“Başka hangi meslekte mesai bitince ‘Geçmiş olsun’ denir?”

Soma faciasında şans eseri hayatta kalan Çetinyılmaz, ‘Soma’yı ve Türkiye’de madenci olmayı anlattı: “Bizi tarımdan uzaklaştırıp madene mecbur bıraktılar. Başka hangi meslekte mesai bitince ‘Geçmiş olsun’ denir ki?”


  • Oluşturulma Tarihi : 04.12.2021 08:23
  • Güncelleme Tarihi : 04.12.2021 08:23
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Başka hangi meslekte mesai  bitince ‘Geçmiş olsun’ denir?”

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

“Bizi tarımdan uzaklaştırıp madene mecbur bıraktılar. Başka bir iş imkanı yoktu. Madene hep bir ölüm korkusuyla iniyorduk. Başka hangi meslekte iş arkadaşları mesai bitiminde birbirlerine ‘Geçmiş olsun’ der? Madencilik Türkiye’de en son yapılacak iş... Deyim yerindeyse kelle koltuktasın...”

Kınık’ta yaşayan Ercan Çetinyılmaz, bu sözlerle anlatıyor ekmek parası için yerin kilometrelerce altına inişini. Tekel’in özelleşmesiyle tarlada ürettiği tütünün karşılığını alamayınca Soma’daki madenlerde işçi olarak çalışmaya başlayanlardan sadece biri olan Çetinyılmaz, 10 yıl boyunca her gün madene giderken evdekilerle helalleşip bir daha geri dönmeyecekmiş gibi çıktı. Türkiye’nin en kanlı iş cinayetinin yaşandığı Soma’daki Eynez maden ocağında 7 sene tahkimat ustalığı yaptı. 301 işçinin ölümüne sebep olan patlamanın yaşandığı 13 Mayıs 2014 tarihinde raporlu olduğu için tesadüfen hayatta kaldı. O kara günden sonra ise bir daha madene inmedi. Hayatını kaybeden madenci ailelerinin haklı isyanına omuz olduğu için fişlendi, maden dışında başka yerlerde çalışmak istese de iş bulamadı. Yakın zamanda emekli olan fakat iki kızını okutabilmek için hala tarlada çalışmaya devam eden 50 yaşındaki Çetinyılmaz, Madenciler Günü’nde Soma’yı ve Türkiye’de madenci olmayı anlattı.

TÜTÜNDEN MADENE...

Çiftçi bir ailenin 6 çocuğundan biri olan Ercan Çetinyılmaz, ortaokulu bitirdikten sonra babası okumasına izin vermedi. Tarlada çalışmaya başlayan Çetinyılmaz’in o dönem tütünden kazandıkları geçinmeye yetiyordu. Ancak Tekel’in özelleştirilmesinin ardından tütün fiyatları düşünce geçimini sağlayamaz hale geldi. Evli ve iki çocuk babası olan Çetinyılmaz, “Bizi tarımdan uzaklaştırıp madene mecbur bıraktılar” sözleriyle anlatıyor ocağa inişini ve ekliyor: “2004 yılında Soma Kömürleri A.Ş.’ye bağlı Geventepe’de işe başladım. Çünkü başka bir iş imkanı yoktu! Rezervler tükenince patlamanın olduğu Eynez’e geçtim. Toplamda 10 yıl boyunca madenlerde tahkimat ustası olarak çalıştım. Büyük bir kaza yaşamadım ama kompresör gibi titreşimli bir alet kullanıyordum sürekli. Kolumda sinir sıkışması meydana geldi. Bu sebeple ameliyat oldum.”

HEP ÖLÜM KORKUSUYLA İNİYORDUK

Madene giderken evdekilerle helalleşip bir daha geri dönmeyecekmiş gibi çıkan Çetinyılmaz, 301 işçiye mezar olan Soma’daki Eynez Kömür Madeni’nde 7 sene çalıştı. Patlamadan aylar önce ocaktaki ısının artmaya başladığını söyleyen Çetinyılmaz, “Madene hep bir ölüm korkusuyla iniyorduk. Başka hangi meslekte iş arkadaşları mesai bitiminde birbirlerine ‘Geçmiş olsun’ der? Ama madencilikte böyle bir şey var. Madenden sağ salim çıkabildiğimize, güneşi görebildiğimize sevinirdik yukarı çıkınca. Madenlerde üç vardiya olur, amirler üretim konusunda birbirleriyle yarışır. İş güvenliği yerine herkes üretime odaklanır. Patlamadan önce çok yalvardık, ‘Ocağa inmeyelim’ diye. Çünkü facia ben geliyorum diyordu. Ocakta sıcaklıktan durulmuyordu, yanıyordu her taraf. Vücudumuzda kızamık döker gibi kabarcıklar oluşuyordu. 5-6 ay öncesinden alarm vermeye başlamıştı ocak. Bunları sendika temsilcilerine ve mühendislere söylüyorduk ama ‘Siz işinize bakın... Biz ilgileniyoruz!’ diyorlardı” ifadelerini kullandı.

PATLAMANIN OLDUĞU GÜN RAPORLUYDU

Patlamanın olduğu gün sağlık sorunları sebebiyle raporlu olduğu için tesadüfen hayatta kalan Çetinyılmaz, evde dinlendiği sırada eşinden gelen bir telefonla madende patlama olduğunu öğrendi. Aynı gün 301 arkadaşını kaybetmenin acısını uzun süre üzerinden atamayan Çetinyılmaz, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Hemen madendeki arkadaşları aradım ama hiçbirine ulaşamadım. Ocağa gittiğimde gördüğüm manzara karşısında tüm arkadaşlarımın öldüğünü düşünmüştüm. İnsanlar dışarıda bile nefes almakta güçlük çekiyordu. Tam 7 yıl geçti ama hala unutamıyorum. Uzun süre kendime gelemedim, kurtulduğuma sevinemedim. Kolay değildi 301 arkadaşımı kaybetmek. Bir değil iki değil; tam 301! Acısıyla tatlısıyla yıllardır beraberdik. İşimizi, aşımızı yeri geldi suyumuzu paylaştık. ‘Bu işin fıtratında var’ dediler, psikologlara ihtiyaç varken imamları devreye soktular. Parayla insanları susturmak istediler. Bana da savcılık ifademi geri çekmem için işveren 80 bin lira teklif etmişti. Ben kabul etmedim ama edenler oldu elbette.”

KELLE HEP KOLTUKTA!

10 yıl boyunca yerin yüzlerce metre altında çalışarak hayatını idame ettiren Çetinyılmaz, Soma faciasının ardından bir daha madene inmedi. Hayatını kaybeden madenci ailelerinin haklı isyanına omuz oldu. Fişlendi, maden dışında başka yerlerde çalışmak istese de iş bulamadı. Yakın zamanda emekli oldu fakat iki kızını okutabilmek için tarlada çalışmaya devam ediyor. Türkiye’de madenci olmanın zorluklarına ve özelleştirme uygulamalarının sonuçlarına değinen Çetinyılmaz, “Müfettişler gelmeden 20 gün önce işyerine haber gelirdi. Zaten çoğu yerin altına inmez, yukarıda imzaları atar giderlerdi. Ocakta en kıymetli şey kömürdü, işçinin hiçbir önemi yoktu. 1 tane Ercan ölür, 5 tanesi gelir... Onlar için sorun değildi! Yırtık çizmelerle çalışıyorduk, ayaklarımıza su doluyordu. Maskelerimiz hiç kontrol edilmezdi, görüntü olarak vardı sadece! Öncelik sadece üretimdi. 300 kişinin inmesi gereken madene 700 kişi iniyorduk. Birçok arkadaşımızın akciğerinde sorunlar vardı. Sonuçta gaz, toz soluyorsun. Nitelikli maskeleri taktırmıyorlardı. Madencilik Türkiye’de en son yapılacak iş... Deyim yerindeyse kelle koltuktasın” dedi.

Haber Merkezi