Sayfa Yükleniyor...
Irkçı söylemlerin artmasından endişe ederek Türkiye’den ayrılan ve 6 aydır Hollanda’da bir mülteci kampında yaşayan Suriyeli Ahmed Jundi, “Umarım burası son durağım olur çünkü ben bir ağacım ama köklerimle sarılabileceğim toprağım yok” dedi
ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Ülkelerindeki şiddet ortamı nedeniyle dünyanın dört bir yanına dağıldılar. Geçici olarak komşu ülkelerde konaklasalar da, ilk fırsatta Avrupa’ya ulaşmanın yolunu arıyorlar. Suriyeli Ahmed Jundi, Avrupa’daki milyonlarca mülteciden yalnızca biri. 2013 yılında her şeyini geride bırakarak Türkiye’ye sığındı. Eşi ve iki çocuğuyla birlikte İzmir’de yaşıyordu. Savaştan kaçtıkları için mutlu olsalar da hiç bilmedikleri bir ülkede yeniden hayat kurmak kolay olmadı. Kazandıkları ne kiraya yetiyordu, ne de diğer ihtiyaçlara. Üstelik artan ırkçı söylemler de onları endişelendirmeye başlamıştı. Şimdiye kadar birbirlerinden bir an olsun ayrılmayan Ahmed ve eşi Nesrin, zor da olsa bir karar aldı. Ahmed Hollanda’ya gidecek, oturma izni aldıktan sonra ailesini de yanına çağıracak; Nesrin ise aile birleştirme onayı gelene kadar çocuklarına hem anne hem baba olacaktı… Yaklaşık 6 aydır Hollanda’da bir mülteci kampında yaşayan Ahmed, acı dolu anılarını unutmaya çalışarak, bir an önce eşine kavuşacağı ve çocuklarıyla yeniden bir arada olacağı günü bekliyor... Üniversiteden bu yana öykü ve şiirler yazan Ahmed’in şu an kaleminden en sık dökülen duygu, özlem. Hepsi ailesini ve ülkesini anlatıyor… “Umarım bu ülke son durağım olur çünkü ben bir ağacım ve köklerimle sarılabileceğim bir toprağım yok. Evsizlikten ve durmadan parçalanmaktan yorulduk” diyen Ahmed, günlerdir sınırda yaşanan mülteci ve göçmen dramı karşısında barışın sesini yükseltmeye çalışıyor: Siyasetten nefret ediyorum. Çünkü politikacılar bazı kararlar alıyor ve bunun insanların yararına olduğunu iddia ediyorlar. Politika insanları böler; din, ırk ve mezhep farklılıkları nedeniyle kavga etmelerine neden olur. Umarım barış tüm dünyada hüküm sürer, insanlar barış ve sevgi içinde yaşayabilirler.
IRKÇILIKTAN ENDİŞE ETTİM!
6 aydır Hollanda’da bir mülteci kampında kalan 37 yaşındaki Suriyeli Ahmed Jundi, “Suriye’den sonra ikinci göç kararımı alarak Hollanda’ya geldim. Ailem ile birlikte bu kararı aldık. Eşim ve iki çocuğum İzmir’de. Türkiye’de bir süredir ortaya çıkan ırkçı davranışların daha da artmasından endişe ettiğimden dolayı deniz yoluyla Avrupa’ya gitme kararı aldım. Hollanda’ya geldim. Yaklaşık 6 aydır kampta kalıyorum. Burada ırkçılığın uzağında yaşıyorum. Irkçılık dışında her şeye tahammül edebilen bir insanım. Hollanda devleti mülteci alma konusunda uzun bir deneyime sahip. Mültecilere barınma, maaş, sağlık ve sosyal güvenliği içeren sığınma hakkı sunuyor. Savaş ve ırkçılık yüzünden ülkemden kaçtım ve ailemi korumak için aynı nedenlerden ötürü Türkiye’den gitmek zorunda kaldım. Hollanda ırkçılığa izin vermeyen, özgürlük ve ifade özgürlüğüne sahip bir ülke. Hollanda yasalarına göre ırkçılığın her biçimi cezalandırıyor ve Hollanda halkı misafirperver insanlar. Hollanda şu anda hükümetleri sağ görüşlü olmayan birkaç ülkeden biri. Burada konuşulan dil bildiğim dillerden çok farklı dolayısıyla öğrenmesi zor ama sürekli çalışıyorum. Dil bir ülkenin en önemli anahtarı” dedi.
UMARIM SON DURAĞIM OLUR…
Ahmed, günlerdir sınırda yaşanan mülteci ve göçmen dramı karşısında ise barışın sesini yükseltmeye çalışıyor: “Burada beni en çok zorlayan şey ailemi özlüyor oluşum. Umarım bu ülke son durağımdır çünkü ben bir ağacım ve köklerimle sarılabileceğim bir toprağım yok. Evsizlik ve durmadan parçalanmaktan yorulduk. Türkiye’nin kapıları açma kararının ardından binlerce mülteci sınırlara yöneldi. Yunan hükümeti sert önlemler alıyor. Siyasetten nefret ediyorum. Çünkü politikacılar kararlar alıyor ve bunun insanların yararına olduğunu iddia ediyorlar. Politika insanları böler; din, ırk ve mezhep farklılıkları nedeniyle kavga etmelerine neden olur. Umarım barış tüm dünyada hüküm sürer, insanlar barış ve sevgi içinde yaşayabilirler.”
Haber Merkezi