Sayfa Yükleniyor...
Ege Üniversitesi Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç bilimleri Enstitüsü’nde görev yapan bilim insanları, yasa dışı madde kullanımının terde saptanmasına yönelik önemli bir çalışmaya imza attı
BURCU YANAR - ÖZEL HABER
Yasa dışı madde kullanımının terde saptanmasına yönelik analitik yöntem geliştirilmesi ve ter toplama yöntemlerinin etkinliklerinin karşılaştırılması konulu bir TÜBİTAK Projesi’ne imza atan Ege Üniversiteli bilim insanları, bu konuda ilk olmanın gururunu yaşıyor. 2017 yılında başlayarak 2019 yılında resmi olarak son bulan proje 59 bin 500 TL’lik bir destek ile akademik çalışmalarını tamamlamış bulunuyor. Ege Üniversitesi Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç bilimleri Enstitüsü tarafından Proje Yürütücüsü Prof.Dr. Serap Annette Akgür ve Araştırma Görevlileri Melike Aydoğdu ile Rukiye Aslan tarafından tamamlanan proje hayata geçmeyi bekliyor. Proje ekibinde danışman olarak ise Doç.Dr. Hasan Ertaş görev aldı.
BİYOLOJİK MATERYALLERE ALTERNATİF
Araştırma Görevlisi Rukiye Aslan projenin detaylarını paylaşarak ter analizinin kan ve idrar gibi sıklıkla kullanılan biyolojik materyallere bir alternatif olduğunu söyledi. Aslan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Analitik yöntem oluşturmakla birlikte daha çok idrar, kan gibi biyolojik materyalleri son zamanlarda sıkça duymuşsunuzdur. Ter de bunlardan bir tanesi. Kullanım alanı idrar ve kan gibi geniş olmasa da diğer materyallere alternatif olabilecek materyaller arasında yer alıyor. Projemizin içeriğinde yöntem geliştirmeye ek olarak ve TÜBİTAK’ın da destekleme sebeplerinden bir tanesi de maddi açıdan daha uygun olması. Bildiğimiz kulak çubuğu veya makyaj temizleme pamuğunun da proje içerisinde etkinliklerini değerlendirdik ve çok etkin sonuçlar elde edebildiğimizi gördük. Önceden 10 dolara alabileceğimiz bir test kitine verdiğimiz maliyet de böylece düşmüş oldu. Daha az deneyle daha çok sonuca ulaşabildiğimiz yeni yöntemler de denedik hem istatistiksel alanı hem kimya alanını hem de toksikoloji alanını birleştirebileceğimiz güzel bir proje oldu. Bu anlamda da alana büyük bir katkı sağladık.”
Gerçek olgulardan örnekler alındığını ve başarılı sonuçlar elde ettiklerini de söyleyen Aslan, “Projemizin bittiği dönemin pandemiye denk gelmesi nedeniyle bu kısım daha tam olarak ilerletilemedi ancak proje başlayıp bittiği anda tam olarak bitmiş sayılmıyor. Bu projenin daha farklı projelere yol açması da bizim ikincil amaçlarımız arasında yer alıyor. Bu sebeple devamı gelecektir” diye konuştu.
RUTİNE SOKULMASI ZAMAN ALABİLİR
Projenin uygulamaya geçebilmesi için yasal süreçlerin tamamlanması gerektiğine dikkat çeken Prof.Dr. Serap Annette Akgür, “Bunlar Türk Ceza Kanunu kapsamında değerlendirilen maddelerdir. İşin bir boyutu suç olaylarını da içerisinde barındırıyor. Bu sebeple hemen keşfettik rutine sokulsun gibi bir yaklaşım bulunmuyor. Ancak tüm bunlara potansiyel oluşturacak bilgi ve akademik yapılanma oluşturulmuştur. Bu çok boyutlu bir çalışmadır. Projenin medya, sağlık, psikososyal, hukukçular ve adli yapılanmaları ilgilendiren boyutları var. O yüzden bu tip uygulamaların rutine girerek sisteme sokulması çok disiplinli bir yapıya sahip olması sebebiyle aşama aşama olur. Öncelikle bizim gibi kurumlarda projenin yapılabilirliği gösterilir. Bununla ilgili yayınlar yapılır sonrasında ise ekonomik getirisine göre ülke yasaları ve psikodinamikleri altında değerlendirilerek sisteme sokulur” açıklamasında bulundu.
DESTEKLER ARTTIRILMALI
Uyuşturucu ve yasa dışı maddelerle mücadelede bu tip çalışmaların yerinin çok önemli olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Akgür, bu tip projelere desteklerin arttırılması gerektiğini söyledi. Prof.Dr. Akgür, “Madde bağımlılığı ve adli toksikoloji bölümlerine burs ve araştırma projesi desteklerinin açılması ülkemizin geleceği açısından çok kıymetlidir. Hem bu maddelere maruz kalan kişilerin sağlık problemlerini çözmek hem ülkemizin güvenliği için bu bahsettiğimiz maddeler terörü destekliyor. Bu sebeple bu projenin desteklenmesi uzun vadede geleceğe yatırım yapmak demektir. Ben bunun çok önemli olduğunu düşünerek bu ekibin çok iyi ve yeterli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Bunu bir örnekle destekleyen Prof.Dr. Akgür, “Örneğin trafikte alkol için solunum uygulaması rutin olarak yapılan bir uygulamadır. Ancak tüm ülkeye yayılması kaç yılı aldı. Madde testlerinin yapımı da tükürük ile birlikte yavaş yavaş başladı ancak henüz onun da tüm Türkiye’de uygulandığını söyleyemeyiz. Bunların en yenisi ise bütün dünyada çok yeni bir materyal olan ter analizleri ile yapılıyor” dedi.
UYGULAMAYA HAZIR
Bağımlılık Toksikolojisi Anabilim Dalı’nda görev yapan Araştırma Görevlisi ve Kimyager Melike Aydoğdu ise “Bahsettiğimiz ter analizi projesi TUBİTAK 3001 Başlangıç Projeleri tarafından desteklenen bir projeydi. Bu proje kapsamında anlık ter örneklerinden yasa dışı madde analizi yaptık” dedi. Klasik olarak kullanılan yasa dışı maddelerin çalışmasını yaptık. Projenin ‘ilk niteliği’ taşıdığını da vurgulayan Aydoğdu, projenin şu anda rutin uygulamasının bulunmadığını ancak uygulamaya hazır durumda olduğunu belirtti.
Haber Merkezi