzmir’de çiftçilerin tarım arazilerini sulamada da kullandığı, Çandarlı Körfezi’nden Ege Denizi’ne dökülen Bakırçay Deresi, son zamanlarda kirlilikten zift gibi akıyor. Bölgede yaşayan çiftçiler, tarımsal ürünlerini sulamada ciddi sıkıntı yaşadıklarını belirtirken, derenin temizlenmesi için yetkililerden acil destek beklediklerini aktardı. Konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Tanyeri ise, yerleşimlerden kaynaklanan atık sular, sanayi tesisleri atıkları, tarımsal kaynaklı kirleticilerin merkezi ve yerel idareler tarafından acil olarak denetlenmesi ve gerekli arıtma tesislerinin yapılması gerektiğini ifade etti.

DENETİM ACİLEN YAPILMALI!

Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün Bakırçay Deresi ile ilgili hazırladığı rapordan alıntı yapan Tanyeri, şu ifadelere yer verdi: “Bakırçay Deresi Kuzey Ege Havzası içerisinde yer alıyor. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan mevcut durum tespiti ve çözüm önerilerine ilişkin raporlarda “Havzada önemli ölçüde çevresel baskı oluşturan faktörler endüstriyel atıklar, zeytinyağı üretim tesisleri, madencilik tesisleri, süt ürünleri işleme tesisleri, tarım ve hayvancılık faaliyetleri, jeotermaller, evsel ve endüstriyel atık su ve arıtılmış su deşarjları, katı atık depolama sahaları” olarak da belirtiliyor. Bu noktada yerleşimlerden kaynaklanan atıksular, sanayi tesisleri atıkları, tarımsal kaynaklı kirleticilerin merkezi ve yerel idareler tarafından acil olarak denetlenmesi ve gerekli altyapı tesislerinin yapılması gerekiyor.”

GIDA SORUNU OLARAK KARŞIMIZA ÇIKIYOR

Bölgedeki kısıtlı su kaynaklarında artan kirliliğin gıda ve yaşam sorunu olarak karşımıza çıktığını belirten Tanyeri, “Su kalitesindeki olumsuzluklar, yağış rejiminde ve su besleme kaynaklarındaki yetersizlikler azalan su kirlilik oranını daha da arttıran bir faktör olarak ortaya çıkıyor. Bölgemizde kısıtlı olan su kaynaklarımıza yönelik baskılar, artan nüfus yükü, sanayi, tarım ve madencilik gibi sektörlerde yürütülen yanlış planlamalar, denetim eksikleri gibi faktör ile çevresel yüklerinin kontrol edilememesi artan kirlilik ile birlikte yaşam ve gıda sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Bu çalışmaların başarılı olabilmesi için etkin ve kararlı politikalara, bu politikalara hayata geçirmek ve işletme, denetim ve yönetim sürecinde uzman ve yeterli teknik personele ihtiyaç bulunmakta. Bu nedenle su yönetimi kapsamında her bileşeninin sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam için temiz ve sağlıklı suya ulaşmanın önemini unutmadan sorumlulukların yerine getirilmesi ve yaşama sahip çıkılması gerekiyor” diye konuştu.

ÇİFTÇİLER MAĞDUR

Öte yandan bölgede yaşayan ve uzun yıllardır tarımsal üretim yapan çiftçiler, derenin her geçen gün daha da kirli aktığını söyledi. Çiftçiler mağdur olduklarını belirterek, yetkililerin harekete geçmesini istedi. Tarlasını zift gibi bir suyla sulamak istemediklerinin altını çizen çiftçiler, “Bizim geçim kaynağımız verimli tarım arazilerimiz. Arazilerimizi verimli hale getiren ise Bakırçay Deresi… Ama ne yazık ki deremizi kaybediyoruz. Dere her geçen gün daha da kirli akıyor. Çevredeki tesislerin atıkları olduğu gibi dereye boşaltılıyor. Biz buradan yetkililere sesleniyoruz, lütfen bu sorunu çözün, mağduriyetimiz son bulsun, deremiz temiz aksın…” ifadelerini kullandı.