BES’ten ’10 il’ çağrısı: OHAL değil afet bölgesi ilanı

TENZİLE AŞÇI

Kahramanmaraş merkezli ve 10 ilde büyük yıkıma yol açan  deprem felaketinin ardından kurtarma çalışmaları aralıksız devam ediyor. Afet alanından mucize haberlerinin yanı sıra yürek burkan hikayeler de gündeme gelirken bölgenin mevcut tablosuna ilişkin eleştirilerin de ardı arkası kesilmiyor.

Büro Emekçileri Sendikası(BES) İzmir Şube Başkanı Mustafa Güven, deprem bölgesindeki gelişmeler ve OHAL ilanına ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuştu ve hükümetin OHAL kararını eleştirdi.

“DEPREMZEDELERE KADERİNE TERK EDİLDİ”

Depremin ardından hayati olacak olan saatlerde devletin afet bölgesine müdahale etmediğini belirten Güven, “6 Şubat tarihli Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli depremlerin yarattığı yıkımın sonuçları giderek ağırlaşıyor. Haritadan silinme noktasına gelen ilçeler, yerle bir olan iller ve içlerindeki yüzbinlerce insanın durumunun yarattığı tarifsiz acılar hepimize ağır sorumluluklar ve görevler yüklemektedir. Ülkemiz ayağa kalkmış durumda ve yetersizliklerine rağmen büyük bir dayanışma çalışması yürütülmektedir. Devlet aklı durmuş durumdadır. Enkaz altında kalanlara ilk elden yardım edilmesi gerekirken en acil 36 saatte depremzedeler maalesef kendi kaderlerine terk edilmişlerdir. Tam aksine bağımsız kuruluşlarca yapılmak istenen yardımlar engellenmeye çalışılmıştır” dedi.

“OHAL İZAHA MUHTAÇDIR”

Hükümetin depremin etkili olduğu 10 ilde OHAL ilan etme kararını da eleştiren Güven, “Afet bölgesi ilan edilmesi durumunda gerekli tüm çalışmaların yapılması, bütün kamu ve özel işletme kaynaklarının depremzedeler için seferber edilmesi mümkün iken OHAL’e neden ihtiyaç duyulduğu izaha muhtaçtır” ifadelerini kullandı.

“DEPREMZEDELERİN KADERİ GÖNÜLLÜLERE BIRAKILAMAZ”

Bölgede devlet gücünün eksik olduğunun altını çizen Güven, şunları söyledi; “Bölgeye gelen yardımlar organize bir şekilde dağıtılamıyor, ihtiyaç olan malzemeler özellikle kırsal köylere ve noktalara ulaştırılmıyor, mülteci depremzedelere devlet kuruluşları tarafından yardımlar verilmiyor, ayrımcılık körükleniyor. Enkaz çalışmalarında yer alan teknik ekipler ve gönüllü giden sağlık ekiplerinin sağlıklı çalışma yapacakları ve barınabilecekleri hiçbir hazırlık yok. Yani yardımların depremzedelere dağıtılmasında devlet yok, enkaz çalışmalarında askeriye ve devlet yok, malzemelerin ayrımcı dağıtılmasına karşı devlet yok. Devlet OHAL ilanıyla kendini ortaya çıkarıyor. Deprem vergileri nerede? Depremzedelerin kaderi gönüllü insanların yardımlarına bırakılamaz. Deprem vergileri, depremzedelerin acil barınma ihtiyacı için harekete geçirilmelidir. Yardımların dağıtılmasında her türlü ayrımcılığa son verilmelidir. Deprem bölgelerinde yapılması gereken en radikal tedbirler için dahi anayasal, yasal engel bulunmamakla birlikte çalışmaların hızlandırılması ve kolaylaştırılması için 10 ilin afet bölgesi ilan edilmesi yeterlidir. Bunun sürdürülebilir olması için bunu talep etmemiz ve deprem vergilerinin hesabını sormalıyız. Devletin depremzedelerin acil ihtiyaçlarını, göç riskine karşı acil olarak temin etmesi gerekiyor.”