Başkanlık sistemi ne getirecek?

AK Parti Hükümeti’nin başkanlık sistemi isteği ile alakalı insanların kafasındaki soruları gazetemiz köşe yazarı ve Selçuk Üniversitesi  Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Nezir Akyeşilmen cevapladı


  • Oluşturulma Tarihi : 30.03.2016 07:49
  • Güncelleme Tarihi : 30.03.2016 07:49
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Başkanlık sistemi ne getirecek?

ONURHAN ALPAGUT

AK Parti iktidarının başkanlık sisteminin ülkeyi daha ileriye götüreceğine dair iddiası, başkanlık sistemine karşı çıkan muhalefet, insanların kafasındaki sorular, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Türk Tipi Başkanlık modeli' söylemi ve Sağlık Bakanı Müezzinoğlu'nun Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı değerlendirmede Türkiye'nin 2023 hedefine ulaşabilmesi için başkanlık sisteminin gerekliliğini vurgulaması üzerine tüm bilinmeyenleri gazetemiz köşe yazarı Doç.Dr. Nezir Akyeşilmen ile konuştuk.

"KESTİRİLMESİ ZOR"

Kamuoyunda şu sıralar en çok tartışılan konulardan biri olan başkanlık sistemi, peki bu başkanlık sistemi nasıl ve şekilde olmalı? İşte bu sorunun cevabını veren köşe yazarımız ve Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim üyesi Doç.Dr. Nezir Akyeşilmen, "Pek çok konuda olduğu gibi, başkanlık sisteminin de bilimsel bir çerçevede, sistemin, şekli, içeriği, yetkileri, avantaj ve dezavantajları, insan hakları,  toplumsal barış ve demokratikleşemeye etkilerini tartışmak yerine toplumsal kamplaşmanın etkisiyle ya toptan destekleme ya da karşı olma şeklinde cereyan etmektedir. Oysa doğru olan yöntem başkanlık sistemi, başkanın anayasal yetkileri, yasama gücü, başkanlık süresi, seçim sistemi ve siyasal yapılanması dahil bütün boyutlarıyla bilimsel kriterler ve toplumsal yarar çerçevesinde irdelenmesidir. 'Türk tipi başkanlık modeli' ile Türkiye kamuoyunda aslında iki farklı model anlatılmaktadır. Muhalefet daha ziyade bunun alaturka bir rejim olacağı ve demokratikleşme yerine otoriterleşmeye hizmet eden bir sistemi ima etmektedir. İktidar partisi ise, dünyada genellikle federal, konfederal veya bölgesel yönetimlerle özdeşleşen başkanlık sisteminin kamuoyunda oluşturduğu algıyı yönetmek amacıyla, ‘Türk tipi başkanlık modeli’ ile daha ziyade üniter yapıyla birlikte ve onu koruyan Türkiye'ye özel bir modelden bahsetmektedir. Türkiye kamuoyunda ademi merkeziyetçilik konusundaki olumsuz algıyı bertaraf etmeye yönelik bu girişimin kamuoyunda daha sıcak karşılandığını söylemek yanlış olmaz. Fakat AK Parti'nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na daha önce sunduğu başkanlık modeli teklifinde sistemin üniter ya da ademi merkeziyetçi karakteri ile ilgili doyurucu bir bilginin olmadığını hatırlamakta fayda var. O teklifte sunulan şey bir tür süper başkan modeliydi. Fakat bugün elimizde yeni herhangi bir teklif olmadığından hedeflenen başkanlığın nasıl olduğunu kestirmek zor" diye konuştu.

"EN BÜYÜK AVANTAJI İSTİKRAR"

AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu’nun ABD-Fransa'daki yönetim biçimlerini ele alarak bunların ortasında bir başkanlık sisteminin ülkeye adapte edilebileceğini belirtmesi ile nasıl bir sistemden bahsedildiğinin şu an için kestirmenin zor olduğunu belirten Akyeşilmen, "ABD modeli tam başkanlık ve federal bir yapı iken, Fransa kısmen üniter ve yarı başkanlık modeline dayalıdır. İkisinin ortasından ne kastedildiğini kestirmek zor. Fakat tahmin yürütülebilir. Bu çerçevede önerilen model Fransa'nın yarı başkanlık sisteminden güçlü, fakat ABD'nin tam başkanlık yapısından daha zayıf bir yapı olabilir. Güç dağılımı konusunda Fransa Avrupa yerel Yönetimler özerklik şartını uygulayan dolayısıyla katı bir üniter yapıdan kısmen uzaklaşmış bir model iken, ABD federal/konfederal bir yapı arz etmektedir. İkisinin ortasının nereye denk geldiğini kestirmek zordur. Fakat tek model üniter bir yapının da olmadığını bilmekte fayda var. Bölgesel otonomilerden oluşan yapılarda da bazen üniter model diyenler vardır. Dolayısıyla önerilen modellerin detaylarını görmeden, kullanılan kavramların ne anlam ve kapsamda kullanıldığını tam olarak kestirmek zordur. Fakat Başkanlık modelinin parlamenter sisteme oranla en büyük avantajı yönetimde sağladığı istikrardır. Başkan'ın tabi olduğu parti Mecliste çoğunluk olmazsa bile yönetmeye devam eder. Sadece yasama süreçlerinde bir takım zorluklarla karşılaşma ihtimali vardır. Demokratikleşme, insan hakları ve güçler ayrılığı gibi sistemin katılımcı ve çoğulcu özelliği sistemden ziyade ülkedeki genel demokratikleşme düzeyi ile ilgilidir" dedi.       

"MİLLETVEKİLLERİNİN TAKINACAĞI TAVIR ÖNEMLİ"

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun başkanlık sistemi için ekim-kasım aylarını işaret etmesinin kendi fikri olabileceği gibi parti içerisinde bir planlamanın dışa vurumu olabileceğini söyleyen Akyeşilmen, “Referandum için yapılacak anayasal değişikliğin 330 oy alması gerekir ki AK Parti'nin oyları bu durum için tek başına yetmez. Bunun için en azından muhalefetten bir partinin ya da münferit olarak yetecek sayıda yani en az 14 milletvekilinin destek vermesi gerekir. Bu senaryoya göre, AK Parti'nin hiç fire vermemesi gerekir. Tabi TBMM'deki partiler kendi aralarında bir model üzerinde anlaşırlarsa ve 367 ve üzeri bir destek bulunursa referanduma da gerek kalmayabilir. Bu tamamen o güne gelindiğinde siyasi partilerin ve milletvekillerinin takınacağı tavır önemlidir" dedi.

"TOPLUMUN TAVRINI KESTİRMEK ZOR"

Türk toplumunun başkanlık konusundaki tavrını kestirmenin zor olduğunu ifade eden Akyeşilmen, “Genelde toplumun başkanlık algısı olumsuz olarak bilinir, fakat son yıllarda bu olumsuz algının zayıfladığı da bir gerçektir. Zira AK Parti ve Cumhurbaşkanı'nın bu konudaki çalışmaları kısmen kabul görmüş görünmektedir. Fakat tam olarak bir oran vermek zordur. Zira yapılan kamuoyu araştırmalarının çoğunlukla taraflı olduğu, bazılarında destek çok yüksek çıkarken, bazılarında çok düşük çıkabilmektedir. Bu kadar farklı sonuçların rasyonel olduğunu söylemek inandırıcı olmaz. Bu nedenle, konunun ortada olduğunu söylemek daha gerçekçi bir bakış açısı olacaktır. Olası referandum sürecinde lehte ve aleyhte olan partilerin performansları ve ülkenin genel siyasi atmosferi sonuç üzerinde belirleyici olacaktır" diye konuştu.

"KÜÇÜK PARTİLERİ ZAMANLA SİLEBİLİR"

AK Parti iktidarının başkanlık sistemi ile seçilecek başkanın yetkilerinin parlementonun altında olacağını söylemesi ve sistemi faydalarını her fırsatta topluma aktarmasının yanı sıra sistemin şu an için muğlakta olduğunu kaydeden Akyeşilmen, "Başkanlık sitemi hep ABD Başkanı ile kıyaslanarak tanımlanıyor fakat dünyada tek model de ABD modeli değildir. ABD modeli belki başarılı bir modeldir fakat bizdeki onların 1/3 oranında güçlü olacak demek de anlamsız bir cümledir. Hangi yetkileri az hangilerinin çok olacağı konusu muğlaktır ve böyle bir oranla açıklamanın sağlıklı bir bakış açısı olduğunu söylemek zordur. Net olmayan ifadeler üzerinden konuşmak sakıncalıdır. Herkes istediği şekilde yorumlayabilir.AK Parti başkanlıkta ısrar ediyor, zira başkanlık modeli hem parti olarak hem de hükümetin istikrarı açısından yararlar getirmektedir. Bu model her zaman güçlü partilerin lehine olan bir sistem getirir, küçük partileri zamanla silebilir. Böyle bir modele geçiş sağlanırsa AK parti uzun vadeli iktidarını pekiştirmiş olacaktır. İkinci yararı ise, yukarıda vurgulandığı gibi, yönetimde istikrar olacağından hükümet açısından olumlu bir gelişme olmuş olacaktır. Diğer en önemli husus ise, AKParti'nin kurucu Genel Başkanı olarak Recep Tayyip Erdoğan partili bir başkanlık modelinden yanadır. Çünkü böyle bir model başkanın siyasi gücünü attıracaktır. Bu talebi de parti ve hükümet tarafından desteklenmektedir" diye konuştu.

Haber Merkezi