Bedenini anatomiye adamış bir aile

Kadavra azlığı nedeniyle öğrencilerinin yaşadığı sıkıntılara yıllardır tanıklık eden anatomi profesörü Adıgüzel, bedenini öldükten sonra kadavra olarak kullanılması için bilime bağışladı. Adıgüzel’in geçtiğimiz yıllarda vefat eden annesi ve abisi de bedenlerini kadavra olarak bağışlamıştı

  • Oluşturulma Tarihi : 24.10.2022 05:22
  • Güncelleme Tarihi : 24.10.2022 05:22
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Bedenini anatomiye adamış bir aile haberinin görseli

ÇAĞLA GENİŞ - ÖZEL HABER

Anatomi profesörü Esat Adıgüzel, Türkiye’de kadavraların azlığı nedeniyle tıp öğrencilerinin yaşadığı sıkıntılara yıllardır tanıklık ediyor. Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı kurucu öğretim üyesi Prof.Dr. Adıgüzel, toplumda beden bağışı farkındalığının artması amacıyla Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği (TAKAD) çatısı altında çalışmalara katkı sunuyor. Prof.Dr. Adıgüzel bu çalışmaları, derneğin web sayfasından telefon numarasını paylaşıp, bağış yapmak isteyenlere doğrudan yardım edecek kadar önemsiyor. Türkiye’de kadavra bağışının bilgi eksikliği, önyargılar, dini inanışlar gibi gerekçelerle istenen sayılara ulaşamadığını kaydeden Prof.Dr. Adıgüzel, öğrencilerin eğitimi için örnek bir davranışta daha bulundu. “Gerçeği öğretmek istiyorsak gerçek bedene ihtiyacımız var ve bunu başkalarından beklememek lazım. Anatomi hocaları olarak bedenini bağışlayan henüz çok kişi yok” diyen Prof. Dr. Adıgüzel, bedenini öldükten sonra kadavra olarak kullanılması için bilime bağışladı. Bağış kararıyla geleceğin hekimlerinin eğitimine şimdiden katkıda bulunan üçüncü aile bireyi olan Prof. Dr. Adıgüzel’in geçtiğimiz yıllarda hayatını kaybeden annesi ve abisi de bedenlerini kadavra olarak bağışlamıştı.

ANATOMİ DERNEĞİNE BAŞKANLIK YAPTI

1988 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Prof.Dr. Adıgüzel, “Anatomi alanında ihtisasımı da Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde tamamladım. O günden beri Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görev yapıyorum. Kuruluş sürecinin başından beri bu kurumdayım. Üç dönemdir Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği yönetim kurulu üyesiyim, bir dönem de yönetim kurulu başkanlığı yaptım” dedi.

“SORU İŞARETİ OLAN ARASIN”

Beden bağışı konusunda bilgi almak isteyenler için telefon numarasını derneğin web sayfasından duyuran ve bağışçı olmak isteyenlerle görüşmeler yaparak onlara yol gösteren Prof. Dr. Adıgüzel, “Dernek başkanlığı yaptığım dönemde beden bağışı konusunda çelişki yaşayan herkesin ulaşabileceği bilgi verebilecek bir kişiye ihtiyaç olduğunu söylemiştim. Gönüllü oldum ve derneğimizin internet sitesine telefon numaramı yayınladık. Yaklaşık 6-7 yıldır orada duruyor. Ne yazık ki çok fazla telefon aldığımı söyleyemem. Haftada ancak üç ve ya dört kişi arıyor. Bedenini bağışlamak isteyen fakat ne yapacağını bilmeyen kişiler. Dernek olarak amacımız onlara yol göstermek. Kafasında soru işareti olanlar varsa arasınlar konuşalım” ifadelerini kullandı.

“KİMSESİZLİK OLARAK ALGILANIYOR”

Türkiye’de kadavra bağışının bilgi eksikliği, önyargılar, dini inanışlar gibi gerekçelerle istenen sayılara ulaşamadığını kaydeden Prof. Dr. Adıgüzel, şunları söyledi: “Milattan önceki yıllarda kadavra olarak idam mahkumlarının cesetleri kullanılıyordu. Cumhuriyet’in ilk yıllarında da akıl hastanesindeki kimsesizlerin bedenleri kadavra olarak bağışlanırdı. Bu nedenle kadavra olmanın geçmişten gelen yanlış bir ünü var. Dolayısıyla insanlar bağışlanmayı, kimsesizlik ya da terk edilmişlik olarak algılıyorlar. Ayrıca inançları gereği beden bütünlüğünü koruma isteği de var. Bu sadece bizde değil diğer ülkelerde de benzer durumlar var. Geçen ay İtalya’dan son sınıf bir tıp öğrencisi bir aylığına üniversitemize kadavra diseksiyonu eğitimi almaya geldi. Bu öğrenci eğitim hayatı boyunca hiç kadavra görmemiş. İnsanlar orada da inançları gereği bedenlerini bağışlamıyor. Öldükten sonra dirileceklerine inanmalarından dolayı beden bütünlüğünün bozulmasından çekiniyorlar. Dolayısıyla beden bağışında bulunmak insan açısından devrim gibi bir şey!”

KADAVRA İTHALATI VE ETİK TARTIŞMASI

Ülke genelindeki beden bağışı azlığının öğrencilerin aldığı eğitimin kalitesini düşürdüğünü söyleyen Prof. Dr. Adıgüzel, “Kadavra bağışı azlığının tıp eğitimine olumsuz etkisini öğrencilerimize hissettirmemeye çalışıyoruz. Bizim fakültemizde altı kadavra var. Kuruluşundan bu yana gelen kadavra sayısı belki ondur. Üç bedeni bilimsel çalışmaların ardından ailelerine teslim ettik. Onların arzusuna uygun olarak defnedildiler. Derslerimizde mutlaka kadavra kullanarak öğrencilerimizin kadavra görmesini sağlıyoruz. Özel üniversitelerin çoğu ne yazık ki kadavra ithal etmek zorunda kalıyor. Bu anatomi camiasında çok etik bulunmayan bir şey. ‘Ticaret yok’ deniyor ama getiren şirketler kâr elde ediyor. Bunu etik bulduğumu söyleyemem” dedi.

ANNESİ VE ABİSİ DE BAĞIŞLAMIŞTI

Yakın zamanda hayatını kaybeden annesinin bedenini Ege Üniversitesi’ne, abisinin ise Çukurova Üniversitesi’ne onların vasiyetleri doğrultusunda kadavra olarak bağışlandığını anlatan Prof. Dr. Adıgüzel, “Annem Ege Üniversitesi’ne, abim ise Çukurova Üniversitesi’ne bağışlanmak istediler. O zamana kadar Çukurova Üniversitesi’nde kadavra sıkıntısı vardı. Okumuş, aydın dediğimiz insanlarda bile kadavra bağışına karşı bir önyargı oluyor. Annem ilkokul 3’ncü sınıfa kadar okumuştu fakat çok aydın bir insandı. Hastalığı döneminde bedenini tedavi gördüğü üniversiteye bağışlamaya karar vermişti” şeklinde konuştu.

KENDİSİ DE BEDEN BAĞIŞÇISI

Kendisinin de bedenini öldükten sonra kadavra olarak kullanılması için bilime bağışladığını dile getiren Prof. Dr. Adıgüzel, “Burada önemli olan benim değil ailemin kararıydı. Çünkü ben öldüğümde onlar bağışlamak istemezlerse bağış olmaz. Ben bedenimi annemden önce bağışlamıştım ama ona söylemedim üzülür diye. Kendi ailemden izin istedim, ‘Sen istiyorsan yaparız’ dediler. Eğer gerçeği öğretmek istiyorsak gerçek bedene ihtiyacımız var ve bunu hep başkalarından beklememek lazım. Anatomi hocaları olarak bedenini bağışlayan henüz çok kişi yok” sözleriyle herkesi bu konuda duyarlı olmaya çağırdı.