Sayfa Yükleniyor...
AK Partiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana gönülden bağlı olan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile tespih teatisi haberleri ile gündeme gelen Fatima Yurduseven, Cumhurbaşkanımız başımızda olsun yeter dedi
AK Partiye gönül vermiş, vatansever 7 çocuklu Mardinli bir ailenin kızı olan Fatima Yurduseven, Adanada yaşayan bir genç kız. Çocuk yaşta ailesinin de etkisiyle siyasetle tanışmış. Babası Ahmet Yurduseven, Milli Görüş gömleğini yıllar önce üzerine giymiş bir isim. Ahmet Yurdusevenin 7 çocuğundan ortanca olanı Fatima Yurduseven, çocuk yaşta görev aldığı partinin yanı sıra 2010 yılında gittiği bir mitingde babası gibi çok sevdiği dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile tanışma imkanı bulmuş.
SICAĞA RAĞMEN BEKLEDİLER
O dönem Konyada okuyan Fatima Yurduseven, Adanada miting olacağı haberini alınca hemen soluğu kentte almış. Sabah erken saatlerde mitingin yapılacağı alana gelmiş Fatima Yurduseven. Ablası ile ağustos sıcağında miting alanına giren Fatima, burada sıcağa aldırış etmeden Recep Tayyip Erdoğanı beklemeye başlamış. Erdoğan, sahneye çıktığında abla kardeş, sıcağı, yorgunluğu unutmuş ve büyük bir sevgi ile çığlık çığlığa bağırmışlar. Kan ter içerisinde kalan kardeşleri fark etmiş dönemin Başbakanı Erdoğan, daha sonra ise yanına çağırıp sohbet etmiş.
TESPİH HEDİYE ETTİ
Başka bir mitingde ise, Cumhurbaşkanı Erdoğana tespih hediye etmiş Fatima, babası gibi sevdiği hayranlık duyduğu lider Recep Tayyip Erdoğanda kendi cebinden tespihini çıkartarak Fatimaya göndermiş. Bu durum haberlere de yansımış. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın bütün mitinglerine katılmaya başlamış Fatima. Her defasında da Erdoğanın dikkatini çekmeyi başarmış ve sohbet etme imkanı bulmuş. Evinin her köşesinde babam dediği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın fotoğraflarını yerleştiren Fatima Yurduseven ile yaptığımız söyleşiyi şimdi sizlerle paylaşıyoruz.
Sizi tanıyabilir miyiz?
İsmim Fatima Yurduseven. 7 kardeşten ortanca olanıyım. Mardinliyiz. Babam Milli Selamet Partisi döneminden beridir bu işe gönül vermiş bir kişi. Biz bu davaya bir ümmetin davası olarak baktığımız için babamızda bize bunu çok güzel aşıladı. Cumhurbaşkanımız daha İstanbul Belediye Başkanı iken, babamda ona bir sempati oluşmuştu. Recep Tayyip Erdoğan çok büyük biri olacak, onun yolu çok açık diyordu. Daha sonra okuduğu şiirden dolayı hapishaneye girdiğinde, babam ona mektupları ile sürekli destek oldu. O dönemlerde sağolsun oda babama teşekkür mektupları göndermişti karşılık mektupları olarak. Daha sonra her bayram kart gönderirdi. Babamızdan bize aşılanan bir Recep Tayyip Erdoğan sevgisi var Milli Görüşten bu yana.
Siyasetle siz ne zaman tanıştınız?
2001 yılında İstanbula taşındık. Ardından Refah ve Fazilet Partileri dönemiyle gelen ve 2001 yılında da AK Partinin kurulması ile birlikte İstanbulda yaşadığımız dönemlerde orada AK Partiye geçtik. Baştan aşağı büyük küçük demeden partide hangi kademede görev verildiyse orada yer aldık. Çok küçüktüm ama yine de seçim bürolarına gidiyordum. Ablam yaşı büyük olduğu için bizden aktif çalışıyordu İstanbulda o dönemde. Daha sonra Adanaya taşındık. Adanaya taşındığımızda en büyük ablam AK Parti Seyhan İlçe Başkanlığında ana kademede görev aldı. Diğer ablam Seyhan Kadın Kolları İlçe Başkanlığında görev yaptı. Kadın Kolları Seyhan İlçe Başkanlığı yaptı. Yaşım dolunca gençlik kollarında aktif görev almaya başladım. Görev verilsin verilmesin ilk çağrıda biz koşuyoruz. Biz buna bir dava olarak bakıyoruz. Allah razı olsun Babam Ahmet Yurduseven sayesinde bu noktaya geldik. Bizim asla bir talebimiz, bir beklentimiz olmadı asla. Biz davaya gönül verdik. Sayın Cumhurbaşkanımız başımızda olsun başka bir şey istemiyoruz.
İlk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ne zaman bir birinizi gördünüz?
2010 yılında referandum mitingleri yapılıyordu. Sayın Cumhurbaşkanımızı çok görmek istiyorduk, ablam ile birlikte ama göremiyorduk. Mitinglere sürekli gidiyorduk. 2010 yılında Adanaya geldik. O dönemler üniversitede okurken, Cumhurbaşkanımız miting yapacağını duydum ve üniversite okuduğum Konyadan, Adanaya geldim. Sadece onu görebilmek için geldim. Temmuz ayıydı ve hava çok sıcaktı. Saatler öncesinde alana geldik. Alan henüz boştu. İçeri girmek için polislere rica ettik. Uzun uğraşlarımız sonucu ilk miting alanına biz alındık. Saatlerce alanda bekledik. Ablam başörtülüydü ben başı açıktım. O dönem biliyorsunuz başörtüsüyle ilgili çok büyük problemler yaşıyorduk. En öndeydik. Basının dikkatini çekmiş ve bizi fotoğraflamışlardı ve AK Partili kız kardeşler diye haber yapılmıştı. Cumhurbaşkanımız sahneye çıktığında büyülü bir an oluyor. Biz o an çok büyük bir heyecanla çığlık atmışız ki onu gördüğümüz için, zaten o andan itibaren Sayın Cumhurbaşkanımızın dikkatini çekmeyi başarmışız. Miting bitiminde tam arkamı dönüp gideceğim sırada bana seslendiler. Beyefendi sizi çağırıyor dediler. Ablam beni dışarıda bekledi. Ama o kadar bağırmışım ki, Adananın sıcağında rengim değişmişti. Ben Sayın Cumhurbaşkanımızın yanına gittim. Ailesiyle oturduğu bir alan vardı. Sümeyye Hanım vardı, Bilal Erdoğan vardı. Yanlarına gittim ve benimle sohbet ettiler.
Neler konuştunuz, sakıncası yoksa öğrenebilir miyiz?
Nasılsın, nerelisin diye sordular. Ben Mardinliyim, Arapım deyince kendileri de, benimde eşim Arap dedi. Hemşeri sayılırız dedi. Kaç kardeşsiniz diye sordu. O zamanlar Sayın Cumhurbaşkanımızın 3 çocuk esprisi vardı. Evlen de hadi düğününe gelelim dedi. Karşılıklı baba kız nasıl sohbet ediyorsa öyle sohbet ettik. Bir talebiniz var mı diye sordular. Hayır bu anı gördüm hayatım boyunca bu bana yeter dedim.
Mitinglerde o kadar kalabalığa rağmen en öne nasıl geçmeyi başarabiliyordunuz?
Adana ve çevre ilçelerde bulunan bütün mitinglerine katıldım. Hep en öne geçebilmek için saatler öncesinden alana gittim. Mitingler biliyorsunuz sıcaklarda oluyordu. Ayılanlar, bayılanlar, dayanamayanlar çok oluyordu. Ama biz Sayın Cumhurbaşkanımızı gördüğümüz an tüm yorgunluğumuzu her şeyi unutuyoruz. O anki büyülü anın tadını çıkartıyoruz. İkinci gelişinde yine alanda tam karşısında beni görünce, yine mi buradasın dedi. O zamanlar Aladağ mitingi yapılmıştı ve yağmur yağıyordu. Biraz konuştu ve aşırı yağmur hızlanmaya başladı. Çok hüzünlendim. Çünkü o zaman göremedim kendisini. Tam yapılan alanı gezerken beni gördü o kadar insanın içerisinde. Tekrardan beni yanına çağırdı. Sohbet ettik. Artık sürekli Cumhurbaşkanımızı gördüğümde espri olsun diye ona tespih veriyordum. Yine bir mitinginde onu görünce tespihi kaldırdım, gördü. Tespihi ona götürdüler. Oda kendi cebinden kendi çektiği tespihini çıkarttı, bana gönderdi tespihini, o zaman gazeteciler çekmişti ve gazetelere çıkmıştık.
Her miting olduğunda Cumhurbaşkanını görebiliyor musunuz?
Hayır göremediğimde oldu. Geçen yıl Adanaya geldiğinde kendisini göremedim diye çok üzüldüm. Başbakanlığa, Cumhurbaşkanlığına mail attım. Sayın Cumhurbaşkanımı görmek istiyorum. Bir çay içmek istiyorum diye. Her seferinde dönüş yaptılar ve yoğun bir tempoda çalıştığını söylediler. Bunu bildiğimiz için kırgınlığım yok. Kendisini babam gibi çok seviyorum. Geçen sene Adanaya geldiğinde yine ilk önce gittim ve en önde yer aldım. Ancak Cumhurbaşkanımız geldiğinde direk sahneye çıkınca en önde karşılıklı duramadık. Çok üzülmüştüm bu defa Allahım göremedim dedim. Aslında görüyorum ama karşılıklı durma farklı oluyor. Ters yoldan gittik, bir baktık Sayın Cumhurbaşkanımızın otobüsü önümüze çıktı. Cumhurbaşkanının otobüsünün önüne biliyorsunuz atlayamazsınız korumalardan, o an sanki görünmez oluyorum. Elimi kaldırdım. Sayın Cumhurbaşkanımız gördü ve beni otobüse çağırdı. Kız kardeşim ve kuzenim ile birlikte otobüse bindik. Yine sohbet ettik. Bize satranç takımı hediye etti.
Son Adana mitingine gittiniz mi?
Evet bu sene yine 1 Nisanda, sabah erkenden miting alanına gittik. Tribünde otururken, çok köşede kaldım. Cumhurbaşkanımız beni göremeyecek, ben onu göremeyeceğim diye düşünürken, bir baktım Cumhurbaşkanımız benim bulunduğu tarafa doğru yöneldi. Büyülü bir andı. İnsanların birbirlerini ezdiği noktada Sayın Cumhurbaşkanımızın dikkatini çekebiliyorum demek ki. Tekrardan tespihi kaldırınca bir görevli elini uzattı ve aldı tespihi. Bir süre sonra görevli bana seslendi. Çok heyecanlandım. Arka tarafa geçerek, Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmasının bitmesini beklemem söyledi. Eski resimlere baktı, Fatima bu damı sensin, kaç yıl geçti, bir ömür bitiyor şeklinde sohbet ettik. Sayın Cumhurbaşkanım bir çay içelim dedim. Biz Sayın Cumhurbaşkanımızı babamız gibi çok seviyoruz. Böyle bir şey olsa bizim için dünyalara bedel. Bizim böyle küçük küçük kendisini görme gibi taleplerimiz oldu. Onun dışında asla maddi bir talebimiz olamaz. Adana mitinginden sonra Hatayda ki mitinge beni de götürdü. Orada konuşma yaparken bende yanında durdum. Müthiş büyülü bir andı.
BABAMIZ ÇOK ÜZÜLÜYORDU
Babamız, Recep Tayyip Erdoğanın geçmiş zamanda çıkarttığı şiir kasetini almıştı. Bize ezberletiyordu bu şiirleri. Babam kendisine çok üzülüyordu. Demiştim ya babam kendisine mektup gönderiyordu. Babam zaten gençliğinden beri siyasetin içerisinde.
Evinizin bulunduğu mahalle terör örgütü yandaşlarının bulunduğu mahallenin yanın başında. Mahalleniz de CHPlilerin bulunduğu mahalle içerisinde. Siz Türk Bayrağı ile AK Parti Bayrağını hiç tereddütsüz binanıza astığınızı söylemiştiniz. Her hangi bir sorunla karşılaştınız mı?
Bulunduğumuz mahalleyi biliyorsunuz zaten. Geçmiş zamanlarda olayların yaşandığı yerlerden bir tanesi. Mahallemizde biz kimseye aldırış etmeden Türk bayrağımızı ve AK Parti bayrağını asıyoruz. Çok şükür hükümetimiz sayesinde artık memleketimiz güvende. Darbe girişimi öncesi ablalar, ağabeyler dedikleri FETÖcü kişiler mahallelerde evleri dolaşıyormuş. Kapımızın üzerine o dönem de, buradan size ekmek çıkmaz, ablalar ağabeyler şeklinde yazı yazıp AK Parti amblemini kapımıza yapıştırmıştık. Bütün evleri dolaşırlarken bizim evimize gelmeye cesaret edemediler. Bir insanın bir duruşu olduğu müddetçe, karşı taraf sizin önünüzde set kuramıyor. Broşür bile atamadılar kapımızın altından. Babam darbe girişimi olduğu saatlerde Diyarbakıra tespih götürüyordu. Ceyhana vardığında durumdan haberdar oluyor ve otobüsten iniyor. Kardeşimi arıyor gelin beni alın darbe varmış diye. Kardeşim onu alıyor, direk meydana gidiyorlar. Ne yapmamız gerekirse yapalım diyorlar.
BİR TALEBİMİZ YOK
Bize bazen soruyorlar bir talebiniz yok mu diye. Zaten bize ömrünü vakfetti, daha ne yapabilir ki. Gecesi gündüzü yok. Ben 3 saatlik programa katıldım. Ayaklarım tutmadı. Kendisi benim yaşımın 3 katı benden büyük. Yoğun bir tempoda çalışıyor. Mümkün olsa ömrümüzü, sağlığımızı sıhhatimizi ona veririz. Tek tek sorunlarla ilgileniliyor. İnsanlar için çalışıyor. Bunları görmemek için kör olmak gerekli. İnsanlar rahat bir hayat sürüyorlar. Onun ki kendisi artık koltuk davası değil. Öyle olsa en yüksek koltuğa mevkiye geldi. Sadece Türkiye değil, birçok ülke vatandaşı tarafından dualar ediliyor onun için. Biz onu gerçekten babamız gibi seviyoruz. Evimizin her tarafı Cumhurbaşkanımızın fotoğrafları ile dolu. Babamızın bu kadar fotoğrafı yok evimizde. HABER MERKEZİ
Haber Merkezi