Balık çiftlikleri lojistikte çözüm istiyor!

Balıkçılıkta Türkiye ekonomisine büyük katkılar sunan ve iklim değişikliği gibi sebeplerle geleceğin sektörü olarak görülen Kültür Balıkçılığı, derme çatma yapı ve iskeleleri kullanmak zorunda kalıyor


  • Oluşturulma Tarihi : 10.01.2022 07:59
  • Güncelleme Tarihi : 10.01.2022 07:59
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Balık çiftlikleri lojistikte çözüm istiyor! haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

Balıkçılık alanında Türkiye ekonomisine büyük katkı sunan ve üretimde İzmir’de ikinci sırada yer alan kültür balıkçılığının balık üretiminde, 2020 yılına göre 2021’de yüzde 12,9 artış yaşandı. Kültür balıkçılığı ve balık çiftlikleriyle ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliği (SUYMERBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Coşkun, sektörün yaşadığı en büyük sorunu ise şu şekilde anlattı: “Denizlerde açık ve derin sulara taşınan balık çiftliklerinin lojistik ihtiyaçlarını sağlayacak kıyı yapılarının ve iskelelerin yetersizliği yetiştiricilik sektörünün en önemli eksiklerden biri… Bu eksikliğin acilen çözülmesi gerekiyor.”

KÜLTÜR BALIKÇILIĞINDA ARTIŞ

Türkiye’de kültür balıkçılığı üretiminde son yıllarda ciddi bir artış olduğuna dikkat çeken Coşkun, 2020 yılına göre 2021’de su ürünleri yetiştiricilik üretiminde yüzde 12,9 artış yaşandığını söyledi. Coşkun, “Türkiye’de 1970’li yıllarda sazan ve alabalık yetiştiriciliği ile başlayan su ürünleri yetiştiriciliği, 1980’li yılların ortalarından itibaren Ege ve Akdeniz’de çipura / levrek, 1990’lı yıllarda Karadeniz’de kafeslerde alabalık yetiştiriciliği ve 2000’li yıların başında Ege ve Akdeniz’de orkinos besiciliğinin başlaması ile büyük ivme kazanmıştır. Su ürünleri yetiştiricilik üretim miktarı her yıl artarak yükselmektedir. Son 5 yılda yetiştiricilik üretimi artmaya devam ederek 2020 yılında avcılık üretiminden daha fazla olmuştur. 2020 yılında 421 bin ton ile yetiştiricilik üretimi oluşturmaktadır. Su ürünleri yetiştiricilik üretimimiz 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 12,9 artış göstermiştir” diye konuştu.

TÜRK SOMONUNDA BÜYÜK ARTIŞ

Denizlerde ve iç sularda balık çiftlikleriyle üretilen balık türlerini sıralayan Coşkun, üretimi en çok artan balığın Türk somonu olduğunu vurguladı. Coşkun, “Ülkemizde yetiştiriciliği en çok yapılan türler levrek, alabalık, çipura ve Türk somonudur. 2020 yılında iç sularda 126 bin ton alabalık ve denizlerde 148 bin ton levrek ile 109 bin ton çipura üretilmiştir. Türk somonu ise bir önceki yıla göre yüzde 87,6 oranında artış göstererek 18 bin ton üretilmiştir” dedi. Kültür balıkçılığı üretiminde İzmir’in Muğla’dan sonra ikinci sırada yer aldığına işaret eden Coşkun, “Ülkemizde su ürünleri yetiştiriciliğinin yüzde 64’ünü Ege Bölgesi oluşturuyor. Toplam yetiştiricilik üretiminde Muğla ilinden sonra 99 bin ton ile İzmir yer alıyor. Yine denizlerde çipura ve levrek yetiştiriciliğinde İzmir, 55 bin ton levrek ve 33 bin ton çipura üretimi ile 2. sırada yer almaktadır” dedi.

İHRACATIN YÜZDE 86’SI KÜLTÜR BALIKÇILIĞI

Coşkun, kültür balıkçılığının Türkiye ekonomisine olan katkısı ve ihracatını da şu şekilde anlattı: “Sektördeki üretime paralel olarak su ürünleri ihracatımızda önemli bir artış görülmektedir. İhracatımız 2020 yılında miktar olarak 201 bin tona, değer olarak 1,06 milyar dolara çıkmıştır. Su ürünleri ihracatımızın yüzde 86’lık kısmını yetiştiricilik balıkları oluşturmaktadır. 2021 yılı Kasım ayı itibari ile su ürünleri ihracatımız 1.223 milyar dolara ulaşmıştır. İhracatın yüzde 70’inden fazlası Avrupa Birliği ülkelerine yapılmaktadır. Ayrıca, son yıllarda Rusya, ABD ve Japonya’ya olan ihracatımızda sürekli artmaktadır. Ülkemiz su ürünleri dış ticaretinde net ihracatçı konumundadır. Yem fabrikaları, ağ fabrikaları, yetiştiricilik araç ve gereçlerini üreten yan sanayi imalat boyutuyla kültür balıkçılığında büyük rol oynamaktadır. Bir tarafta ise sağlıklı su ürünleri yetiştirilmesine aşı, ilaç ve benzeri ürünleri üreterek yardımcı olan bir sağlık sektörü bulunmaktadır. Sektörün üretim aşamasında rol oynayan tüm bu hizmet alanlarının birer paydaş olarak ekonomiye ve istihdama katkıları unutulmamalıdır.”

GELECEĞİN SEKTÖRÜ

Artan dünya nüfusu ve iklim değişikliği sebebiyle gıdaya erişimin zorlaştığı bir dönemde su yetiştiriciliğinin geleceğin sektörü olarak görüldüğünü dile getiren Coşkun, 2020 yılı verilerine göre Türkiye’de 2 bin 139 adet su ürünleri yetiştiricilik tesisinin bulunduğunu söyledi. Coşkun, “Gerek dünya nüfusu gerekse ülkemiz nüfusu giderek artmakta buna karşılık gıda kaynakları ise giderek azalıyor. Ayrıca çevresel faktörler ve iklim değişiklikleri gıda kaynaklarına erişimi zorlaştırıyor. Diğer taraftan yeterli, sağlıklı ve dengeli beslenme bilinci öne çıkmakta ve hayvansal protein ihtiyacına talep artıyor. Bu nedenle, sucul kaynaklar olan denizler ve iç sular önem kazanmakta su ürünleri yetiştiriciliği ise geleceğin sektörü olarak görülmektedir. Ancak diğer yandan yetiştiricilik girdi maliyetlerinin yüksek olması, farklı sektörlerin kullanım alanı olan suların sektörler arası çatışmalara sebep olması ve sularımızda yatırımlar için yer olmaması yetiştiriciliğin önünde engel teşkil etmektedir. Buna rağmen, 2020 yılı verilerine göre ülkemizde 2 bin 139 adet su ürünleri yetiştiricilik tesisi ve 259 adet su ürünleri işleme tesisi bulunuyor. Bu tesislerden doğrudan veya dolaylı olarak yaklaşık 150 bin kişiye istihdam sağlanıyor” diye konuştu.

SEKTÖRÜN ACİLEN İHTİYACI VAR!

Coşkun, sektörün yaşadığı en büyük eksikliği ise şu cümlelerle ifade etti: “Denizlerde açık ve derin sulara taşınan balık çiftliklerinin lojistik ihtiyaçlarını sağlayacak kıyı yapılarının ve iskelelerin yetersizliği yetiştiricilik sektörünün en önemli eksiklerden biridir. Bugüne kadar olan süreçte, balık çiftlikleri zorunlu ve önemli bazı faaliyetlerini yürütebilmek için kendi imkânlarıyla kıyılarda oluşturmuş oldukları veya önceki yıllarda balık çiftliklerinin kıyıya yakın ve kapasite olarak küçük oldukları dönemde kullandıkları derme çatma yapı ve iskeleleri kullanmak zorunda kalmışlardır. Günlük önemli ve zorunlu faaliyetlerini sürdürülebilmeleri için denizdeki balık çiftlikleri ile lojistik tesis arasında kullanılan hizmet teknelerin yanaşarak barınabileceği uygun boyutta iskeleye veya rıhtıma, bunun yanı sıra, yem depolamak, malzeme, alet vb. donanımı bulundurmak, çalışan personelini barındırmak ve insani ihtiyaçlarını karşılamak için iskeleye bitişik veya yakın bir noktada konumlanmış lojistik tesise ve bunun için yeterli kapasitede karasal depolama ünitelerine, acilen ihtiyaçları vardır.”

İlginizi Çekebilir...

Kabul Ediyorum
İlkses Gazetesi olarak sistemimizde sadece sizin izinleriniz doğrultusunda bilgilerinizi kullanıyoruz. Detaylı Bilgi cookie script