“Bayram gelmiş neyimize… Yaşama sevincimizi aldılar!”

Pandemi nedeniyle 2 yıldır buruk geçen bayramlar bu kez ekonomik krizin gölgesinde sevinç ve heyecan bırakmıyor. Geçim derdine düşen vatandaş, “Bayram gelmiş neyimize. Yaşama sevincimizi aldılar” diyor

  • Oluşturulma Tarihi : 08.07.2022 07:19
  • Güncelleme Tarihi : 08.07.2022 07:19
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Bayram gelmiş neyimize…  Yaşama sevincimizi aldılar!” haberinin görseli

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

İki yıldır pandemi nedeniyle alışılagelen şekilde kutlanamayan bayramlar, bu yıl da ekonomik kriz nedeniyle buruk geçiyor. Her gün daha da derinleşen yoksulluk karşısında alım gücü neredeyse sıfıra düşen yurttaşlar, kara kara ne yapacaklarını düşünüyor. Tek düşüncelerinin ‘geçinebilmek’ olduğunu söyleyen yurttaşlar, eski bayramlarda yaşanan neşe dolu günleri özlemle anıyor: “Hayat şartları biz garibanları çok zorluyor. Çarşıya pazara gitmeye korkuyoruz. Et desen tadını unuttuk. Anca bayramdan bayrama... O da biri getirirse! İşimiz çok zor. Bayram gelmiş neyimize. Yaşama sevincimizi aldılar...”

ET BİRİ GETİRİRSE!

Eşi ve üç çocuğuyla birlikte İkiçeşmelik’te oturan 70 yaşındaki Mehmet Aydın, her ay aldığı yaşlılık maaşıyla geçinmeye çalışıyor. İlerleyen yaşına rağmen bazen gündelik işlere de gittiğini anlatan Aydın, geçim kaygısı içine düşen vatandaşa bayramın zehir olduğunu dile getirerek, “Geçinmek artık çok zor. Her gün her şeye zam geliyor. Bayram geldi ama ne neşemiz kaldı ne sevincimiz. Zerre kadar yok. Eskiden çok güzeldi. Kokusu bile başkaydı. Bayram sabahına heyecanla uyanırdık. Şimdi lanet ediyoruz. Ne çocuklara ne kendimize bir şeyler alabiliyoruz. Hayat şartları biz garibanları çok zorluyor. Kira, faturalar... Yetişemiyoruz. 6 tane torunum var. Her gün geliyorlar neredeyse. Elimizde olanı veriyoruz. Olmadı mı da veremiyoruz, boynumuz bükülüyor. Çarşıya pazara gitmeye korkuyoruz. Et desen tadını unuttuk. Anca bayramdan bayrama, o da biri getirirse. Her şeyin fiyatı o kadar arttı ki nutkum tutuluyor görünce. Yaşama sevincimizi aldılar. Bizim toplumda da çok hata var. 20 sene önce Beyrut’taydım. O zaman yüzde 3 oranında bir zam yaptılar. Bütün Beyrut halkı sokağa döküldü. Ertesi gün geri almak zorunda kaldılar. Bizde yüzde 100 oranında her şeye zam yapıyorlar ama kimseden ses çıkmıyor” dedi.

MECBUREN VEJETARYEN OLDUK

Evli ve bir çocuk babası olan 60 yaşındaki Cengiz Araf, Basmane’de oturuyor. Ekonomik darboğaz sebebiyle geçtiğimiz aylarda işyerini kapatmak zorunda kalan Araf, tek düşüncesinin ‘geçinebilmek’ olduğunu söylüyor. Eski bayram günlerinde yaşadığı neşe dolu günleri özlemle anan Araf, “Hayat şartları eskiye oranla çok bozuldu. Evimiz kira değil ama ona rağmen geçinemiyoruz. Zaten ev de kira olsa yaşanmaz. Asgari ücret 5.500 TL oldu. O da kağıt üzerinde. İşveren, ‘En fazla 4 bin ya da 4 bin 500 TL veririm’ diyor. Parayı bankaya yatırıyor, çekip bir kısmını işverene geri veriyorsun. Sadece bu gelirle ev geçindirmek çok zor... Eskiden bayramların bir neşesi vardı. Bayram yerleri kurulurdu, akşama kadar oradan çıkmazdık. Şimdi eşe, dosta, akrabaya bayram ziyareti yapamıyoruz. Mecburen bayramı evde geçireceğiz. Kimse şu an yokluktan çocukluğunu da yaşayamıyor. Evdeki ekonomik şartlardan çocuklar da etkileniyor. Çarşı pazardan artık toplu alışveriş yapma imkanımız kalmadı. Mahalleden geçen manavdan ihtiyaca göre bir şeyler almaya çalışıyoruz. Eskiden market arabalarını doldurur, eve taşırdık. Şimdi öyle bir şey kalmadı. Yenebilecek domatesin kilosu bile 10-12 TL. Alabiliyorsan al bakalım birkaç kilo! Allah herkesin yardımcısı olsun, bu şartlarla ülkenin durumu hiç iyi değil. Komşumuz kasap, selam vermeye çekiniyoruz. ‘Acaba borç et mi isteyecek’ gibi düşünmesin diye. Et fiyatlarından dolayı insanlar mecburen vejetaryen oldu; zorunluluktan” ifadelerini kullandı.

BAYRAMLARI DA ZEHİR ETTİLER

İki çocuk babası olan Ahmet Kıldiş ise ekonominin geldiği son noktaya şu sözlerle isyan etti: “Ekonomik kriz ülkemizde çok büyük bir sorun. Eskisi gibi 1 kilo peynir bile alamıyoruz. Hep küçük küçük... Et alamıyoruz, sakatatçıya gidip ete benzer şeyler alıyorum. Dana kuyruğunun kilosu 60 TL, mecbur ondan alıyoruz arada. Sosyal faaliyet kalmadı, kimseyle bir araya gelemiyoruz. Bir çay bile kaç para oldu. Düzen, denge bozuldu. Hali vakti yerinde olan çocuğunu yurtdışına gönderiyor. Herkesin hayali o. Gençler iş bulamıyor, ‘keşke okumasaydık’ diyor. Kimse sağlıklı beslenemiyor. İnsanların psikoloji bozuldu. Ben motosiklet işi yapıyorum. Parçacıyı arayıp fiyat soruyorum. ‘Bu verdiğim rakam 5 dakikalık, sürekli artıyor’ diyorlar. Her ay bir öncekinden daha kötüye gidiyor. İşimiz çok zor. Bayram gelmiş neyime... Bayramları da zehir ettiler. İnsanlar her geçen gün daha fazla yoksulluğa sürükleniyor.”