Bergama’nın kültürel mirasını İngiltere’de yaşatıyor

Kadim kent Bergama’nın kadim geleneği parşömen, İngiltere’ye taşındı. Bergamalı Demet Tokbay, 2019 yılında İngiltere’de kurduğu Mavi Dükkan ile Bergama’yı ve ona has parşömen yapım geleneğini tanıtıyor


  • Oluşturulma Tarihi : 26.02.2022 09:21
  • Güncelleme Tarihi : 26.02.2022 09:21
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Bergama’nın kültürel mirasını İngiltere’de yaşatıyor

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER

İzmir’in Bergama ilçesi, antik dönemde ortaya çıkan parşömenin ana yurdu olarak biliniyor. Günümüze kadar süren parşömen geleneğinin en önemli temsilcilerinden bir tanesi de “Yaşayan İnsan Hazinesi” olarak anılan İsmail Araç’ın öğrencilerinden Demet Tokbay. Tokbay 2017 yılında 107 yıl sonra ilk defa geleneksel Ahilik geleneğiyle peştamal kuşatma töreni yapılarak ustası İsmail Araç’tan “Ustalık” unvanına sahip oldu. Türkiye’de 2015 yılında kurduğu Mavi Dükkân’ı 2019 yılında İngiltere’ye taşıyan Tokbay, Norfolk bölgesinde Mavi Dükkân North Elmham’ı kurdu. Burada bahçe işleri ile ilgili tam zamanlı bir firmada çalışan Tokbay, hafta sonlarında kurmuş olduğu Mavi Dükkan’ın atölyesinde parşömen üreterek geleneğin sürmesini sağlıyor. Bahar ve yaz aylarında workshoplar düzenleyen Tokbay, mesleği öğrenmek isteyenlere deneyimlerini aktarıyor. Şu an iki tane öğrencisi bulunan Tokbay, Bergama’nın parşömen geleneğinin İngiltere’de yayılmasını sağlıyor.

BU GELENEĞİ SÜRDÜREN YOKTU!

Parşömen yapmaya başlangıç hikayesini anlatan Demet Tokbay, parşömenin Bergama topraklarında yapılmaya başlanmış olmasına rağmen ne Bergama’da ne de ülkede bu geleneği devam ettiren birilerine rastlamadıklarını dile getirdi. Daha sonra mezun olduğu Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu Restorasyon ve Konservasyon Bölümünden göreve başladığını söyleyen Tokbay, “2007 yılında Bergama Kültür ve Sanat Vakfı’nın önderliğinde yürütülen bir parşömen projesinde kendilerine destek vermeye başladım. Parşömenin yeniden doğduğu topraklarda yaşatılması gerektiğini ön görerek başlatılan bu projede ilk başlarda İstanbul’da üretim yapan bir firma ile birlikte çalışmaya başladık. Kendileri fabrikasyon olarak ileri kalitede parşömen üretimi yapıyorlardı. Daha sonra İsmail Amca’nın Anadolu’da yaşayan son karatabak ustası olduğunu ve Bergama’da hala üretime devam ettiğini öğrendik. İsmail Amca aynı zamanda parşömen üretimi de yapıyordu. Kendisiyle çalışmaya başladık” diye konuştu.

BİZE İNANMIYORDU

UNESCO ofisinde görev yapan Nesrin Ermiş Pavlis ile birlikte İsmail Amca’nın çıraklığına başladıklarını söyleyen Demet Tokbay, İsmail Amca’nın bu işi yapacaklarına inanmadığını ve kendilerini sürekli sınadığını dile getirdi. Tokbay, “İsmail Amca biz tanıştığımızda 80 yaşının üzerinde Arnavut inadına sahip oldukça kuralcı biriydi. Bizimle çalışmaya başlamadan önce birçok çırak almış fakat hiçbiriyle uzun süre çalışmaya devam edememiş. Erkeklerin yapamadığı bu mesleği iki kadının yapmak istemesine başlarda inanamadı. Onu ikna etme süreci yaklaşık 3 yılımı aldı. İşe ilk başladığımız günlerde çeşitli testlere tabii tuttu bizi. Bunlardan bazıları dereden tenekeyle şu taşıma, eldivensiz kanlı derilere dokunma gibi ufak gözüken ama sabrımızı ve istikrarı izi test eden sınavları. Hepsini başarıyla geçince bize inandı ve tüm birikimini bizimle paylaştı. Bu sayede İsmail Amca’nın atölyesinde başladığımız çalışmalar, ben ve Nesrin ülkeden ayrılana dek devam etti. İsmail Amca ve biz artık usta çıraktan ziyade baba-kız gibi olduk” dedi.

PARŞÖMEN SABIR İŞİ, EMEK İŞİ

Antik dönemde ortaya çıkan bir geleneği günümüzde sürdürmenin zorluklarından bahseden Tokbay, “En zoru insanlara ne yaptığınızı anlatmaya çalışmak. İnsanların değer algısı genellikle para ile karşılıklı. Oysaki bu tarz gelenekleri hayatta tutmaya çalışan insanların parayla bire bir ilişkisi yok. Biz de öncelikli olarak bu kültürel değerin ayakta kalmasını ve nesilden nesle aktarılmasını istiyoruz. İnsanlara bu mesleği öğretme telaşındayız. Çoğu insan bu işi öğrenirse ne kadar para kazanacağını merak ediyor. Bence en zoru bu algıya savaşmak. Parşömen sabır işi, emek işi… Gerçekten bu geleneği devam ettirmek isteyen, gönülden Ahilik geleneklerine bağlı insanlara ihtiyaç var. Usta-Çırak ilişkisinin devam ettiği, ilkelerin ve saygının temel alındığı bir anlayışla öğrenmek ve öğretmek gerekli” ifadelerini kullandı.

YENİ DENEYİMLER ELDE EDİYORUM

Bergama’nın tarihi parşömen geleneğini İngiltere’de sürdürmenin nasıl bir duygu olduğundan ve Avrupa’da parşömene ilginin ne boyuta olduğundan bahseden Tokbay, “Ailevi sebeplerden ötürü yaklaşık 4 yıl kadar önce İngiltere’ye yerleştik. Atölyemi yeniden burada kurmak başta çok zor oldu. Ama kısa sürede üretime başladım. Burada deri tedarikçisi bulmak zor. İngiltere’de kurallar çok ağır. Başlarda geyik ve tavşan gibi av hayvanlarla başladım. Daha sonra koyun ve kuzu derisi ile çalışmaya devam ettim. Hayvanların yetiştiği coğrafya ve beslenme, hava koşulları gibi etkenlerden farklılıklarla karşılaşıyorum. Ancak tüm bunlar bana heyecan veriyor. Her gün yeni deneyimler elde ediyorum. Denemeler yapmak, bunları belgelemek çok önemli benim için. Atölyem Norfolk bölgesinde. Burada benden başka parşömen üreticisi yok. Ancak İngiltere 1800’lü yıllardan beri üreten köklü bir üretici var. Parlamento için parşömen üreten bir firma. İngiltere ve diğer Avrupa ülkeleri için parşömen bilinmedik bir ürün değil. Hemen hemen herkes parşömeni, hikayesini ve nereden geldiğini biliyor” şeklinde konuştu.

İNGİLTERE’DE ÇIRAK YETİŞTİRİYOR

Parşömen geleneğini gelecek nesillere aktarmak için çabaladığını ifade eden Tokbay, “Bahar ve yaz aylarında workshoplar düzenliyorum. Öğrenmek isteyenlerle atölyemi her zaman paylaşıyorum. Türkiye’de yetiştirdiğim bir çırağım vardı aslında. Okul tatillerinde benimle birlikte parşömen yapardı. Kendisi şimdi konservatuarda okuyor. Bu mesleğe devam etmeyi düşünür mü bilemiyorum ama İngiltere’de iki küçük yeni çırağım var” dedi. Günümüzde iletişim teknolojilerinin gelişmişliği ile antik dönemden kalma bir iletişim geleneğinin sembolik de olsa yaşaması için mücadele vermenin önemli olduğunu dile getiren Tokbay, “Teknoloji hızlı gelişiyor buna bağlı olarak alışkanlıklar, ezberler bozuluyor. Ancak bazı gelenekler eskisinden daha da fazla değer kazanarak yaşıyor, yaşatılıyor. Parşömen de bu değerlerden biri. Kendimi bu işe başladığım günden beri hep çok şanslı hissettim hala da bu duyguyu hissederek heyecanla işimi yapmaya devam ediyorum” diye konuştu.

BİR HAYALİM VAR

Parşömeni günümüz iletişim çağına entegre edebilmek için hayalleri olduğunu belirten Tokbay, “İngiltere’de parlamento önemli kararlarını hala parşömene aktarıyor. Birçok ülkede önemli yazı ve belgeler parşömene yazılıyor. Aslında ortak bir hayal olarak düşündüğümüz bir şey var. Gerçekleştiremedik maalesef ama bir gün gerçek olacağını umuyorum. Türkiye genelinde tüm eğitim kurumlarının mezuniyet, diploma ve belgeleri parşömenden yapılsa güzel olmaz mı? Bu sayede birçok üretici firma kurulur ve parşömenin sürdürülebilirliği artar. Bu ve bunun gibi birçok proje var kafamın içinde. Zaman ve şartlar uygun olduğunda hepsi gerçekleşebilecektir. Yaptığım her parşömen de Bergama’yı, ustamı ve yol arkadaşım Nesrin’i anımsatan üç noktalı imzamı kullanıyorum” ifadelerini kullandı.

Foto altı: 2014 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığınca ödüle layık görülen yönetmenliğini Tayfun Belet’in yaptığı Çırak adlı belgeselde İsmail Araç ve Demet Tokbay’ın parşömen ile olan hikayeleri ve yaşam öyküleri anlatıldı.

Haber Merkezi