- Gündem
- 30.04.2025 12:24
Perşembe Sohbetleri’nde konuşan Konak Belediye Başkanı Batur, mahkeme tarafından iptal edilen Gültepe planlarına ilişkin konuştu. Şehir Plancıları Odası’na ‘masa’ çağrısı yapan Batur, “Samimiyetsizliğe kızıyorum!” dedi
İLKSES Gazetesi’nin kent siyasetinin önemli aktörlerini ağırladığı ‘Perşembe Sohbetleri’nin bu haftaki konuğu Konak Belediye Başkanı Abdül Batur oldu. Batur, proje ve hizmetler hakkında önemli açıklamalarda bulunurken, gündeme damga vuran konulara yönelik soruları da yanıtladı. Batur, belediyenin mali yapısı, planları ve yüksekliğiyle gündemden düşmeyen tartışmalı ‘Zorlu’ projesi, Kültürpark’ın planlama süreci, yargı freni ile karşılaşan Gültepe planları, bölgede tehlike yaratan tarihi yapılara ilişkin yol haritası, CHP Konak’ta istifayla sonlanan ses kaydı krizi, ekonomik kriz, mülteciler ve seçim sürecine ilişkin net mesajlar verdi.
GEREKİRSE KREDİ KULLANACAĞIZ
Belediyenin mali yapısına ilişkin bilgi veren Batur, “Ekonomik kriz bütün belediyeleri etkileyecek. Çünkü biz bütçelerimizi Kasım ayında yaparız, yılbaşında uygulamaya başlarız çalışmaları. Her türlü şeyimizi o anki enflasyon oranı yani yüzde 19 üzerinden hesapladık. Ama bugün enflasyon oranı yüzde 38... Dövizin anormal bir şekilde artması, sonra düşüş trendine girmesi ancak yapılan zamların hiçbir şekilde geriye dönmemesi en büyük sıkıntımız belediye olarak. Bizim onayladığımız bütçe 625 milyon TL. Neredeyse yüzde 30’u kur farkı ve gelen zamlardan dolayı gitti şu anda. Tasarruf genelgemizi 3 Ocak’tan itibaren uygulamaya başladık. Fazla mesai, araçlar ve vardiyalardan tasarruf ve en önemlisi de yapılacak harcamaları denetim altına alan bir sistem kurduk. Yaptığımız çalışmalar ve ihaleler devam ediyor. Onunla ilgili hiçbir sıkıntımız yok. Yatırımları durdurmuyoruz ama tasarrufla bu işleri çözeceğiz. Çünkü belediye gelirlerinde artan tek bir madde yok. 23 yıldır belediye başkanıyım, belediye gelirleri diye bir yasa vardır hep gündemde. Yasa çıkar, belediyelerin görev ve sorumlulukları artar ama onu destekleyici bir şey olmaz. Mesela telefonlardan vergi alıyoruz biz, 1930’lu yıllardan beri. Şimdi ev telefonu kullanan var mı? Konak Belediyesi’ne 1300 TL ev telefonlarından toplanan vergi geliyor. Bu kadar komik bir durum olur mu? Artık herkesin elinde bir cep telefonu var. Bu baz istasyonları nerede? Cep telefonlarından muhakkak kar almamız lazım. Belediyeler için bu yıl çok zor geçecek. Bütçelerimizi çok iyi kullanmamız lazım. Gerekirse kredi de kullanacağız. Başka şansımız yok” dedi.
MART AYINDA İHALEYE ÇIKIYORUZ
Yeni belediye hizmet binası için Mart ayı sonunda ihaleye çıkmaya hazırlandıklarını söyleyen Batur, “Mesela bu dönem başlamayı planladığımız belediye hizmet binamız var. Mart sonunda ihalesini yapmaya kararlıyız. Yatırımlarımıza yaptığımız tasarruflarla devam edeceğiz. Bu yıl belki biraz sıkıntılı olabilir. Bu yıl yatırım değil yardım yılı olabilir. Seçim vaatlerimizin yüzde 70’ini tamamladık. Hedefimiz yüzde 90’ını bitirmek. Hizmet binası da depremin bize hediyesi... Hiç kafamızda yoktu. Aslında Tepecik Pazaryeri’nin orada yapılacaktı ama gelir gelmez bir anket yaptırdık. Vatandaşların yer noktasındaki memnuniyetsizliği ortaya çıktı. Aynı yerde yapılmasına karar vermiştik ama deprem işi hızlandırdı. Çevresini de kamulaştırdık, hizmet binamız 1200 metrekarelik bir alana yayılacak. Hizmet binamızda tüm birimlerimizi toplayabilecek bir mimari proje hazırladık. Projeler bitmek üzere. Tahmin ediyorum Mart sonunda ihaleye çıkmış oluruz” ifadelerini kullandı.
ORTADA KAZANILMIŞ BİR HAK VAR
Planları ve yüksekliğiyle gündemden düşmeyen tartışmalı Zorlu projesine ilişkin konuşan Batur, “Zorlu süreci zorlu geçen bir süreç... 2008 yılında başladı bu süreç. O zamandan beri devam ediyor. Plan tadilatı yapılmış, mahkemeler ve odaların karşı duruşu ile uzun soluklu bir süreç bu. 2019 yılında odaların itirazı reddedilmiş, mahkemeyi grup kazanmış. Seçimlerden 1 ay önce Konak Belediyesi tarafından inşaat ruhsatı verilmiş 151 metreye göre. Biz geldiğimizde bu yüksekliğin çok fazla olduğunu kamuoyu ile paylaştım. Ama hiçbir zaman ruhsatını iptal edelim veya kazanılmış hakkı ortadan kaldıralım şeklinde bir anlayışla yaklaşmadım. Ama kentin o bölgesine yüksek binalar yapılmasına ben karşıyım. Ama bu masa başında ‘Ben karşıyım’ demekle olmuyor. Mahkeme kararı var, ruhsat var. Ortada kazanışmış bir hak var. O yüzden biz grubu çağırdık, ‘Bizim bu bölgede en yüksek binamız 131 metre ile Hilton. Buraya indirin ruhsatınız devam etsin yoksa biz de gereğini yapacağız’ dedik. Uzlaşı sağlandı ve 131 metreye düşürüldü. Daha sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir yönetmelik değiştirdi. Hmax serbest olayını kaldırdı Türkiye’de. Bunun yerine o bina maksimum kaç metre olabilir onu yazacaksınız dedi. Biz de tüm parsellerimizin Hmax’larını yazdık ve Büyükşehir’e gönderdik. İmar Komisyonu’nda 131 metrelik Zorlu’ya ait binanın yüksekliği 84 metreye indirildi. Bununla ilgili Büyükşehir Belediyesi’ne ve bize, odalar ve kişiler tarafından itirazlar yapıldı. Bu itirazların bazıları tamamen ruhsatın iptal edilmesiyle ilgiliydi. Olmayacak şeyler... Onları reddettik zaten. Zorlu Grubu’nun 84 metreye indirilmesiyle ilgili bir itirazı var. Hukuk ve İmar Komisyonu’muz bunu bu ay içinde değerlendirecek. Neticeyi kamuoyuyla paylaşacağız. Komisyonu etkilememek için herhangi bir şey söylemek istemiyorum” şeklinde konuştu.
YENİDEN MASAYA OTURULURSA ÇÖZÜLÜR
Kentin yıllardır en çok konuşulan gündem maddelerinden biri olan Kültürpark için açıklamalarda bulunan Batur, “Karar verici değilsiniz ama ev sahibisiniz... Siz nasıl bir Kültürpark hayal ediyorsunuz?”sorusuna, “Kültürpark ile ilgili son süreci yakından takip ediyoruz. Bir koruma planı hazırlanmıştı Aziz Başkan döneminde. Daha sonra bu odalar ve diğer kurumlar tarafından çok beğenilmedi. Tunç Başkan döneminde yeniden revize edildi. Revize edilirken odalarla masaya oturularak yapıldı. Biz yoktuk o masada ama... Anlaşılmayacak çok fazla nokta yok. Zaten yüzde 40 oranında oradaki inşaat alanı azaltılıyor koruma planında. Tek anlaşılmayan yer holler. Hollerle ilgili bir tam uzlaşı yok. Büyükşehir oraları hizmet binası olarak kullanıyor. Odalar o bölgelerin tamamının yıkılmasını istiyorlar. Bunun yanında yine Celal Atik Spor Salonu’nun yapılmaması noktasında talepleri var. İnşaatın biraz daha azalması noktasında bir talepleri var. Aslında bir iki sefer daha masaya oturulursa bu iş çözülür. Büyükşehir Belediyesi kentin nefes aldığı akciğerle ilgili keskin kararlar alacak değil. Yeni bir taslak gelmiş galiba, onu da Büyükşehir Meclisi’nde görüşeceğiz. Kimse kentin en önemli yeşil alanının ortadan kalkmasını istemez ki Büyükşehir de bu konuda hassastır” yanıtını verdi.
SAMİMİYETSİZLİĞE KIZIYORUM
Mahkeme tarafından iptal edilen Gültepe İmar Planları hakkında konuşan Batur, “Konak ilçesinin en büyük sıkıntılarından birisi yapı envanterinin çok eski olması. Sadece Gültepe değil, kentin sırt kısımları dahil olmak üzere hepsinin envanterine baktığınızda 50-60 yıllık binalar... Depreme dayanıksız binalar. Bu envanterin değişmesi için yapılacak en iyi şey kentsel dönüşüm. Zaten seçim kampanyası sırasında özellikle Gültepe bölgesinde dolaşırken, insanlar önüme geçiyordu ve ‘Burasını da Narlıdere gibi yapacak mısın?’ diye soruyorlardı. Yılların bir özlemi var. Biz de ilk iş olarak ona soyunduk. 14 mahalle, 300 hektarlık alan... Kolay değil. 1 sene içerisinde planlamasını bitirdik. Süreç içerisinde muhtarlara ve mahalle sakinlerine bilgiler verdik. En önemlisi de odalara bilgi verdik. 17 kamu kurumundan görüş alıyoruz bu planları yaparken. Şehir Plancıları Odası’na da iki defa sunum yaptık planla ilgili. Sadece izlediler, görüşlerinizi ve eleştirilerinizi alalım dedik. Ben bu konuda samimiyetsizliğe kızıyorum, kırılıyorum. Ben de oda mensubuyum, ben de Mimarlar Odası’nın bir üyesiyim. Tüm planlarımız oybirliği ile meclislerden geçti. Neticede askıya çıktı. İtirazları değerlendirdik. Ama 59. gün ŞPO mahkemeye müracaat etti. Belki bazı gerekçeleri doğru olabilir ama biz masa başına oturabilmeliyiz. Masada konuşabilmeliyiz bunları. Bunlar da bir kamu kurumu. Sadece ‘Bu yapılmasın’ anlayışıyla bu kent gelişmez. Kendilerine bilgi verdik, bilgisiz hiçbir şey yapmadık” dedi.
ŞPO’YA ‘MASA’ ÇAĞRISI
Beştepeler Kentsel Dönüşüm projesine yönelik itirazları da hatırlatan Batur, Şehir Plancıları Odası’na ‘masa’ çağrısı yaparak, “Beştepeler Planı’na başladık. 200 hektar, tam Yeşildere’deki maskın karşısındaki alan. Orasını da bitirdik. Bu sefer yazılı görüş de istedik. Bu konuda katkınız olacak mı diye. “Kentin çehresi değişecek’ diye Mimarlar Odası Başkanı İlker Başkan açıklama yaptı. Şehir Plancıları Odası yine planımıza itiraz etti. Bakalım ne olacak... Yani masa başında bu işleri çözmemiz lazım. Felsefe olarak, görüş olarak, siyasi bakış olarak yan yana olduğumuz odaların bu konuda biraz daha samimi olmasını bekliyoruz. Özellikle Şehir Plancıları Odası’nın… Buradan bir kez daha sesleniyorum. Planları revize etmeye başladık. Şehir Plancılar Odası’nı bu masaya davet ediyoruz. Yeni seçimleri yapıldı, gerekirse biz de gideriz kendilerini ziyaret ederiz. Masa başına gelsinler. İlle mahkeme kararıyla çözülecek diye bir şey yok. Çözülmüyor zaten mahkemeye giden bir konu çözülseydi Basmane Çukuru çözülürdü. Onun için Şehir Plancıları Odası ile uzlaşarak bu işi çözeceğiz. Yani asla vazgeçmeyeceğiz. Bu iptal kararıyla 6 ay geriye gittik. Kazmayı hemen vurmayı istiyoruz. Bu konuda ısrarcıyız. İddia ediyorum Beştepeler Bölgesi planı da hayata geçsin İzmir’in çehresi değişecek” açıklamasında bulundu.
YETKİ KARMAŞASI VAR
Basmane, Kemeraltı ve Agora bölgesindeki tehlike açan tarihi evler ile ilgili yol haritası hazırladıklarını açıklayan Batur, “Bu bölge bizim için çok önemli. Tarihi değerleri, tarihi misyonu olan kentin en önemli tarihi öğelerinin olduğu bölge. Burada birinci derece arkeolojik alan ve kurulun izni olmadan herhangi bir işlem yapmak mümkün değil. Kurumla beraber çalışmalar yürütüyoruz. Biz kendi kafamıza göre ‘Şu binayı yıkayım’ gibi bir şey söz konusu dahi olmuyor. Meşhur 2863 sayılı yasa var. Tarihi değerlerle ilgili cezai işlemi uygulandığı bir yasa ve hiçbir zaman verilen ceza ötelenmeyen hemen çekilen bir cezadır. Ve kamu hizmetlerinden el çektirilen bir cezadır. Bunun için çok dikkatli davranıyoruz. Kurulun bize önerdiği, kurulun bize yap dediği işlemleri yapıyoruz. Bir taraftan da geçtiğimiz aylar içerisinde İçişleri Bakanlığı’ndan bu tür yapıların temizlenmesi noktasında, yıkılması noktasında bir genelge geldi. Şu an ikilem halindeyiz ve geçtiğimiz hafta içinde kurula bu genelgeyi gönderdik. ‘Biz ne yapacağız?’ dedik. Tek bir duvar var, bu tek duvara 500 bin TL masraf ödüyoruz. Ne için? Çelik kafesle korumak için. 500 bin TL’yi o binanın restorasyonuna harcasak daha iyi. Ama bir taraftan sorumluluğumuz var. Neticede bu ikilemi ortadan kaldırmamız lazım. Yani tarihi misyonu olmuştur, yıkılmıştır ama molozu almaya yetkimiz yok. Bina yıkılırsa molozunu bile alma yetkimiz yok o bölgelerden. Bununla ilgili bir yetki karmaşası var. Genelge var. Bunun düzeltilmesi noktasında görüş sorduk. Hem bakana hem kurula hem de Çevre şehircilik İl Müdürlüğü’ne… Bu önümüzdeki süreç içerisinde bizim yol haritamız olacak. Çünkü bu durumdan biz de rahatsızız. Ne olduğu beli olmayan insanların mekanı haline geliyor, o çevrede yaşayan inşaları rahatsız ediyor. Yapı tehlikeli. Yağmur yağdığında yapı yıkılacak mı yıkılmayacak mı diye bir kaygı oluyor” ifadelerini kullandı.
ERKEN SEÇİM OLMAZ
Kentin tecrübeli siyasetçilerinden biri olarak sandık öngörüsünde bulunan Batur, şunları söyledi: “Öncelikle şunu söylemek isterim. Şu anda mutfaklarda büyük bir yangın var. Elektrik faturasını ya da doğalgaz faturasını alan vatandaşlarımız şikayet edeceği bir merci arıyor. Bize de geliyorlar. Esnafların faturaları aynı şekilde 3’e, 4’e katlanmış durumda. Esnaf nasıl iş yapacak? Nasıl para kazanacak? Daha işin başındayız daha. Bir de Mart’ın sonuna bakın, durumlar daha da kötüleşecek. Açlık sınırı 4 bin 250 TL’yi geçti. Bir yıl içerisinde 76 defa akar yakıta zam geldi. Dün yine zam geldi. Ülkenin bir yönetme problemi var. Bu ekonomik kriz yönetilemiyor. Buna rağmen biran evvel yeniden bir yönetim biçimi ve Türkiye’deki yönetilmeme noktasındaki bu krizin aşılması noktasında sandığın ortaya gelmesi lazım. Ama gelir mi? Şu anda geleceğini tahmin etmiyorum. Bu ekonomik verilerle, bu ekonomik krizle şu andaki hükümetin bir seçim noktasına geleceğini düşünmüyorum. Erken seçim olmaz.”
GÜNDEMİMDE BÖYLE BİR KONU YOK
CHP Konak İlçe Örgütü’nde yaşanan ve Çağrı Gruşçu’nun istifası ile sonlanan ses kaydı krizine ilişkin net mesajlar veren Batur, “Benim gündemimde böyle bir konu yok. Bir özür beklentim de yok…” dedi.
BU DÜNYA HEPİMİZİN
Mülteci nüfusunun fazla olduğu bir ilçe başkanlık görevini sürdüren Batur, “Mültecilerin de başkanı olabildiniz mi?” sorusuna ise, “Bu konuyla ilgili belediye olarak bir komisyonumuz var. İki haftada bir ben bizzat Basmane bölgesini ziyaret ederim. Orada da bir çalışma ofisimiz var. Yerinde tespitler yapıyoruz. Geldiğimiz günden bu yana Suriyeli mültecilerde müthiş bir azalma söz konusu. Daha çok Afgan ve Afrikalı mülteciler var. İzmir Otelciler Odası ile bir araya gelerek mültecilerin bize ulaşan problemlerini çözmeye çalışıyoruz. Ayrıca yardım noktasında elimizden geleni yapıyoruz. Biz insani olarak bu konuya bakıyoruz. Neticede insanlar evlerini, barklarını bırakarak bir yerden bir yere göç etmeleri kolay bir şey değil. Bu insanlar zorunluluktan dolayı geliyor. Çoluğu ve çocuğunu getirmek zorunda kalan bu insanların güvenli bir şekilde kendi ülkelerine dönmesini sağlayacak bir yönetim biçimi gelmesi gerekiyor ülkemize. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun da ifade ettiği gibi 2 yıl içerisinde bu insanları davul ve zurnalarla ülkelerine göndereceğiz. ‘Göndereceğiz’ derken zorla bir anlayış bizim felsefemize yakışmaz. Uluslararası hukuk kuralları var. Bazı arkadaşlar bu işleri dillerine doladı… Bize ulaşan bütün problemleri elimizden geldiğince çözmeye çalışıyoruz. Barış ve huzurun bu bölgeye gelmesi en önemli dönüş noktası diye düşünüyorum. Bu insanlar ülkelerine geri dönmek istemezlerse burada yaşamaya devam edecek başka yolu yok. 10 senedir bu insanlar bu ülkede, kentimizde yaşıyor. İşini kuran, vatandaşlığa geçenler var… Türkiye 85 milyonluk bir ülke, bu ülkede her ülkeden vatandaş var, bu insanlarımız da bizimle yaşamaya devam edecek. Bakıldığında mültecilerin suça karışma oranı da yüzde 1,5 gibi çok düşük bir rakam. Kısacası bu dünya hepimizin” cevabını verdi.
KONAK’TA ÇOK MUTLUYUM
“Konak’ta ikinci döneme talip misiniz yoksa daha büyük bir hedef var mı?” sorusunu cevaplayan Batur, “Ben Konak’ta çok mutluyum. Konak’ta yapılacak o kadar çok şey var ki... Bu başladığımız işleri şöyle bir görmek lazım... Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer ile çok entegre bir şekilde uyum içinde çalışıyoruz zaten. Mühim olan iş yapmak, kente bir şeyler katabilmek. Benim derdim o. Daha ilk dönemimiz çiçeğimiz burnunda. Yapılacak çok iş var Allah sağlık verirse. Benim öyle bir talebim yok şu an. Üç dönem yapıp tadında bırakmak lazım... Biz elimizden geldiği kadar yapmaya çalışırız ancak bunun kararını verecek olan Genel Merkez ve halktır” dedi.
DÖNÜŞÜMLERİN MUHAKKAK BİTMESİ LAZIM
Konak’taki dönüşüm süreçlerinin ivedilikle tamamlanması gerektiğinin altını çizen Batur, “Bu dönüşümlerin muhakkak bitmesi lazım. Kentin özellikle Alsancak’tan tutun Güzelyalı’ya kadar yan yana olan bölgelerde de bir değişim yapmamız lazım. Buralarda da yeni planlar hazırlamalıyız. Benim kafam bu işe iyi basar. Bu bölgeler içinde biraz çalışmaya başladık. Yeni bir vizyonlar yeni bir kent vizyonu ile bazı şeyleri yapmamız lazım. Yoksa otur protokol başkanlığı yap. Ben böyle işe gelmem. Neticede çalışacağız, üreteceğiz bazıları karşı çıkacak bazıları karşı çıkmayacak. Narlıdere’de kentsel dönüşüm sürecine başladığımızda millet hemen halaylarla karşılamadı. Önce bir karşı duruş oldu. Abdül Batur bizim evleri yıkacakmış dediler. Ama şimdi hepsi dua ediyor. Tepkiyi normal karşılamak lazım çünkü vatandaşın bir tanecik evi var. Kahvede otururken yarın başkan burayı yıkacakmış diyorlar adam akşam sabaha kadar uyumuyor. Yüzde yüz haklı” şeklinde konuştu.
YENİ ÇEVREYOLUNA İHTİYAÇ OLACAK
“Trafikle ilgili yapılacak en önemli iş başladı zaten” diyen Batur, sözleirni şöyle sürdürdü: “Uçanyol’dan tünellerle Bornova’ya ve Otogar’a ulaşılması bence kentin en önemli projesidir şu an. Kentin trafiğini azaltacak kent merkezindeki yoğunlaşan trafiği çok rahatlatacak bir proje. Bornova, Karşıyaka ve diğer noktalara gidecek olanlar Alsancak ve diğer noktalara girmeden rahatlıkla gitmek istediği yere ulaşabilecek. O tüneller bittiğinde kentin merkezinde çok rahatlama olacak. Tabi ileride yeni çevreyoluna da ihtiyaç olacak. Kent merkezinden trafiği uzaklaştırmak Narlıdere-Üçkuyular Metro hattı, Üçyol-Buca Metro Hattının tamamlanması ile insanların özellikle raylı sistemde seyahat etmelerinin önünü de açması bana göre kentin toplu taşımaya doğru yönlendirilmesi kentin trafiğini çok rahatlatacak. Şu anda insanlar zamlardan sonra toplu taşımayı daha fazla kullanmaya başladılar. İnsanlar zaman içinde alışacaklar. Deniz ulaşımında da artış gözleniyor. O da güzel bir şey.”
MÜZİK YASAĞINA KEMERALTI ÖNERİSİ
Alsancak’taki eğlence mekanlarının gece 00.00’dan sonra yaşadıkları müzik yayını yasağı ile ilgili Kemeraltı Bölgesi’ni işaret eden Başkan Batur, şunları söyledi: “Alsancak’ta müzik yayını saat 00.00’dan sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığının genelgesi ile yasaklandı. Desibelde düşürüldü ama 00.00’dan sonra hiçbir yerde müzik yayını yok. Ama orada eğlenmek isteyenleri belli bir bölgeye taşınmamız lazım. Orada konutlar var. O konutlar orada olduğu müddetçe bundan geri dönüş yok. Her seferinde karşılıklı şikayetler oluyor. Kemeraltı’na taşımak lazım bu işi. Yavaş yavaş olacak. Birden bir değişim dönüşüm zor oluyor. Kemeraltı’nda müzik yayını kimseyi rahatsız etmeyecek. İsterse sabah kadar çalsın. Otopark ve ulaşım problemi olmayacak. O bölgenin canlanması açısından da önemli. Böyle bir şeyi bundan sonra biz teşvik edeceğiz.”