Belirsizlik emlak sektörünü etkiliyor

Türkiye genelinde konut satışları 2020 Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,7 azalarak 112 bin 483 oldu. Konut satışlarında, İstanbul 21 bin 158 konut satışı ve yüzde 18,8 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 10 bin 710 konut satışı ve yüzde 9,5 pay ile Ankara, 6 bin 574 konut satışı ve yüzde 5,8 pay ile İzmir izledi. Ocak-Kasım döneminde 1 milyon 393 bin 335 konut satışı gerçekleşerek, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 21,5 artış gösterdi. Ocak-Kasım döneminde ipotekli konut satışı yüzde 98,0 artarak 558 bin 706, diğer satış türlerinde ise yüzde 3,4 azalarak 834 bin 629 oldu. Bu dönemde ilk defa satılan konutlar yüzde 0,8 azalarak 432 bin 842 oldu. İkinci el konut satışları da yüzde 35,2 artarak 960 bin 493 olarak gerçekleşti.

KONUT STOKU ERİDİ

2020 yılının sonuna yaklaşılırken, gayrimenkul sektöründe 2021 yılındaki beklentiler de daha yüksek sesle dillendirilmeye başlandı. 2020 yılını pandemi etkisinde geçiren tüm sektörler gibi gayrimenkul sektörü de 2021 yılını tam olarak öngöremiyor. 2021’de arz fazlasından kaynaklanan bir piyasa sıkışması beklenmiyor çünkü uzun süredir elde kalmış olan birinci el konut stoku 2020’de hükümetin yapmış olduğu konut kredi faiz kampanyaları ile eridi. Konut almak isteyenler için 2021 bir fırsat yılı olabilir mi? Bu soru şu anda yanıtlanması en zor sorulardan olurken, piyasalara bekle-gör politikasının hakim olacağını söyleyebiliriz.

ARALIK SATIŞLARI DAHA DÜŞÜK

İzmir Emlak Kulübü Derneği (İZEMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Akgün, kasım ve aralık aylarının mevsimsel olarak konut satışlarının düştüğü aylar olarak nitelendirerek, “Aralık ayı kasım ayından daha kötü durumdadır. Kasım ayında satışlar olurken, aralık ayında bu satışların yarısı bile yok. Ocak ayında aralık ayındaki satışlara baktığımızda daha kötü bir tablo ile karşı karşıya kalacağız. Sadece deprem olmasından dolayı ocak ayında bir hareketlilik görülebilir ancak Türkiye genelinde bir hareketlilik olmayacak. İzmir’de deprem sonrasında insanlar konut kredi faizlerini dikkate almadan maksimum seviyede konut alımı yapıp güvenli konutlara hücum ettiler. En fazla yeni ve yeniye yakın konutlara talep oldu. İkinci el konutlar genelde sınıfta kaldı. Umduğunu bulamayan vatandaşlar güvenli ve hasarsızlık raporu olan binalara doğal olarak talebi yükseltti. Böyle olunca da kış mevsimi ve yasakların başlamasından dolayı vatandaş konut hayalini erteleyip, umudunu yeni yıla sakladı. Konut hayali kuranlar umutlarını 2021 yılına sakladı. 2020’deki tüm olumsuzlukların 2021’de geçeceğini düşünüp, 2021’de hayallerinin gerçekleşeceğini düşünüp, parası olsa bile konut almak için sokağa çıkan birçok kişi son 1,5 aylık periyotta ‘2021’e bir girelim, Allah kerim’ dediler” ifadelerini kullandı.

İŞSİZ KALMA ENDİŞESİ HAKİM

2021’in nisan-mayıs ayına kadar emlak sektörünün Türkiye’de en kötüm dönemini yaşayabileceğine işaret eden Akgün, “Alım-satımlar olmayacak. İhtiyaç sahipleri ev alma konusunu hep erteleyecek. Konut kredi faizlerinin yüksek olmasından dolayı, krediyle ev almak isteyenler alamayacak. Çünkü insanlar işsiz kalacağım endişesi ile konut alma fikrinden vazgeçecek. 2021 yılının tüm dünyada çok kötü bir yıl olarak niteliyorlar. Bu yüzden bankada parası olupta konut almak isteyenler bankada parayı tutmaya devam edip 2021 yılının birkaç ayını aşmayı düşünüyorlar. Bekle-gör politikası izleniyor. Bu emlak sektörü için en kötü senaryodur. Bekle-gör politikasının içinde ekonomik kehanetler, aşılanma, dünyadaki ekonomik değişim ve gelişimler, ülkeler arasındaki politikalar gibi birçok senaryo var” şeklinde konuştu.

BELİRSİZLİK SEKTÖRÜ ETKİLEYECEK

30 yılı aşkın süreçte sektörde çok fazla kasırga ve fırtına gördüklerini ancak 2021 yılı için tam bir öngörü ortaya koyamadıklarını dile getiren Akgün, “Hükümet bile 2021 yılı için tam bir analiz yapamıyor. Net ifadelerden kaçınılıyor. Merkez Bankası’nın döviz rezervi erimeye devam ediyor. Baktığımız zaman konut kredilerine olan talebin 1,5 yıl açılamayacağını ve konut kredi faizlerinin en az 7-8 ay düşmeyeceğini söyleyebiliriz. Nakit parası olanlar krediye bulaşmadan konut alabilir. Ancak işsiz kalırsam ya da işten çıkarılırsam korkusu hem mavi yakalı çalışanlarda hem de beyaz yakalı çalışanlarda var. Belirsizlik emlak sektörünü olumsuz etkiliyor” dedi.

Haber Merkezi