Barış Manço Parkı’nın serzenişi: Depremden değil, soğuktan öleceğiz!

İzmir’de yaşanan şiddetli depremin ardından evleri için yıkım kararı alınan 26 hane, Bayraklı’da bulunan Barış Manço Parkı’na yerleştirildi. Ancak, ailelerin zorlu yaşam mücadelesi burada da devam ediyor


  • Oluşturulma Tarihi : 07.11.2020 12:18
  • Güncelleme Tarihi : 07.11.2020 12:18
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Barış Manço Parkı’nın serzenişi: Depremden değil, soğuktan öleceğiz!

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Barış Manço Parkı, İzmir’de yaşanan 6.6 depremi sonrasında toplanma alanı olarak belirlenen yerlerden biri. Bayraklı’da yaşayan ve evleri yıkım kararı alınan 26 hane çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Birbirlerini tanımamalarına rağmen günlerdir aynı çadır içerisinde kalan üç kadın ise geleceğe dair hem karamsar hem de bulundukları ortamdan dertli. Tuvalet ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çektiklerini, salgına rağmen park içerisinde hijyenin sağlanamadığını, çay ile yemek servisi yapan kişilerin olmadığını, ısınabilmek için herhangi bir materyalin sunulmadığını ve akşam vakti karanlıkta oturduklarını bildiren kadınlar, Aşık Veysel Rekreasyon alanına gösterilen ilginin Barış Manço Parkı’na da gösterilmesini istiyor. Kadınlar bahsi geçen bölgede gönüllü gençlere ihtiyaç olduğunu söylüyor.



ÜÇ DEPREMİ DE YAŞADI…
İzmir’de meydana gelen depremden sonra 5 yaşındaki kızıyla Barış Manço Parkı’nda kurulan çadırlarda yaşamaya başlayan Hamiyet Sarı, Adana, Osmaniye depremlerini de yaşadığını ancak İzmir depreminden çok etkilendiğini ve korktuğunu gözyaşları içerisinde anlattı. Sarı, “5 yaşında kızım var. Onunla birlikte depreme yakalandık. Oturduğum koltuğun sallandığını hissettim. Geçer diye bekledim. Geçmedi. Kızımı yanıma çağırdım. Deprem şiddetlenince kızımla çalışma masasının altına girdim. 97 yılında, 12-13 yaşlarındayken, Adana’daki depremi yaşadım. Evimiz yıkıldı. Ardından Osmaniye’ye taşındık. Osmaniye’de olan depremde de Osmaniye’deydim. Onu da yaşadım. 2 yıldır da İzmir’de yaşıyorum. Ben böyle bir deprem görmedim. Çok ürkütücüydü. Herkes, evlerin yıkılacağını sandı. Herkes, ölümü hissetti.  Çok korkutucuydu. Resmen kaçmaya bile cesaret edemedim” ifadelerini kullandı. Depremde enkaz altında kalanlarla empati kurduğunu ve çok üzüldüğünü söyleyen Sarı, “Aynı şeyi ben yaşasaydım diye düşünüyorum. Psikolojik olarak çok fenayım. 3 deprem yaşadım ama bu deprem inanılmazdı. Tarifi yok. Bu psikolojiyi nasıl atlatacağız bilmiyoruz” dedi.
DEPREM DÜNYAMIZI KARATTI
Hamiyet Sarı ile aynı çadırı paylaşan Birgül Duru ise çadır alanında yaşadıkları sorunları dile getirdi: “Biz üç kadının evine yıkım kararı verdiler. Eşyalarımız, her şeyimiz içinde. Onları alamadan yıkacaklar. Çünkü girilecek gibi değil. Deprem sonrası hemen alıp elektrik sistemi olmayan Barış Manço Parkı’na yerleştirdiler. Ama burada da ne yazık ki işler yolunda gitmiyor. Gün içerisinde o kadar üşüyoruz ki. Yattığımız yerde incecik matlar var. Depremden değil, soğuktan öleceğiz. Üst üste kıyafet giyiyoruz ama yetmiyor. Salgın da kol geziyor burada. Bir nezle ya da grip olsak biteriz. Gençte değiliz, güçlü bir bünyemiz yok… Tuvalet var ama çok uzakta, sifonu da bozuk zaten. Hijyen deseniz sıfır. Belediye temizlediğini söylüyor ama biz görmüyoruz nedense. Yemek servisi yapan, çay dağıtan ekip yok.  Akşam vakti her taraf kapkaranlık oluyor. Zaten deprem dünyamızı kararttı, bari burası biraz aydınlık olsun.”



GÖNÜLLÜ GENÇLERE İHTİYAÇ VAR
Kadınlardan bir diğeri Ayşegül Yerebatmaz da “Aşık Veysel Rekreasyon Alanı ve Rıfat Bey Apartmanı’nın hemen yakınına kurulan çadırlarda daha fazla imkan varmış. Yemekler sıcak servis ediliyormuş, daha aydınlık bir ortamı varmış. Tıpkı oralarda olduğu gibi bizim bulunduğumuz çadır alanlarında da en azından iki, üç araç çay servisi yapsa, dağıtım yapsa, insanlara moral olur. Aşık Veysel’de çok fazla gönüllü genç varmış. En azından o gönüllü gençlerin bir kısmını buraya yönlendirsinler ya da bir duyuru yapıp gönüllü gençlere ihtiyaçları olduğunu bildirsinler. Ne zaman, nereye yerleşeceğimiz belli değil. Eşya ve kira konusunda yardımcı olacaklarını söylüyorlar. Ama en azından biz başımızı bir yere koyana kadar burada beşeri ihtiyaçlarımızı karşılayabilsinler” şeklinde konuştu.

 

Haber Merkezi